Lübbey Köyü'yle ilgili araştırma yaptığınızda karşınıza bazı rivayetler çıkıyor. Köyün cinli olduğu gibi... Rivayete göre köyü basan cinler yüzünden sakinleri bir bir Lübbey'i terk etmiş. Halbuki Lübbey'in gerçek hikayesi çok hüzünlü. Biz de bu köyü görmek üzere yollara düşüyoruz. Lübbey, Ödemiş'e 20 kilometre uzaklıkta bir köy. Rivayete göre bir zamanlar Lüb ve Dab isimli iki Türkmen beyi varmış.
Bu iki bey, anlaşmazlığa düşünce topraklarını ayırmış. Böylece Lübbey ve Dabbey isimli iki köy ortaya çıkmış. Dabbey zamanla yok olurken Lübbey inatla yaşamını sürdürmüş. 1300'lü yıllarda Aydınoğulları Beyliği bölgeye hakim olmuş. Lübbey'e girer girmez bizi ilk olarak köy camisinin merdivenlerinde nohut, kurufasulye satan iki yaşlı köylü karşılıyor. Cami bugüne kadar gördüklerimizden çok farklı. Kubbesi ve minaresi olmadığından daha çok bir kulübe gibi. Ahşap kaplamalı caminin duvarları Arapça yazılar ve çiçek motifleriyle; mihrabı ise yeşil renge açılan kırmızı bir perde ve deniz üzerinde dumanı tüterek ilerleyen gemi resimleriyle süslü. Caminin tarihi hakkında kimse net bir şey söyleyemiyor. En iyi ihtimalle 700 yıl önce, belki de çok daha eskiden inşa edildiği tahmin ediliyor. Caminin ardından köyün ara sokaklarında dolaşıyoruz. Etraftaki kapısına kilit vurulmuş taş evlerin tümü virane halde.
ÇAY MOLASI
Aslında 30 yıl kadar önce etrafındaki köylerden pek de bir farkı olmayan Lübbey'in kaderi, sakinlerinin evlerini birer birer terk edip çevre köylere ya da Ödemiş'e yerleşmesiyle değişmiş. Terk-i diyarın sebebi köyde tarım yapılacak arazi ve elektriğin olmamasıymış. Sadece evini terk etmek istemeyen yaşlılar Lübbey'den vazgeçmemiş. En hareketli zamanında yaklaşık 40 ailenin yaşadığı köyde, kalan yaşlıların da teker teker ölmesiyle bugün geriye sadece yedi-sekiz kişi kalmış. Artık bir hayalet köye dönüşen Lübbey, sıra dışı atmosferi sebebiyle son yıllarda çekilen korku filmlerine de set görevi görmüş. Evlerin arasında dolaştıktan sonra köyün meydanındaki Taş Kahve'de çay molası veriyoruz. Dolaşmaya gelenler, doğa yürüşü yaparken Lübbey'e uğrayanlar caminin hemen arkasındaki bu küçücük kahvede çay molası veriyor.
70 yıllık kahveyi 15 yıldır işleten Mehmet Güler, Lübbey'de doğup büyümüş. Çocuğunun okulu sebebiyle artık Ödemiş'te yaşasa da her gün hiç üşenmeden bomboş köye gelip kahveyi açıyor. Güler, zamanında köyde ilk televizyonun alındığı kahveye her akşam film, dizi izlemek için yaklaşık 100 kişinin geldiğini söylüyor. Lübbey'i tanıtmak için elinden geleni yapan Güler görevinde son derece başarılı. Nitekim artık köye Japonya ve hatta Kolombiya'dan bile ziyaretçilerin geldiğini söylüyor, turistlerin duvardaki fotoğraflarını gösteriyor. Bir bakkal dükkanının dahi bulunmadığı köye her gün ekmek getirerek köylülerin önemli bir ihtiyacını karşılayan Mehmet Güler, köyde tek bir kişi dahi kalsa kahvesini açmaya devam edeceğini söylüyor.