Kardeşliğin ve birlikteliğin şehri Hatay, doğası, tarihi ve zengin mutfağı ile her mevsim keyifle gezilebilecek rotalar arasında yer alıyor. Ben de birkaç arkadaşımla birlikte geçen haftalarda Hatay'a gittim. Hava şartlarından dolayı uçağımız üç saat rötar yapmış olsa da İstanbul'dan 1 saat 50 dakika süren bir yolculukla Doğu'nun Kraliçesi olarak bilinen Hatay'a ulaştık. Ve ayağımızın tozuyla şehri gezmeye başladık.
Önce tarih ve kültür
Hatay'da ilk durağımız Arkeoloji Müzesi oldu. Dünyanın en zengin mozaik koleksiyonunun sergilendiği müzede Antakya, Çevlik ve Harbiye'de yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan sikke, mozaik heykellerin yanı sıra Hitit, Roma ve Bizans döneminden kalma birçok tarihi eser sergileniyor. En çok ilgi gören ise Hitit Kralı Şuppiluliuma'nın heykeli. İkinci durağımız dünyanın bilinen ilk mağara kiliselerinden St. Pierre Kilisesi. Habib-i Neccar Dağı eteğinde harika bir manzaraya sahip olan kilise, Hıristiyanlar tarafından hac yeri olarak kabul ediliyor. Dünyanın ilk ışıklandırılan caddesi Kurtuluş Caddesi de Hatay'da. Anadolu'da inşa edilmiş ilk cami özelliğini taşıyan Habib-i Neccar Camii bu caddede bulunuyor. Katolik Kilisesi de aynı caddede. Aslında kilise 600 yıllık geçmişe sahip eski bir Antakya evi. Bahçesindeki mandalina ağaçları dikkatimizi çekiyor.
Şehrin simgesi Uzun Çarşı
Hatay'da ticaretin kalbinin attığı yer Uzun Çarşı. Yöresel ürünler satan dükkanlar, baharatçılar, kuyumcular hep burada. Uzun Çarşı aynı zamanda tepsi kebabı, kağıt kebabı, künefe gibi yöreye özgü tatların sunulduğu tatlıcıları ve restoranları ile de ünlü. Çarşıdaki, salaş görünümlü Pöç Kasabı'nda kağıt ve tepsi kebaplarının tadına bakıyoruz. İkisi de birbirinden lezzetli. Kağıt ve tepsi kebabı arasındaki fark birinin soslu olması. Künefe içinse Yusuf Usta'ya gidiyoruz. Köz ateşinde yapılmış olan künefeler hem çok hafif hem de lezzetli.
Efsanelere ilgi büyük
Kentin en önemli mesire yeri Harbiye Şelaleleri. Şelalelerin çevresinde Hatay ipeğinden üretilmiş şallar, fularlar ve hediyelik eşya satan dükkanlar bulunuyor. Hıdırbey Köyü ve Musa Ağacı da çok meşhur. Efsaneye göre Hz. Musa ve Hz. Hızır ağacın olduğu yere gelir. Hz. Musa asasını yere saplayıp dereye su içmeye gider. Döndüğünde bastonun bir çınar filizi haline geldiğini ve aniden yeşerdiğini görür.
Meşhur köy
Hatay'ın Samandağ ilçesine bağlı şirin bir köyü olan Vakıflı Köyü, Türkiye'nin nüfusu Ermenilerden oluşan tek köyü. 35 hane ve 160 kişilik nüfusa sahip. Köydeki kilisenin hemen arkasında köy halkının ürettiği meyve şarapları, likörler, defne sabunları, reçeller satışa sunuluyor. Yine Samandağ'da bulunan Titus Tüneli, Romalılar döneminde sel sularını önlemek için 1000 esire yaptırılmış. Yedi metre yüksekliğinde ve altı metre genişliğindeki tüneller mimarisi ile ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Yeşillikler içindeki yürüyüş yolunda yine köylüler defne yaprağından elde ettikleri defne sabunu, defne yağı ve organik ürünler satıyor.