Giderken bindiğimiz Şanlıurfa uçağında tek bir boş koltuk yoktu. Sokaklarında dolaştığımız şehir de öyle, her yer turist kaynıyordu. Gümrük Hanı'nda menengiç kahvesi içenler, Balıklıgöl ve çevresinde kafileler halinde gezenler, Şanlıurfa Müzesi'ndeki tarihe meraklı gençler... Şanlıurfa son günlerde hiç görmediği ilgiyi görüyor. Geçtiğimiz hafta JollyTour'un konuğu olarak, küçük bir gazeteci grubu Şanlıurfa'da dolu dolu iki gün geçirdik. Göbeklitepe'yi, Halfeti'yi, Balıklıgöl'ü ziyaret ettik, sıra gecesine katıldık. Müthiş bir turizm patlaması yaşandığını söyleyeyim. Hem gastronomi hem de kültür turizminde bu topraklar yeniden yükselişe geçiyor.
ZAMANA DİRENEN ŞEHİR
2000 yılında Birecik Barajı'nın yapılmasıyla yarısı sular altında kalan, diğer yarısında ise yerleşim yerleri oluşturulan Halfeti, en çok ziyaret edilen yerlerin başında geliyor. Yaptığımız tekne turunda batık şehrin hüznünü içimizde hissettik. Çekem mahallesi, Savaşan Köyü, Rumkale istikametiyle yaptığımız tekne turunda su altında kalan evler, okullar, camiler bize eşlik etti. Özellikle Savaşan Köyü'nün sadece minaresi suyun üstünde kalmış camisi, klasikleşmiş bir kare olarak Instagram sayfalarımızda yerini aldı.
TARİHE GÖBEKLİTEPE AYARI
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe, bir süredir tüm dünyanın dikkatini üzerine çekiyor. Bundan 12 bin yıl önce, henüz yerleşik hayata bile geçilmemişken, insanlar bu görkemli tapınakları nasıl yaptı? Göbeklitepe'de gezerken birbirimize bu soruyu sorup durduk. Yazılı tarihin akışını değiştiren, tarihi yeniden yazdıran bir yerdeyiz. Tarihin sıfır noktasında... Halkın Göbeklitepe'ye ilgisi büyük, kimi rehberlerden buranın hikayesini dinliyor, kimi en güzel selfie'nin peşinde... Rehberimiz Güney Peker'e de buradan teşekkür etmek gerek. Seyahatimiz onun anlatımlarıyla daha keyifli hale geldi. Şanlıurfa'ya gelmişken, mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de Şanlıurfa Müzesi. Göbeklitepe'nin replikasının da olduğu müze çok iyi tasarlanmış. Tarih içinde keyifli bir gezinti yapıyorsunuz. Özellikle çocuklu aileler için müzeyi tavsiye ederim. Akşam olunca sıra geliyor Urfa'nın olmazsa olmazı sıra gecelerine... Günün yorgunluğunu unutup herkes akşamları soluğu sıra gecelerinde alıyor. Gün boyu her durakta yediğimiz kebaplardan burada da kaçış yok. Ve tabii halaydan da kaçış yok... İki günlük 'hızlandırılmış' Şanlıurfa gezisinden anlatmaya kalksam daha birçok güzel ayrıntı var. Artık onları da bir hafta sonunuzu ayırıp siz kendiniz test edin. Emin olun yeniden gitmek isteyeceksiniz, ben kendimden biliyorum.
HALFETİ EFSANESİ
Halfeti'nin adında ölümsüz bir aşk hikayesi gizli. Söylenceye göre birbirlerini delicesine seven Halil ve Fatma adında iki gencin kavuşmasına aileleri engel olmuş. Bunun üzerine Halil ile Fatma el ele tutuşarak kendilerini Fırat'ın azgın sularına bırakmış. Onların anısına o tarihten sonra ilçe Halil ile Fatma'nın kısaltılmış hali olan "Halfeti" adıyla anılmaya başlamış.
YAPMADAN DÖNMEYİN
Baraj gölünde tekne turu yapmadan...
Özellikle haşhaşlı kebabından yemeden...
Fırat'ta tutulan şabut balığından tatmadan...
Sıra gecesi yapmadan... (Biz Manici Otel'dekine katıldık, halaya el verdik.)
Böbrek, dalak, ciğer ve bilumum sakatata dalmadan...
Özellikle şıllık tatlısını mideye indirmeden...
Gümrük Hanı'nda fıstıklı menengiç kahvesi içmeden...
Hediye olarak eşe dosta isot, pulbiber, karagül kolonyası almadan...
Tekne turunda arkanıza sular altında kalmış minareyi alarak selfie çektirmeden...
Şanlıurfa Müzesi'nde tarih içinde kaybolmadan...
KARAGÜL DİYARI
Dünyada sadece Halfeti'de yetişen karagül, reçelden lokuma, sabundan kreme kadar pek çok üründe kullanılıyor. Ama en rağbet göreni karagül kolonyaları...
BALIKLIGÖL
Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamber'in ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu göl, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa'nın turistler tarafından en çok ziyaret edilen yerlerinden.