Dünyanın dört bir yanında Milano'dan Havana'ya müzik tutkunlarının vazgeçemediği şehirler bulunuyor. Konser salonları ve müzikal geçmişleri ile öne çıkan bu şehirlere gidip kendinizin müziğin ritmine bırakın. Konserler ve performanslar izleyin, dans edin, şarkılara eşlik edin...
Milano
Operaseverlerin vazgeçemediği şehirler arasında ilk sıralarda yer alıyor. İtalya'nın en güzel opera salonlarının başında gelen La Scala bu şehirde bulunuyor. La Scala'nın geçmişi 1778 yılına dayanıyor. Verdi, Stockhausen ve Puccini gibi ünlü besteciler Turandot, Madame Butterfly gibi başyapıtlarını ilk kez burada seyirci karşına çıkarmış. Opera binasının tarihini öğrenmek istiyorsanız bir sonraki durağınız Museo Teatrale alla Scale olsun.
Havana
Küba'nın başkenti renkli ve zengin bir müzik sahnesine sahip. Tarih boyunca göçmenler ve köleler buraya gelirken müzik kültürlerini de yanlarında getirmişler. Afrika ritimleri ve perküsyon, İspanyol gitarları ve gelenekleri ile birleşip mambo, Küba cazı, cha cha cha gibi türlerin doğmasına neden olmuş. Havana'daki barlarda ve kafelerde ülkenin zengin müziği ile tanışma fırsatı bulabilirsiniz. Gitmeden önce bu ülkenin müziği ile ilgili bilgi sahibi olmak isterseniz Buena Vista Social Club belgeselini izleyebilirsiniz.
Berlin
Şimdilerde güçlü elektronik müzik sahnesi ile öne çıkan şehir tarih boyunca müzisyenlere kucak açmış. 1970'lerin sonunda David Bowie ve Iggy Pop burada yaşamış ve belli başlı albümlerini kaydetmiş. Düzenlenen turlara katılarak iki müzisyenin yaşadığı yerleri görmek mümkün. Tekno müzik kulüpleri Tresor ve Berghain'ın ünü şehrin sınırlarını aşmış durumda. Klasik müzik sevenler için de Berlin'de yedi senfoni orkestrası bulunuyor.
Paris
Müzikal mirası zengin Avrupa şehirlerinden biri de Paris. Büyük besteciler Berlioz, Saint-Saens, Bizet, Ravel, Debussy, Chopin ve Offenbach burada yaşamış. Dünyanın en güzel opera binalarından Palais Garnier de Paris'te. Bugün şehirde birçok caz kulüp bulunuyor. Son olarak Edith Piaf, Yves Montand ve Marcel Chevalier gibi büyük müzisyenlerin de bir zamanlar Paris'te yaşadığını hatırlatalım.
Viyana
Avrupa'nın klasik müzik başkenti. Mozart, Beethoven, Haydn, Schubert, Mahler ve Brahms zamanlarının çoğunu bu şehirde çalışarak geçirmiş. Şehir dünyanın en güzel konser salonlarına da ev sahipliği yapıyor. Wiener Konzerthaus, Theater an der Wien, Wiener Musikverein, Staatsoper ve Volksoper gibi... Ayrıca parklarda da düzenli olarak resitaller düzenleniyor. Viyana, valsin doğduğu şehirde olarak da dünya çapında üne sahip.
Bologna
Bologna, 2006'da UNESCO tarafından Müziğin Şehri olarak ilan edildi. Şehir klasikten elektroniğe, cazdan folk ve operaya her tür müziğe ev sahipliği yapıyor. Rossini ve Verdi'nin eserlerinin sahnelendiği Teatro Communale şehrin en ünlü opera binası. International Museum and Library of Music ise büyük bestecilere ait tarihi enstrümanları barındırıyor. İtalyan şehrinde, Robot Festival gibi caz, klasik ve elektronik müzik festivalleri de düzenleniyor.
Nashville
Şehrin dört bir yanındaki barlar ve kulüplerde her akşam canlı müzik yapılıyor. The Grand Ole Opry adlı radyo programı 1925 yılından beri her hafta milyonlarca dinleyiciye sesleniyor. Country Music Hall of Fame'de ise tarihi plaklar, hatıra eşyaları, ve Johnny Cash gibi efsane isimlerin enstrümanları sergileniyor.
İstanbul
Yazın açık havada kışın kapalı mekanlarda düzenlenen konserler ve festivaller 24 saat yaşayan şehrin dinamizmine katkıda bulunuyor. Bu festivaller yerli isimlerle dünyaca ünlü müzisyenleri bir araya getiriyor. Gece kulüplerinde haftanın neredeyse her günü canlı müzik dinleyebilir ya da DJ performanslarına denk gelebilirsiniz.