Yaz yaklaştıkça Bodrum-Alaçatı savaşları da başlar. Ne komik ki her yaz artılarıyla eksileriyle iki beldeyi kıyaslayan yazılar yazarım. Ve illa ki eksilerini yazdım diye pek çok eleştiri alırım. Ama bahar aylarında hiç eleştirim yok. Aksine hayranlığım kat ve kat artıyor iki yere de.... Bu kez kıyaslama yapmayacağım. Bu aylarda en sakin günlerini yaşayan, dingin, hafif rüzgarlı ve keşfedilmeyi bekleyen Alaçatı'dan bahsedeceğim. Yazın kalabalığı yok belki de ama sokakların renkliliği, sofraların çeşitliliği, enerji ve tutkusu devam ediyor bahar aylarında. Arnavut kaldırımlı sokaklarında salına salına yürüyebilir, taş evlerin mimarisini izleyebilirsiniz: Sıra, rezervasyon derdi olmadan, kazıklanmadan lezzetli yemekler yemek de cabası... Ayrıca hâlâ sörf yapma şansınız da var. Hatta daha önce hiç denemediyseniz ders almak için şimdi tam sırası... Sörf sizi açmadıysa çekin altınıza bir bisiklet, köyü baştan sona turlayın. Üstelik bahar aylarında da pek çok turnuvaya ve sanatsal olaya ev sahipliği yapıyor. Alaçatı Ot Festivali'ni tenzih edersek bu zamanları da epey keyifli oluyor. Sadece meraklıları köye geliyor. Hem eğlence hem huzur, bolca da aktivite ile günler geçip gidiyor. O zaman baharın tadını çıkarmaya Heavinlymade Mimarlık şirketi tarafından tamamen geri dönüşüm malzemelerden üretilerek yapılan The Stay Otel'le başlayalım. Yazın pazar günleri düzenledikleri Arjantin barbekü partileri devam eder mi bilemem ama yıl boyunca tiyatro, sinema ve farklı sanatsal festivalleri düzenlemeyi sürdürüyorlar. Sosyal medya hesaplarından gideceğiniz tarihte hangi etkinlik olduğuna bakabilirsiniz. Bu arada otelin mimarisi kadar odaları, yemekler ve içindeki sanat eserleri de dikkat çekici.
LEZZETİN ADRESİ: AGRILIA
Alaçatı'nın oldukça eski ama en iddialı restoranlarından biridir Agrilia. 2016 yılından beri köyün en sükseli oteli Alavya içinde hizmet veriyor. Otelin odalarından birinde Mehmet Güleryüz, diğerinde Neşe Erdok tablosu, hatta 'tablosu' demek az kalır başyapıtı karşınıza çıkıyor. Otel de 12 ay hizmet veren işletmelerden biri bu arada. Hizmeti, sunumları ve her detayı ile dünyanın en iyi butik otellerinden biri bana kalırsa. Agrilia ise bünyesinde hizmet vermeye başlayan bir fine- dining restoranı. Soğuk kış günleri için de ideal bir mekan. Menü sık sık değişiyor. Enginarlı kokoreç, uskumru ceviche, parmesanlı levrek... Menüsündeki her lezzet enfes. Favorim kırmızı et yemekleri...
HER ŞEY MEVSİMİNDE
Alaçatı'da taze malzeme kullanan, tarladan tabağa anlayışı benimseyen harika bir işletme Asma Yaprağı. Kurucusu Ayşe Nur Mıhçı tam bir Egeli. Mutfak aşkı ve sevdasını ailesine de aşılamış. Bu aylarda giderseniz rahat rahat sohbet etme şansı da yakalarsınız, kim bilir? Hikayesi şöyle: 2010 yılında yazkış Alaçatı'da ocak hep yansın mantığı ile bu işe gönülden giriyor. Ama kısa sürede lezzetlerinin ünü ülke çapında yayılınca mekanını büyütüyor. Baklalı enginarlı pilavı, kabak çiçeği dolması, tarçınlı köftesi ve daha onlarca lezzetli seçenekler var menüsünde. Sadece burada yemek deneyimi için bile Alaçatı'nın yolunu tutmaya değer.
AİLE İŞLETMELERİ ÇOĞUNLUKTA
Alaçatı'da 12 ay açık olan mekanlar genelde kuşaktan kuşağa geçen yerler. Bunlardan biri de benim yaklaşık üç sene önce keşfettiğim ve oldukça geç kaldığımı anladığım Fahri'nin Yeri. 1993 yılından beri Alaçatı Port'ta tam da denizin kenarında hizmet veriyor oysa ki. Rüzgarlı havalara karşı içeride kışlık bölümü de var. Geçen ay sosyal medya hesaplarından yayınladıkları sekiz kiloluk kalkanları bile buraya gitme nedeni. Ama benim açık ara favori lezzetim favaları. "Bir favadan ne beklenir ki!" demeyin. Sıcak servis edilen mezeyi burada enfes hazırlıyorlar. Onun dışında karides güveç, saganaki, asma yaprağında hellim peyniri gibi lezzetleri de başarılı. Seviyorsanız ortaya paylaşmalı deniz mahsulleri makarnası ısmarlayın. Bir de varsa enginar dolmasının tadına mutlaka bakın.
MENÜ HAZIR AÇILIŞ YAKINDA
Limon Köyiçi 12 mevsim açık olan mekanlardan değil ama menüsünü çoktan hazırlamış. Nisan ortası, Ot Festivali ile açılmayı bekliyor. Mutfakta şef Eyüp Gül var. Menüde ise beef tataki, somon saşimi, baby kalamar dolması gibi lezzetler... Ayrıca 23.00'ten sonra mekanda her yıl olduğu gibi müziğin sesi yükseliyor ve eğlence tam hız devam ediyor. "Gitmişken biraz da eğleneyim" diyenlere duyurulur.