Bir şehre gitmeden önce mutlaka görmek istediğim yerlerin listesini çıkartırım. Listenin başında genelde müzeler ve restoranlar gelir. Kısacası ben alışveriş için değil yemek ve sanat için gezenlerdenim. Müze ve galerilerden sonra o şehrin en iyi restoranlarını araştırmaya başlarım. Burada püf noktam turistlerin en çok gittikleri yerleri değil lokallerin favorilerini bulmak. Bu konuda en zorlandığım yerlerin başında Roma gelir. Ara sokaklarında bile o kadar leziz mekanlar var ki seçim yapmak kolay değil. Bu hafta Roma'da lokallerin takıldığı, hem lezzette hem serviste eleştirmenlerden de tam not almış restoranları yazdım. Yolunuz Roma'ya düşerse belki birkaçını siz de listenize almak istersiniz.
ROMA'NIN LOKAL MEKANLARI
ROSCIOLI:
Yüzde 100 İtalya'da olduğunuzu hissettiren bir market restoran. Sol tarafta peynirlerin, makarna soslarının, şarküteri ürünlerinin satıldığı bölüm yer alıyor. Şarap mahzeni ve füme balık çeşitleri de bulabilirsiniz. Kısacası yemek yemek için olmasa bile farklı İtalyan ürünleri almak için uğramanız gereken adreslerden biri. Alessandro ve Pierluigi Roscioli kardeşler tarafından işletilen mekan, adını ailenin soyadından alıyor. Tereyağlı kızarmış tost ekmeği üzerinde servis edilen kaz ciğeri ya da ançüez gibi az ama öz menüsü var. Bu arada menüde dilediğiniz gibi değişiklikler de yapabiliyorsunuz. Tahtada yazan günün spesiyalini asla es geçmeyin derim. Pazar günleri kapalı mekanda iki kişi 100 euro'ya yemek yiyebilirsiniz. Tabii açtıracağınız şaraba göre fiyat çok daha yukarılara çıkabilir.
FELICE A TESTACCIO:
Gerçek Roma mutfağını tatmak için turistler genelde Trastevere'ye gider. Oysa Romalılar en leziz yemekleri Testaccio'da yiyeceklerini bilirler. Felice a Testaccio yıllardır ev yemekleri sunan özel bir yer. Esas patronu Felice Trivelloni tüm masalara 'rezerve' yazısı koyardı ki istemediği müşteriyi kibarca geri çevirebilsin. Şimdi oğlu Franco tarafından işletiliyor. Tuğla duvarları, barı ve şık ışıklandırmasıyla yeniden dekore ettirdi. Ama menüde babasının mirasına sadık kaldı. Domates ve soğan soslu, pecorino peyniri ile servis edilen spagettisi enfes. Menüden ne seçerseniz seçin bardakta sunulan tiramisuyu tadın. Mutlaka birkaç gün önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. 'Rezerve' yazıları artık müşteri seçmek için masaların üzerinde durmuyor.
LA GATTA MANGIONA:
Burası 1999'da açılan ve kendini 'pizza mühendisi' olarak adlandıran Giancarlo Casa'nın pizzacısı. Sanırım dünyada daha iyi pizza yemedim. Hatta buradan sonra birkaç ay pizza tadamıyorum. Odun ateşinde pişen pizzalar hamuru kadar malzemeleriyle de öne çıkıyor. Dekorasyonu 90'lardan kalma. Burası ucuz bir yer değil. Hatta pek çok mekana göre pahalı. Her gün kara tahtada günün spesiyal pizzası ve arancini'si yazıyor. Casa pizzasını yüzde 90 Napoli, yüzde 10 Roman olarak nitelendiriliyor. Menüde ızgara etler de var. Ben yalnızca pizzalarına kefilim. Yenilebilir çiçekli olanları enfes.
II PAGLIACCIO:
Fransa'da doğan Güney İtalyalı şef Anthony Genovese'in mutfağına hoş geldiniz. Tokyo, Malezya, Fransa ve pek çok ülkede çalıştıktan sonra Roma'da kendi restoranını açan şefin mutfağı kesinlikle yaratıcı, yenilikçi ve modern. Ama şu koca tabağın içinde azıcık yemek sunanlardan değil. Menüsü sezonluk olarak değişiyor. Öğlenleri üç tabaktan oluşan tadım menüsünün fiyatı 75 euro. Öğlen ve akşamları 12 tabaktan oluşan (155 euro) tadım menüsü de servis ediliyor. Deniz kestaneli spagettisi enfes.
TRATTORIA AL MORO:
Şimdi Pantheon Tapınağı ve Aşk Çeşmesi'nin birkaç sokak arkasındaki Trattoria Al Moro'ya gidelim. Burası oyuncuların, yazar-çizer takımının en çok gittiği yerlerden. Fellini'ye filmlerinde ilham kaynağı olduğu bile söyleniyor. İçeri adım attığınızda kendinizi bir anda 80 yıl öncesine ışınlanmış gibi hissediyorsunuz. Nane soslu salyangoz mekanın en ünlü yemeği.
PIZZARIUM:
Daha önce hiç yemediğiniz pizzaları tadabileceğiniz bir mekan burası. Örneğin tavşan etli ve kuş üzümlü pizza gibi. Ekşi maya ve değirmende çekilmiş un ile hazırlanan pizzalar gerçekten çok lezzetli. Vatikan Müzesi'nin yakınlarında yer alan pizzacı ufacık bir yerde hizmet veriyor. Menüde yaklaşık 20 farklı pizza var. Saat 12.30- 14.00 arası epey kalabalık oluyor.
AKLIM KATAR'DA KALDI
Nasıl kalmasın... Geçen hafta 434 milyon dolar yatırımla Katar Ulusal Müzesi kapılarını açtı. Hem de ne açılış... 52 bin metrekare üzerine kurulu müze Doha Havalimanı'na oldukça yakın. Böylelikle iner inmez müzeyi ziyaret etmek mümkün. Açılışa katılanlar arasında maalesef yoktum. Devlet erbabı, sanatseverler dışında Victoria Beckham ve Johnny Depp gibi ünlü isimler vardı. Benim ilgimi ise daha çok KAWS'ın heykeli ya da Ai Weiwei'nin heykel enstalasyonu Fountain of Pearl (İnci Çeşmesi) çekti. Müzenin mimarı Abu Dabi'deki Louvre Müzesi'ni de tasarlayan ünlü Fransız mimar Jean Nouvel. Nouvel müze binasını çöl gülünden esinlenerek tasarlamış. Çöl gülü, Körfez bölgesinde bulunan sığ tuz havuzlarındaki minerallerin kristalleşmesiyle ortaya çıkan çiçek formunda bir kristal. Müzenin içi kadar dışı bile görülmeye değer anlayacağınız. Peki ama neler mi var müzede? Katar'ın geçmişinden günümüze uzanan tarihini anlatan farklı bölümler ve galeriler var. 'Başlangıç', 'Katar'da Yaşam', 'Modern Katar Tarihi' isimli üç bölüm ve 11 galeriden oluşuyor. Müze Katar'a ve Doha'ya seyahat düzenlemek için başlı başına bir sebep.
ORLANDO'NUN TRENDY ADRESLERİ TÜRK İMZASI TAŞIYOR
Şimdi size Orlando'nun en trendy adresini açıklıyorum: Cafe 34 Istanbul. Sahibi de bir Türk, Gökhan Oral. Hemen ilerisinde Istanbul Lounge isimli bir başka mekanı var. Shaquille O'neal'a sık sık burada rastlayabilirsiniz. Cafe 34 Istanbul'da Türk yemekleri de bulunuyor. Ezogelin çorbasından dönere seçenekler mevcut. Kokteylleri ve nargilesi ile ünlü. ABD'liler ve Latinler bu nargile işini çok sevmiş. Istanbul Lounge'da sabahın ilk ışıklarına dek eğlence devam ediyor. Sık sık Florida dergilerinde 'En İyi Mekan'lar listesine giriyorlar.
HUZURUN YENİ ADRESİ
Park Inn by Radisson İstanbul Airport Odayeri Hotel iş, tatil ve diğer amaçlarla seyahat eden tüm İstanbul Havalimanı yolcuları için avantajlı bir konuma sahip. Konumu itibarıyla İstanbul Havalimanı ve çevresindeki işletme çalışanları da yararlanabiliyor. Ziyaretçiler bol oksijen ve yemyeşil doğa eşliğinde açık büfe kahvaltıyla güne başlayıp, şefin hazırladığı lezzetlerle devam edebiliyor. Otel, meşe ormanlarıyla çevrili Odayeri Köyü'nde yer alıyor. Yeni İstanbul Havalimanı ve Göktürk'e 6 dakika sürüş mesafesinde bulunan otel, 200 yataklı 97 odaya sahip.
'Hayata renk kat' konseptiyle tasarlanan odalar, çağdaş mimari detaylara sahip. Uzun kalışlar için bazı odalarda küçük bir mutfak alanı ve giyinme odası da bulunuyor.
BURSA TELEFERİK REKOR KIRDI
Uludağ'a yarım asırdır ulaşım sağlayan Bursa Teleferik, şubat ayı rekorunu kırdı. Dünyanın en uzun hatlarından biri olma özelliğine sahip teleferik, şubat ayında 103 bin 200 kişi taşıyarak, geçtiğimiz yılki 78 bin kişilik taşıma sayısının üstüne çıktı. Şubat ayı boyunca teleferiği kullanan turist sayısı ise 40 bin 793 oldu.
MASAL GİBİ ALMANYA
23 Nisan'da tatilini Avrupa sokaklarında değerlendirmek isteyenler için Jollytour, Almanya Masal Yolu Turu düzenliyor. Bremen ve Münster şehirleri, Bremerhaven Limanı, Bremen Mızıkacıları masalının heykeli görülecek yerler arasında. Tur boyunca Fareli Köyün Kavalcısı masalına ev sahipliği yapmış olan Hamelin şehrini, Avrupa'nın en büyük barok parklarından biri olan Wilhelmshohe da görülüyor.
BOL MÜZİKLİ ATİNA TURU
Dünyaca ünlü müzisyen George Dalaras'ın 2019 Atina ve Epidaurus Festivali kapsamında vereceği konseri kapsayan bir tur düzenleniyor. Setur'un 18-20 Haziran tarihlerinde düzenleyeceği turda Yunanistan'ın başkenti Atina'nın Yeni Akropolis Müzesi ve UNESCO Kültür Mirası Listesi'nde bulunan Akropolis, Pire Limanı ve Atina'nın 20 km güneyinde yer alan Vouliagmeni gezilecek yerler arasında.