Londra şimdilerde modaya teslim. 14 Eylül'de başlayan Londra Moda Haftası, 18 Eylül'e kadar devam ediyor.
Moda dünyasının ünlü isimleri, moda yazarları, bloggerlar ve sektörün diğer oyuncuları dünyanın dört bir yanından defileleri izlemek için şehre geliyor. Elbette hareketlilik defilelerin yapıldığı alanla sınırlı kalmıyor. Şehrin dört bir yanında partiler düzenleniyor, restoranlar haftaya özel menüler oluşturuyor. Şehri saran moda rüzgarı günlerce etkisini sürdürüyor.
Moda söz konusu olunca Londra'nın kendine has bir kimliği var. Bunu herkes kabul ediyor. Tam da moda haftasına denk getirip Londra caddelerinde bu kimliğin izini sürebilirsiniz. Ya da "Moda bahane şehir şahane" deyip turistik bir tur gerçekleştirebilirsiniz. Tercihiniz ne olursa olsun Avrupa'nın bu kozmopolit şehrinde unutulmaz günler geçireceksiniz.
8 MİLYON
Londra'daki ağaç sayısı. 140'tan fazla kayıtlı park ve bahçenin bulunduğu şehri Thames Nehri ikiye bölüyor.
ÇAY ZAMANI
İngilizler Afternoon Tea adını verdikleri öğleden sonra çaylarına büyük önem veriyor. Porselen demlikler içindeki çay, birbirinden lezzetli atıştırmalıklarla servis ediliyor. Kafelerde ve restoranlarda Afternoon Tea menüsü bulunuyor. Çay keyfini daha farklı bir şekilde yaşamak isteyenler içinse çok keyifli bir alternatif söz konusu. Özel olarak dekore edilmiş otobüslerde çayınızı yudumlayıp kurabiyenizi yerken aynı anda Londra'yı gezebiliyorsunuz. B Bakery Afternoon Tea Bus adlı otobüsün içi kafe gibi döşenmiş.
ROCK MÜZİĞİN İZİNDE
Kültür ve sanatın başkenti Londra, müzik tarihinde de önemli yeri olan bir şehir. The Rolling Stones bu şehirde ilk provalarını yapmış, Jimi Hendrix kulüplerinde unutulmaz performanslar sergilemiş, sokakları müzik akımlarının doğuşuna tanıklık etmiş. Tarihe geçen şarkılar yapılmış, ayrılıklar, büyük aşklar yaşanmış birçok köşesinde. Şimdilerde kulüplerin, stüdyoların birçoğu el değiştirmiş ya da yokolmuş olsa da hâlâ şehirde müziğin izini sürmek mümkün. Sadece Central London'da gerçekleştireceğiniz bir saatlik bir rock'n roll turuyla bile 1960'lara kadar uzanıp müziğin seyrini etkileyen olaylara ev sahipliği yapan mekanları görebilirsiniz. Mekanların birçoğunun duvarında, o yerin tarihi önemiyle ilgili bir plaket bulunuyor.
INSTAGRAMLIK DONDURMA
Şehirde Instagram hesabınızı renklendirecek çok çeşitli adresler bulunuyor. Bunlardan biri de Bedford Street'teki Milk Train adlı kafe. Özel bir dondurması var. Pamuk şekeri ve dondurma ile hazırlanıyor. Ve üstü karamel, çikolata parçaları, bisküviler, mısır patlağı, kırmızı meyveler ve çeşit çeşit soslarla süsleniyor.
KRALİÇE BURADAYDI
Londra'da bazı restoran ve mağazaların kapılarında İngiliz Kraliyet Ailesi mensuplarının ayrı ayrı armalarını görebiliyorsunuz. Söz konusu mağazadan sıklıkla alışveriş yaptıysa kraliçenin, restoranda yıllarca yemek yediyse Galler Prensi Charles'ın armaları kapı girişlerine konumlandırılıyor. Bu, o restoran ya da mağazaların İngiltere Kraliyet Ailesi'ne hizmet vermesinden dolayı referansları sayılıyor. Tabii ki bu statüyü genelde köklü markalar hak edebilmiş.
SANATSEVERLERİN GÖZDESİ
Parlamento Binası, Big Ben, Buckingham Sarayı, Trafalgar Meydanı, şehri kuş bakışı izlettiren London Eye, uçsuz bucaksız Hyde Park ve Thames Nehri şehirde görülmesi gereken yerler arasında ilk sırada yer alıyor. Şehir aynı zamanda tiyatro ve müzikallerle sanatseverlerin de gözdesi. Royal Albert Hall'da bir konser ya da Shakespeare Globe Tiyatrosu'nda bir müzikale denk gelebilirsiniz.
DİREKT UÇUŞ VAR
İstanbul'dan aktarmasız uçuşlarla Londra'ya gidebilirsiniz. Şehirde beş havalimanı bulunuyor ama ülkemizden sadece Heathrow, Gatwick ve Stansted havaalanlarına direkt uçuşlar var. Yolculuk yaklaşık 4-4.5 saat sürüyor.
Şehirde trafiğin soldan akmasına kısa sürede alışılıyor. Londra, etnik olarak dünyanın en kozmopolit şehirlerinden biri, yaklaşık 300 farklı dil konuşulmakta.
ÇOCUKLAR ÇOK SEVİYOR
Londra tam bir çocuk dostu şehir. Hoop adlı telefon uygulamasını indirdiğinizde şehirdeki çocuklara yönelik aktiviteleri takip edebiliyorsunuz. Gezinize ise müzelerden başlayabilirsiniz. 60'lı ve 70'li yılların oyuncaklarını Victoria and Albert Museum of Childhood'da görebilirsiniz. Doğa Tarihi Müzesi'nde ise yaklaşık 5 milyon obje var. Dünyanın en eski taşları, hareket edebilen dinozorlar...
Şehirde çocukların ilgisini çeken mağazaların başında Lego Store ve M&M's World geliyor. Lego Store'da her şey legodan yapılmış. M&M's World'de hem oyuncak alabilir, hem de workshop'lara katılabilirsiniz.
Londra'da ayrıca çocukları büyüleyici bir Harry Potter dünyası bekliyor. Örneğin Harry Potter kitabının doğduğu sokaklardan biri olan Diagonal'i ziyaret edebilirsiniz. Harry Potter serisinin yazarı J.K. Rowling, bir dönem Londra'da yaşadı ve bu sokaklarda gezerken ilham aldı.
HAFTA SONU ROTASI
Cumartesi Notting Hill'de güzel bir kahvaltıyla güne başlayın. İkinci el eşyalara meraklıysanız bir sonraki durağınız Portobello ya da Camden Town olsun.
Akşamüstünü Covent Garden'ı keşfetmeye ayırabilirsiniz. Ama daha turistik yerler de var. Oxford Street, Leicester Square gibi.
Pazar sabahı ise Spitalfields Market'a gidebilirsiniz. Retro mağazalar ve tasarım dükkanları için en iyi adreslerden biri burası.
Ardından Brick Lane'e geçin. Londra gençliği pazar günleri çoğunlukla burada toplanıyor.
Pub'lar, butikler, dükkanlar ve küçük restoranların arasında bir sürü tezgahla ziyaretçilerine gülümseyen Borough Market da Londra'ya yolu düşenlerin kaçırmaması gereken bir yer.
Cumartesileri çok kalabalık olduğundan perşembe veya cuma günleri sabah erken saatlerde giderseniz tadını daha güzel çıkarırsınız. Acıktığınızda nefis sokak lezzetleri tadabilirsiniz.