ZENTRUM PAUL KLEE
Engebeli yapısı ile Zentrum Paul Klee kendi başına bir şehir ikonu. Dışarıdan çok etkileyici görünse de içerisine girdiğinizde bu etki daha da artıyor. Zentrum Paul Klee'nin eserleri konusunda dünyanın en etkileyici koleksiyonuna sahip. Klee'nin çalışmaları ekspresyonist, sürrealist ve kübist çalışmalardan oluşuyor ve çoğunlukla Bauhaus tasarım ve mimarisinden ilham almış. İçeride iki büyük sergi bulunuyor ve bu sergilerin içinde Park Near Lu gibi muhteşem bir eser de yer alıyor.
BERN TARİH MÜZESİ
İsviçre'nin en büyük müzelerinden biri de Bern Tarih Müzesi. Müzedeki sergiler İsviçre'nin tarih öncesi zamandan günümüzdeki en modern eserlerine kadar uzanan muhteşem eserlere ev sahipliği yapıyor. Sayısız sergi olsa da bizim tavsiyemiz 16. ve 18. Yüzyıllara ait olan altın ve gümüş koleksiyonlarının bulunduğu Burgundy Tapestries'i kaçırmamanız yönünde olacaktır. Müzede ayrıca Einstein'ın hayatı ve çalışmalarına adanmış bir sergi de bulunuyor.
EİNSTEİNHAUS
1903 ile 1905 yılları arasında Albert Einstein Bern'de Kramgasse No. 49 adresinde yaşamaktaydı. Eşi Milevna ve oğlu Hans ile bu evde yaşayan Einstein günümüz fiziğinin temellerini oluşturan Annus Mirabilis'i bu evde yazdı. 1905 yılındaki evine bağlı kalınarak tasarlanan evi gezebilir, üst katında Einstein'ın Bern ve İsviçre ile olan bağlarının tüm tarihini detaylı olarak öğrenebilirsiniz.
FEDERAL SARAY
İsviçre Federal Sarayı kendi dillerinde Bundeshaus olarak biliniyor. İsviçre Federal Yönetimi ve Federal Yüksek Divanı bu binayı ülkenin en önemli binası haline getiriyor. 19. Yüzyılda yapılan Bundeshaus dünyanın ilk modern demokrasisine ev sahipliği yapmanın haklı gururunu yaşıyor. Parlamento'nun çalışmadığı vakitlerde içerisini turla gezmek mümkün. Hemen Bundeshaus'un önünde yer alan çeşme ise yakınlardaki en ilgi çekici turistik noktalardan biri.
ROSENGARTEN
Bern'in tarihi merkezinde vakit geçirmeyi planlıyorsanız eğer Rosengarten'de mutlaka kalmak isteyeceksiniz. Küçük bir park olan Rosengarten ufak bir tepenin üzerinde muhteşem bir şehir manzarasına sahip. Bahçenin içinde 200den fazla çeşit gül bulabilirsiniz ve aralarında rhododendron cinsi güller dahi var. Çocuklar için de küçük bir oyun parkı var, yetişkinler için de hafif yemekler yiyip güzel bir kahve içebilecekleri çok tatlı bir restoran da bulunuyor. Şehrin karmaşasından biraz uzaklaşmak için birebir.
BERN MİNSTER
15. yüzyılda başlayan inşaat çalışmaları ancak 1893 yılında biten Bern Minster Katedrali şehrin ve ülkenin en yüksek katedrali olma özelliğine sahip. Gotik mimarisine sahip olan katedralin gökyüzüne uzanan inanılmaz bir kubbesi var. Tartışmasız şekilde Bern Minster'ın en etkileyici yeri ise üzerinde Kıyamet Gününün tasvirinin bulunduğu nefes kesici kapısı. Katedrali yakından ve içinden görmek çok güzel olsa da dışarıdan görebileceğiniz en iyi yer kesinlikle Kirchenfeldbruecke adındaki köprü olacaktır.
ALTSTADT
Bern'in tarihi merkezi tüm İsviçre'nin tartışmasız en büyüleyici yeri. Taş kaldırımları, kireç taşından yapılmış yan yana evleri ve huzurlu atmosferi 500 yıldır neredeyse hiç değişmedi bile. Altstadt üç tarafından Aare nehri ile sarmalayarak tarihi bölgeyi adeta doğal bir sınır ile çiziyor. Ortaçağa kasabalarının çok olduğu komşu yerleşim bölgelerinin de her yerinde 16. Yüzyıldan kalma çeşmeler ve 15. Yüzyıldan kalma kemerler görmek mümkün. Her ne kadar en güzel çeşmelerin ve heykellerin bulunduğu bölgelerden tramvay geçiyor olsa da tavsiyemiz kesinlikle buraları yürüyerek gezmeniz yönünde.