Türkiye-Ermenistan sınırında yıllar boyunca farklı kültür ve medeniyetlere beşiklik eden ve Anadolu'da tarihin en büyük kültür hazinelerinden olan Ani Ören Yeri tarihte Urartu, İskit, Pers, Makedon, Slevkos, Arşaguni, Sasani ve Kamsaragan egemenliğinin ardından 643 yılında İslam ordularınca fethedildi.
Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturan Arpaçay Nehri'nin iki derin dar boğazının ortasında yer alan, 884-1045 yılları arasında Bagratlılar, 1045-1064 yılları arasında Bizanslılar tarafından yönetilen Ani, 16 Ağustos 1064'te Sultan Alparslan tarafından fethedilerek yurt topraklarına katıldı.
85 hektarlık alana kurulan, tarih boyunca Türklerin yanı sıra onlarca medeniyetin yaşam bulduğu, 970-1320 tarihleri arasında Ermenice, Yunanca, Türkçe, Arapça, Gürcüce, Farsça olmak üzere en az altı dil konuşulan Ani'de geçmişte Hristiyan ve Müslümanlar yan yana yaşadı.
"MEDENİYETLER BEŞİĞİ" ANİ, 23 MEDENİYETE EV SAHİPLİĞİ YAPTI
Kurulduğu günden bu yana 23 medeniyete ev sahipliği yapan, aralarında her biri farklı bir güzellik ve tarihi değerdeki cami, kilise, katedral gibi dini yapıların yanı sıra paha biçilmez diğer tarihi yapıları ve kültürel hazineleri bünyesinde barındıran Ani, Kafkaslardan Anadolu'ya ilk giriş kapısı olma özelliği dolayısıyla ayrı bir önem arz ediyor.
UNESCO Dünya Miras Listesi'ne 2016 yılında alınan ve birçok uygarlığı ev sahipliği yaptığı için "Medeniyetler Beşiği", "Dünya Kenti", "Binbir Kilise" ve "40 Kapılı Şehir" olarak da adlandırılan Ani Ören Yeri'nin Arpaçay kanyonu üzerindeki tarihi İpek Yolu güzergahında yer alan Değirmendere mevkisinde bulunan iki şelale şırıl şırıl akan suları ve yemyeşil doğasıyla ziyaretçilerini bekliyor.
Özellikle tarihi yapıları ile misafirlerini büyüleyen Ani, tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra çevresindeki bu şelaleler ve doğal güzelliklerle de her mevsim yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor.
Fotoğraf sanatçısı Özgen Beşli, yaptığı açıklamada, Ani'de tarihi ve doğal güzelliklerin bir arada olmasının tarih ve doğa meraklılarının ilgisini çektiğini söyledi.
"ANİ ANTİK KENTİ DOĞASIYLA, TARİHİYLE ÖNEMLİ BİR YER"
Şelalenin hem ruhu dinlendirdiğini hem de fotoğraf tutkunlarına güzel kareler çekme imkanı sunduğunu ifade eden Beşli, "Ani tarihi kadar doğasıyla da muhteşem bir yer. Ani'ye 4,5 kilometre uzaklıkta olan ve güneybatısında yer alan Değirmendere mevkisinde iki şelale mevcut. Doğal kaynak suyla beslenen bu şelaleler 100 metre arayla akıyor." dedi.
Beşli, Ani'nin hem yaz hem kış aylarında farklı güzellikte olduğunu ve etrafındaki doğasıyla da göz kamaştırdığını anlatarak "Ben de doğasever ve fotoğrafçı olarak buraya hem gezmeye hem de doğa fotoğrafları çekmeye geldim, hem de ruhumu dinlendiriyorum, suya giriyorum. Ani Antik kenti gerçekten doğasıyla da tarihiyle de önemli bir yer, burayı herkese tavsiye ederim, yaz kış gelinmeli, gezilmeli ve fotoğraflanmalı." diye konuştu.