İş gezileri çoğu zaman yorucu ve stresli olabilir, eğer siz iş vesilesiyle gittiğiniz şehrin tadını çıkarmayı bilmezseniz. Bu hafta İspanyol moda devi Mango'nun davetlisi olarak İspanya'nın Barselona şehrindeydim. Ve daha önce üç kez gittiğimiz bu güzel Akdeniz şehrinde iş görüşmeleri dışında kalan bir gün tamamen bana aitti. Gezide bana eşlik eden İngiliz gazeteci arkadaşım şehirde ilk kez bulunuyordu. Yani aslına bakarsanız aşağıda onun için yaptığımız hızlandırılmış Barselona gezi rehberini okuyacaksanız... Türkiye'den bu güzel şehre yaklaşık üç saatlik bir uçak yolculuğuyla ulaşıyorsunuz. İstanbul ve Barselona arasında iki saat fark var. Yani yolda hiç zaman geçirmemiş gibi kendinizi bir anda şehrin kollarına atabiliyorsunuz. Gittiğim seyahatlerde otellerin önemli olduğunu, şehrin ruhunu en iyi kaldığınız yerde hissettiğinizi düşünenlerdenim. Ben bu sefer Casa Bonay isimli bir otelde kaldım. 1869 yılında inşa edilmiş neoklasik bir mimarisi olan Casa Bonay'da aradığım her şeyi buldum. Ve otelin içinde bulunan kafe ve restoranın şehrin son dönemdeki en popüler mekanları arasında yer alması da tabii ki büyük şanstı. Ve tabii ki şehirleri mümkünse yürüyerek gezmekten hoşlanan biri olarak otelin şehrin yeni ve popüler alanlarıyla eski merkezi arasında bulunması da benim için büyük avantajdı... Yani İngiliz arkadaşımla otelde çıkıp şehre ilk adım atan herkesin görmesi gereken her yere neredeyse yürüyerek ulaştık. Neyse daha da uzatmayalım şehirde kısa süre kalacaklar için işte size hızlandırılmış bir Barselona turu...
HADİ ESKİ ŞEHRE YÜRÜYELİM
Barselona'da şehrin tarihi bölgesi Barri Gotic (Gothic Quarter) olarak biliniyor. Tahmin edersiniz ki burası şehrin en kalabalık yeri... Antik ve Roma döneminden kalma onlarca yapıyı bir arada görebileceğiniz bir açık hava müzesi gibi adeta... Bu bölgede Placa de la Catedral, Placa Reial, Placa Sant Jaume gibi sayısız irili ufaklı meydan bulunuyor. Bu bölgenin sokakları bir labirent şeklinde. Ve yaklaşık 1000 yıldır yerleşim yeri olarak kullanılıyor. Burada Roma şehrinin antik sütunları ile kiliseler, manastırlar ve Ortaçağ sarayları bir arada bulunuyor. Placa Del Rei Meydanı'ndaki yapıların birçoğu 1700'lü yıllardan günümüze kadar gelmeyi başarmış. Yani eski Barselona'nın ruhunu koklamak için ilk adım atmanız gereken yer kesinlikle burası. Buradan sonra yürüyerek şehirde en çok vakit geçirebileceğiniz noktalardan biri olan La Rambla Caddesi'ne gitmenizi önerebilirim. Cadde boyunca canlı heykeller, sokak şovları, satıcılar dikkatinizi çekecek. Hediyelik eşya mağazalarının da en çok olduğu noktalardan biri de yine La Rambla Caddesi. Eğer hızlıca bir şeyler atıştırmak isterseniz caddede adım başı yerel yemeklerin servis edildiği küçük kafelerden birine girebilirsiniz.
ALIŞVERIŞE VAKİT AYIRIN
Yine bu cadde üzerindeki dev sebze ve meyve pazarına da bir göz atmakta fayda var. Mercat de la Boqueria tek kelimeyle İspanya'nın en iyisidir. Tezgahları inceleyin ve belki de bugüne kadar hiç görmediğiniz tropikal meyve ve sebzelerden tatmayı unutmayın. Burası deniz ürünleri sevenlerin de vazgeçemedikleri bir adres. Tabii ki sonra yapacağınız şey yürüyerek meşhur Katalunya Meydanı'na çıkmak... Bu meydanın bir yanı La Rambla, diğer yanıysa biraz Bağdat Caddesi'ni andıran Passeig de Gracia... Alışverişe meraklıysanız aradığınız tüm markaların mağazalarını işte bu caddede bulacaksınız... Hem La Rambla'dan hem de Passeig de Gracia'dan yürümeye devam ettiğinizde karşınızda Port Vell yani Barselona'nın ünlü limanını bulacaksınız. Çevresinde Barselona Akvaryumu, Katalonya Tarih Müzesi ve Denizcilik Müzesi'nin ve Maremagnum Alışveriş Merkezi'nin yer aldığı bu limanda keyifli vakit geçireceğiniz kesin. Birbirinden şık restoranların yer aldığı limanda lezzetli deniz ürünleri yiyebilir ve yerel içeceklerin tadını çıkarabilirsiniz. Şansınıza hava da güzelse limanın çevresinde birkaç tur atabilir ve uçak yolculuğunun yorgunluğundan da uzaklaşabilirsiniz... Tüm günü en turistik noktaları gezip biraz alışveriş yapıp biraz müzelere girdikten sonra akşam saatine gelmiş bulunuyorsunuz demektir. İspanyollar bizden çok daha geç saatlerde, 20.00'den sonra akşam yemeğine oturuyor. Ben de keyifli geçen günün sonunda şehrin son yıllardaki en popüler restoranları arasında yer alan Boca Grande'de akşam yemeği yedim. Deniz mahsullerinin, Akdeniz, Avrupa, İspanyol ve Katalan mutfağının birbirinden lezzetli yemeklerini bulabileceğiniz restoran İspanyol futbolcuların da en sevdiği nokta.
GAUDI İMZALI PARK
Her köşesi Gaudi'nin sıradışı çalışan zihnini, doğadan esinlendiği ancak sonunda garip denilebilecek şekilde tasarladığı formları ve klasik mimariye meydan okuyan tarzını yansıtan Park Güell 1984 yılında UNESCO Kültür Mirası Listesi'ne alındı. Üstelik yapıldığı dönemin koşulları ve kültürel ortamı da göz önüne alındığında hayal gücünün nelere kadir olduğunun da canlı bir ispatı. İki ev, üç viyadük, sütunlu salon ve Gaudi'nin kendi evinin de bulunduğu bu alan 1922'den bu yana halka açık bir park.
137 YILLIK İNŞAAT
Şehirde geçireceğiniz zaman kısıtlı da olsa büyüleyici bir mimariye sahip olan La Sagrada Familia katedraline mutlaka gidin. "Katedral de nereden çıktı?" diyenlere dünya üzerinde bir benzeri daha olmayan bu katedralin inşaatının hâlâ sürdüğünü belirteyim. Çalışmalar 1882-1926 yılları arasında dünyaca ünlü mimar Antoni Gaudi tarafından yürütülmüş. Yapımına yaklaşık 137 yıl önce başlanan bu yapı hâlâ bitmemiş olmasına rağmen büyüleyici mimarisiyle şehrin en çok turist çeken noktalarından biri.
ÖDÜLLÜ OTEL
Radisson Blu Hotel, İstanbul Şişli bağlı olduğu Doğu Avrupa, Rusya ve Türkiye bölgesinde iki yıl üst üste Yılın Franchise Oteli ödülünü aldı. Değerlendirme, yıllık oda başına gelir büyümesi, doluluk performansı, rekabet seti içerisindeki üstün başarısı ve misafir memnuniyeti gibi kriterlere göre yapılıyor.
EN RENKLİ YILBAŞI
Yeni yıla dünyanın bir başka köşesinde girmeye ne dersiniz? Yılbaşı manzaralarının en çok yakıştığı coğrafyalardan biri Lapland. Kutup bölgesindeki Lapland; Finlandiya, İsveç, Norveç ve Rusya topraklarının bir bölümünü de içine alıyor. Yüksek dağlar, vahşi ormanlar, nehirler ve şelalelerle büyülü bir güzelliğe sahip olan Lapland'de, ren geyiklerini görebilir, kızaklarla karlar üzerinde romantik bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Biz Lapland Turu'nu seçtik ama ETS'nin diğer yılbaşı turlarıyla Roma, Paris, Nice, Floransa ve Venedik gibi Avrupa şehirlerine de gidebilirsiniz.
ULUDAĞ'DA ELEKTRONİK FESTİVAL
Uludağ Müzik Festivali, 30'dan fazla DJ ile 6-8 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek. Jolly Tur'un gençlik markası Unitravel tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen festivalde üç sahnede 44 saat boyunca müzik yayını olacak. Festivalde setin başına geçecek isimler arasında Ferhat Albayrak, Matador, Teenage Mutants, Alan Cutt ve Alican Baykara da yer alıyor.