Prag yürüyerek gezilmesi en keyifli Avrupa şehirlerinden biri. Her gün sabah saatlerinde eski şehir denilen bölgedeki buluşma noktasından ücretsiz tura katılıp, dört saatte şehrin en önemli yerlerini rehber eşliğinde kolaylıkla gezebilirsiniz. Şehrin simgesi haline gelen Prag Kalesi, tarih boyunca pek çok kralı misafir etmiş. 9. yüzyılda yapılan kalede St. Vitus Katedrali, St. George's Bazilikası, Oyuncak Müzesi ve Çek Cumhuriyeti Ulusal Müzesi yer alıyor. Kalenin yolunu takip ettiğinizde, Eyfel Kulesi'nden etkilenilerek inşa edilmiş, benzer bir yapı karşınıza çıkıyor. 1891 yılında yapılan Petrin Kulesi'nin iki gözlem noktası var. Şehir manzarasını ve o meşhur kırmızı ve yeşil çatıları seyretmek için kuleyi muhakkak gezi listenize ekleyin. Kafka'nın Evi, turistlerin en çok merak ettikleri adreslerden biri. Aslında sadece bu ev değil, tüm sokak ilgi çekici. Arnavut kaldırımlı, minik dükkanlarla dolu... Tıpkı masallardaki gibi... Dükkanlardan bazıları aynı zamanda girişin serbest olduğu birer küçük müze. Sadece burada değil, şehrin birçok yerinde Kafka'ya dair izler bulmak mümkün. Doğduğu evin altında Kafka Cafe işletiliyor. Nehrin kıyısında da Kafka'ya ve özellikle kitabı Dönüşüm'e dair eşyaların sergilendiği Kafka Müzesi var.
KRİSTALİYLE MEŞHUR
II. Dünya Savaşı'nda Avrupa'daki birçok şehre nazaran Prag şaşırtıcı derecede iyi korunmuş. Bunun Adolf Hitler'in mimariye ve Prag'a olan sevgisinden kaynaklandığı söyleniyor. Meydanda at arabalarıyla müşteri bekleyen arabacılar, sokak sanatçıları, minik büfeler var. Swarovski taşı ve kristaliyle de meşhur olan şehirde bu taşlarla yapılan çeşitli takı ve süs eşyasını bulabileceğiniz dükkânlar da eski şehir çevresine yayılmış. Çek Cumhuriyeti'ndeki en eski ve en büyük üniversite olan Charles Üniversitesi 1348 yılında kurulmuş ve bugün Avrupa'nın sayılı üniversitelerinden. Kafka ve Milan Kundera gibi önemli yazarlar, Albert Einstein, Ernst Mach gibi fizikçiler, Jan Hus gibi reformcular bu üniversiteden yetişmiş. Üniversitenin binasının hemen karşısında yeşil rengiyle şu sıra restorasyonda olan Eski Tiyatro, Mozart'ın da bir dönem konserlerini, derslerini verdiği önemli başka bir nokta. Her mevsim size başka güzellikler sunan Prag, kışın soğuğuna karşın özellikle sabah bastıran sisle birlikte muhteşem fotoğraf kareleri sunuyor. Hafta sonunu en iyi şekilde değerlendirebileceğiniz Prag kesinlikle gidilecek listesinde olması gereken yerlerden biri. Özellikle de yeni yılın yaklaştığı bugünlerde kurulan yılbaşı pazarları ile güzelliğine bir de eğlence katıyor. Yılbaşı pazarları olarak geçen yerlerde son derece lezzetli yemekleri uygun fiyata yiyip, sokak sanatçılarını izleyebilir, her köşe başındaki kafelerde sıcak bir şeyler içip hem içinizi hem de ruhunuzu ısıtabilirsiniz.
ŞENLİKLİ CHARLES KÖPRÜSÜ
Vlata Nehri üzerindeki 18 köprü ile iki yakanın birbirine bağlandığı şehrin en ünlü köprüsü Charles Köprüsü. Üzerinde 30 aziz heykeli bulunan köprü her zaman çok kalabalık. Turistler, ressamlar ve hediyelik eşya satanlarla her daim cıvıl cıvıl. 1357 yılında Kral IV. Charles tarafından yapımı başlatılan köprü 15. yüzyılda tamamlanmış. Birçok yıkım gören ve sel yüzünden harap olan köprü defalarca restore edilmiş. Asılları Ulusal Müze'de olan aziz heykelleri ise replika.
EN ESKİ SAAT
Eski şehrin en meşhur yapısı Astronomik Saat. Dünyada yapılan en eski üçüncü saat olduğu söylenmekte ama diğer ikisi çalışmadığı için 1400'lü yıllarda yapılan bu saat, çalışan en eski saat olarak kabul ediliyor. Efsaneye göre bu saati yapan matematikçi, aynı saati bir daha başka bir yerde yapmaması için kralın emriyle kör edilmiş. Bugüne kadar gördüğüm birçok tarihi yapıyla ilgili aynı efsanenin anlatıldığını söylemeliyim bu arada. Bu yüzden ne kadar inandırıcı bilmiyorum. Bu arada kör olan matematikçi de bunun karşılığında saati bozmuş ve uzun süre kimse tamir edememiş. Taa ki 1552 yılında başka bir saatçi tarafından onarılana kadar. Her saat başı bir seremoni eşliğinde çalan saati görmek için yerli yabancı yüzlerce insan altında toplanıyor.