Seyahat etmek bir ayrıcalık değil, bir yaşam tarzı. Bu yaşam tarzı, bir başka tutkuyla birleşince işte o seyahat unutulmaz bir deneyime dönüşüyor. Belki de bu yüzden dünyanın en güzel dağlarında, çöllerinde, sahillerinde bu deneyimi yaşayan patika koşucuları her bir rotanın tadını en iyi çıkaranlar. Düşünsenize, koşmak tutkunuz, seyahat etmekse bu tutkunun kreması. Kah Mont Blanc'ta, kah Petra'da sizinle aynı heyecanı yaşayan dünyanın dört bir yanından insanla bir araya geliyorsunuz, aynı heyecanı paylaşıyorsunuz. Yani hayatınıza verdiğiniz kısa tatil molası, sizin için yüzlerce insanla çıktığınız özel bir seyahate dönüşüyor. İşte geçen hafta sonu tam da böyle bir tecrübeye tanık oldum.
EN İYİ ULTRA-TRAİL ROTASI
Önce patika koşusuna katılmanın ne kadar özel bir deneyim olduğunu anlayıp heveslendim, ardından o topluluk içinde yer almanın keyfini deneyimledim. Ve anladım ki, Kapadokya hem doğası, hem de turizm adına vadettikleriyle açık ara dünyadaki en iyi ultra-trail rotası. Aşk Vadisi'nden, Uçhisar Kalesi'ne, nefes kesen gün batımı manzarası ile ünlü Kızılçukur Vadisi'nden Kapadokya'nın en eski yerleşim yerlerinden olan Çavuşin'e, volkanik toprakların üzerindeki üzüm bağlarından milyonlarca yılda oluşan peri bacalarına, tarihi taş evlerden görkemli konaklara, tarihi ve fantastik coğrafyası ile Kapadokya'nın güzelliklerinin içinde koşulan unutulmaz bir yarış; Salomon Cappadocia Ultra-Trail. Geçen hafta 80 ülkeden 2 bin 650 yarışçı Kapadokya'daydı. Yarış, Ürgüp şehir merkezinde başlayıp aynı noktada sona erdi. Yarışçılar, 07:00'de yüzlerce balon eşliğinde Ürgüp'ten start aldılar ve doğa ile tarihin bütünleştiği, UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan eşsiz Kapadokya yöresinin vadilerinde ve platolarında eşsiz bir yarış deneyimi yaşadılar. Bütün güzelliği ile bir uçtan bir uca Kapadokya'yı peribacaları, yüksek platolar, vadiler ve tarihi köylerinin içinden koşarak geçtiler. Bu, 119, 63 ve 38 kilometre olmak üzere üç farklı parkuru ile dünyadaki Ultra-Trail World Tour serilerinin son yarışı oldu. Hititlerden Perslere, Romalılardan Selçuklulara, Bizanslılardan Osmanlılara kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Kapadokya'da dünyaca ünlü sporcular, tarihin içinde doğa ile baş başa mücadele ettiler.
KAPADOKYA GÖNÜLLÜSÜ
Yaklaşık 25 yıldır yüzlerce organizasyonda binlerce sporcuyu ağırlayan Argeus Travel&Events tarafından 2014'ten bu yana düzenlenen bu yarış sayesinde, yaklaşık 4 bin 500 kişi Kapadokya'da ağırlandı. Rakam gerçekten çok ciddi. Kapadokya'yı spor turizminin cazibe noktası haline getiren isim olan Aydın Ayhan Güney ile sohbetimizde anladım ki Türkiye'nin potansiyeli çok büyük... Güney, altı yıl önce bir hayalin peşinden giderek Cappodocia Ultra-Trail'i başlatan kişi. 180 kişiyle başlayan maraton bugün 2 bin 650 sporcuya ulaşmış durumda. Bu hayalin hikayesini özetle şöyle anlatıyor, "Profesyonel sporculara spor organizasyonları yapıyordum ama buna benzer bir konuda deneyimim yoktu. O zamana kadar koşucular kendi aralarında buluşup yapıyorlardı. Biz bunu bir festival havasına sokmak istedik. İlk yaptığımız yıl yabancı turist sayısı o kadar azdı ki... Ama o amatör grubu çok sevdik. Ve onlar sayesinde bu işi büyütmeye ve emek harcamaya karar verdik."
180 KİŞİYLE BAŞLANDI
Güney, bu projeyi nasıl bugünkü haline getirditlerini de şu sözlerle anlatıyor: "Uluslararası fuarlara katılıp standlar açtık, yabancı basını ve yabancı ünlü sporcuları davet ettik. Dünyanın en popüler yarışlarının geçtiği yerlerin hepsinin bir hikayesi vardır. Mesela Mont Blanc; dünyanın en çekici dağlarından biri ve onun etrafında koşuyorsun. Kutup yarışları, çöl yarışları da böyledir. Ama Kapadokya tüm bunların arasında birinci. Başka böyle bir yer yok! Dünyanın neresinde bir 12'nci yüzyıl kilisesinin önünden, UNESCO mirasının içinde koşabilirsiniz ki? 180 kişiyle başlayıp bugünlere geldik, önümüzdeki yıl bu yarışa kurayla sporcu alacak duruma geçtik."
HER KÖŞESİ AYRI KEYİF
Başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış olan Kapadokya; 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ'ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmış coğrafi bir güzellik.
Coğrafi olaylar peribacalarını oluştururken, tarihi süreçte insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımışlar.
Kapadokya'da; Ürgüp, Avanos, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar kaleleri, El Nazar Kilisesi, Karanlık Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ-Zelve belli başlı görülmesi gereken yerler.
ÜRGÜP
Nevşehir'in 20 km doğusunda yer alan Ürgüp şehrin etrafına dağılmış mağara evleri nedeniyle turistik ve popüler.
Birçok otel ve konuk evi, renkli eğlence hayatı, 1923 nüfus değişiminden önceki eski Yunan evlerinin yanı sıra, modern turizm endüstrisine rağmen geleneğine bağlı kalan bir atmosferi var.
Ürgüp, tam olarak peribacaları ile şekillenen bölgede kurulu.
ORTAHİSAR
Kapadokya yerleşimleri arasında merkezi konumda ve Göreme Açık Hava Müzesi'ne sadece birkaç kilometre uzaklıkta. Kasabaya girerken; her iki taraftaki kaya yüzeylerinde kapılar göreceksiniz.
Bu kapılar, Kapadokya'daki soğuk hava depolarının en iyi örnekleri. Ortahisar, ilginç taş evleri, dar sokakları, güzel kiliseleri ve kale benzeri kaya oluşumuyla ünlü. 90 metre yüksekliğindeki doğal kale, bölgede öne çıkan bir nokta.
İBRAHİMPAŞA
İlginç küçük taş evleriyle meşhur İbrahimpaşa, Balkan Deresi yamaçlarında ve Ortahisar'ın batısında bir köy. İsmini Nevşehir'in önde gelen Osmanlı veziri İbrahim Paşa'nın adından almış.
Köy, kamu mimarisinin güzel örnekleriyle dolu.
Tarihi El Puente Köprüsü görülmeye değer.
ZEMI VADISI
Zemi Vadisi, adını vadiden geçen 5 bin 600 metrelik dereden alıyor. Bu vadi; çilek, kayısı ve erik gibi çok sayıda meyve ağaçları bulundurduğu için en ilginç yürüyüş deneyimlerinden birini sunuyor. Turistler tarafından sıklıkla tercih ediliyor.
GÜVERCINLIK VADISİ
Güvercinlik Vadisi, Göreme ve Uçhisar arasında yer alan ve patika nispeten kolay olduğu için yürüyüş için de ideal bir bölge. Vadi içinde keşif yapmak için tasarlanmış insan yapımı mağaralar bulunuyor.
ÇAVUŞIN KÖYÜ
Çavuşin, Göreme'den dört km uzaklıkta, Avanos yolu üzerinde bir köy. Dağa benzer büyük bir kaya kütlesini çevreleyen kaya oyma yapılarla dolu. Kayaların zamanla ve depremlerle aşınması sonucu, birçok yapı kötü durumda. Kayaların tepesine doğru yükselen kubbeli yapıların yanı sıra evler arasında ibadet yerlerini, Rahipler Mağarası'nı ve barınakları görebilirsiniz. Kuş bakışı bir karınca kolonisine benziyor bu yapılar.
MUSTAFAPAŞA (SINASOS)
Ürgüp'ün altı kilometre güneyinde yer alan Mustafapaşa Köyü (eski adıyla Sinasos), Kapadokya'nın en güzel köylerinden biri. Geçen yüzyılda Kapadokya'nın merkeziydi ve zengin Osmanlılar görkemli konaklarını buraya inşa ettiler.
Bütün köy bu tür konaklardan oluşuyor ve hepsi tüf taş bloklarından inşa edilmiş. Konakların içinde harika duvar resimleri ve zarif kabartma çalışmaları var. Mustafapaşa binaları ayrıca güzel neoklasik ön cepheleri ve süslü oyma taş işçiliği ile ünlü.