Dünyada en çok görmek istediğiniz yer neresi?, diye sorsam hepiniz şöyle bir düşünmeye başlarsınız. Oysa ben hiç düşünmeden, bir çırpıda "Peru" cevabını verirdim. "Verirdim" diyorum çünkü bu isteğim gerçek oldu. Geçen hafta önce Miami, ardından Orlando, sonrasında Peru'nun başkenti Lima'ya yolculuk hikayem başladı. Yaklaşık bir hafta kaldım Lima'da. Aslında planlarımda Inka medeniyetinin kurulduğu Cusco'yu, Machu Picchu'yu da görmek vardı. Ama onlar başka bahara kaldı. Neden mi Peru? Çünkü birkaç yıldır gastronomisine öyle büyük yatırımlar yapıyor ki, neredeyse menüsünde ceviche olmayan restoran kalmadı. Londra'da, New York'ta ceviche barları açıldı. Kinoa, buğday misali salatalarımıza kadar sızdı. The World's Fifty Best yani Dünyanın En İyi 50 Restoranı listesine Peru'nun başkenti Lima'dan birkaç restoran birden girmeyi başardı.
Dünyanın en iyi şefleri, ki aralarında Uzakdoğulu olanlar da var, Peru'yu mesken eyledi. Amazon Ormanları, And Dağları ve okyanustan besleniyordu. En iyi tedarik başka hangi yerde olabilirdi ki? Hal böyle olunca Peru'nun kalbi Lima'ya bir yolculuk benim için kaçınılmazdı. Yolculuğum önce Miami'ye uçmakla başladı. THY'nin yaklaşık 14 saat süren İstanbul-Miami seferi sonrası Orlando-Disney molası verdim. Oysa Miami'den Lima'ya her gün farklı havayollarının uçuşları var. Ben Orlando'dan Avianca Havayolları ile uçtum ve uçuş yaklaşık altı saat sürdü. Lima'ya iner inmez ilk düşüncem havalimanının beklediğimden çok daha iyi olduğuydu. Vize kuyruğunda dünyanın birçok yerinden ama en çok da ABD'den turistler gözüme ilişti. Otelimiz Barranco'da. Lima'nın en popüler semtlerinden biri. Zaten görülmesi gereken en iyi üç semti ve caddesi Barranco, Miraflores ve San Isidro. Hepsi birbirine yürüme mesafesinde. Havalimanından çıkınca otelin adını söylüyorum. Taksi 50 dolar istiyor. Uber'e bakıyorum VIP aracı sekiz dolar gösteriyor. Lima'da ödediğim en pahalı Uber. Kısacası ulaşım ücreti de sekiz dolar oluyor. Onun dışında her yere iki-üç dolara gidiyorum. VIP olmasına aldanmayın derim yine de. Gelen en lüks Uber Mazda 6 modeldi. Hepsi manuel vites ve birçoğu o kadar eski ki dur kalktan başınız ağrıyor. Yine de Lima'da en güvenli ve en ekonomik ulaşım kesinlikle Uber.
KONAKLAMAK İÇİN NERESİ TERCİH EDİLMELİ?
Mariott denize yakın ve en uygun konaklama yerlerinden. Hemen deniz kenarında olan ve konumuyla belki de dünyanın en güzel lokasyonuna sahip alışveriş merkezlerinden biri olan Larcomar'ın hemen karşısında. İçinde popüler restoran ve barlar da var. Barranco üzerindeki Hotel B ise benim konakladığım otel oldu. Relasi&Chateaux üyesi 20 odalı bir butik otel. Aynı zamanda küçük bir müzeyi andırıyor. İçinde yüzlerce sanat eseri mevcut. Hepsi Perulu sanatçılara ait. Hotel B, Lima'nın en popüler buluşma adreslerinden. Konaklamasınız da akşam yemeği için mutlaka görmelisiniz. Barı da epey popüler. Üstelik odalardan barına her yerde ilginç sanat eserleri karşınıza çıkıyor. Dünyaca ünlü oyuncular da burayı tercih ediyor. Örneğin Robert De Niro benden birkaç hafta önce Hotel B'yi kapatmış ve dostlarıyla konaklamış.
LIMA GÜVENLİ Mİ?
Lima'ya gitmeden önce birçok kişi "Güvenli mi?" diye sordu. Dünyaca ünlü starların sokaklarında dolaştığı ve dünyanın en iyi restoranlarının olduğu yerden bahsediyoruz. İlk gün sokakta yürürken Limalı bir kadın bana "Telefonunuzu çantanıza koyun yoksa çalarlar" dedi. O an panik olsam da başıma herhangi bir olay gelmedi. Peru'nun nüfusu 32.8 milyon. Bunun 9.7'si Lima'da yaşıyor. Çoğunluk neredeyse kazançlarının çoğunu iyi yemek uğruna harcıyor. Gördüğüm en güler yüzlü insanlar. Bir adres sorduğunuzda, yardım istediğinizde gönülden yardım ediyorlar.
DÜNYANIN EN İYİ RESTORANLARI BURADA
Central, Lima'da mutlaka görülmesi gereken restoranlardan biri. Rezervasyonları internet üzerinden alıyor. 2013 yılında restoran Dünyanın En İyi 50 Restoranı sıralamasına 50. sıradan giriyor. Ertesi yıl ise 35. sıraya yükseliyor. 2015-2016 yıllarında dördüncü ve geçen sene altıncı sırayı alıyor. Şef Virgilio Martinez'in restoranına bugün gittiğinizde konsolosluk gibi korunan bir binaya giriyorsunuz. Binada üç farklı mekan birden var. Biri Martinez'in Central'i. Diğeri Central'in barı Mayo ve diğeri de Kjolle. Central'de yer bulabilmek için aylar öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Zaten yaklaşık 60 kişilik ufak ama deneysel bir restoran. Degüstasyon menüsü kişi başı yaklaşık 200 dolar. Şarap eşleşmeli isterseniz fiyat iki katına çıkıyor. A la carte da seçebilirsiniz ama herkes genelde tadım menüsü alıyor. Hatta tek başına sırf burada tadım menüsü alan ABD'li turistlere bile rastlıyorsunuz. Bir de Peru'nun devlet erbabı da burada yemek yiyor. Her tabak o kadar farklı ki. Kimi tabaklar Amazon Ormanları kimisi ise And Dağları'ndan besleniyor. Her ısırıkta başka bir diyara gidiyorsunuz. Unutun ceviche'yi daha önce adını duymadığınız, telaffuz etmekte zorlandığınız yemeklere doyuyorsunuz. Öyle ki hep daha fazlasını istiyorsunuz.
?
CENTRAL'DE YER YOKSA MAYO'YA
Central için geç kaldınız ve diyelim yer bulamadınız, o halde iki seçeneğiniz var. Biri hemen karşısında yer alan barı Mayo'da yer ayırtmak. Burada yemek menüsü daha dar ama içki menüsü oldukça geniş. Menü And Dağları, Deniz ve Orman olarak üçe ayrılmış. Soslar ve malzemeler o kadar farklı ve lezzetli ki yemeye doyamıyorsunuz. En iddialı yemeyi deniz tarağı. Bir de buraya özgü balıkları sezona göre kullanıyor. Kjolle ise yine aynı binada üst katta yer alan başka bir restoran. Pia Leon'un restoranı. Leon 10 yıl Central'da çalıştıktan sonra "Artık kendi restoranımı kurmalıyım" demiş. Central kadar deneyimsel bir mutfak. Amazon'da adını hiç duymadığınız bitkilerden harikalar yaratıyor. Bu arada üç mekanın bulunduğu binada bir de atölye yer alıyor.
MAIDO'YA MUTLAKA UĞRAMALI
Maido, Central'ın ardından geçen yıl dünyanın en iyi yedinci restoranı seçildi. Central belki hayatınızda bir kere gideceğiniz bir yer. Ama Maido'ya herhangi bir öğlen ya da akşam yemeği için gidilebilir. Üç katlı bir binada Miraflores da yer alıyor. Restorana çıktığınızda tüm personel hep bir ağızdan "Maido" diye bağırıyor. Hayatımda yediğim en iyi ton balığını, saşimiyi, suşiyi ve çok daha fazlasını burada buldum. Ama Hindistan cevizi sütü ile servis edilen mangolu ve kurabiyeli tatlısını kaşıklamaktan da kendimi alamadım. Maido'da da tadım menüleri bulunuyor. Mutlaka rezervasyon yapın, öğlen ya da akşam uğrayın.
MÜZELERİ ES GEÇMEYİN
Dünyaca ünlü moda fotoğrafçısı Mario Testino'nun Müzesi mutlaka gezilmeli. Perulu sanatçının bugüne dek çektiği pek çok dergi kapağı ve moda fotoğrafını görebilir ve sanatçının Cusco'daki çekimlerini inceleyebilirsiniz. Renkli, ilgi çekici bir sergi. Çıkışta mutlaka hediye dükkanına uğrayın ve Alpaka şal alın.
Larco, eski şehirdeki en önemli müze. Burada Peru topraklarında yaşayan tüm medeniyetlere ait bilgileri ve eserleri görebilirsiniz. Erotik seramik koleksiyonu biraz yüzünüzü kızartabilir ama es geçmeyin. Bir de mutlaka müzenin restoranında bir şeyler atıştırın. Muhteşem bahçesi her daim esiyor hem de yemekler çok başarılı
HEM UYGUN HEM LEZZETLİ MUTFAKLAR
Rafael, Lima'nın en iddialı restoranlarından. Ördek ciğeri enfes. Menüsü daha çok İtalyan. Dünyanın En İyi 50 Restoranı menüsüne giren yerlerden biri.
Statera'nın şefi Andre Patsia, başarılı ve genç bir şef. Ekmekle servis ettiği Amazon'dan bir meyvesi var ki mutlaka tadılmalı.
Canta Rana, hemen Barranco'da müthiş bir esnaf lokantası. Ceviche'yi, bir de zeytin soslu ahtapot ve sarımsak soslu kalamarı mutlaka burada tadın.
Peru'daki tek Türk restoranı
Peru'nun başkenti Lima'da bir de Türk lezzetleri sunan restoran var. Adı Ma Osteria. 'Anne Yemekleri' demek. Sabah kahvaltı servisi ile başlıyor akşama kadar açık. Çiğ köfte de var, yaprak sarma da. Karnıyarık ve köfte gibi yemekler kısa sürede Perulular tarafından tam puan almış bile.