Bitlis'in ilçesi Ahlat, Van Gölü kıyısında yer alıyor. İlçedeki 210 dönüm alana yayılan Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı ise ait olduğu döneme ve inançlara ilişkin önemli ipuçları sunuyor. Bu tarihi mezarlar heybetli görüntüleri, taş işlemeleri ve farklı şekilleri ile öne çıkıyor. Dolaşırken karşımıza çıkan mezar taşlarının yüksekliklerinin farklı olması dikkatimizi çekiyor. Mezar taşlarının yüksekliklerinin ölen kişinin sosyal konumu dikkate alınarak belirlendiğini öğreniyoruz. Bazılarının boyları dörtbeş metreye kadar ulaşıyor. Türk- İslam mimarisinin en güzel örneği olan Ahlat Selçuklu Mezarlığı'nda, yapılan tespitlere göre 1500'ü nitelikli olmak üzere 8 binin üzerinde mezar bulunuyor. Toprağın altında hâlâ mezarların olduğu ve yapılacak kazı çalışmaları ile sayının artacağı tahmin ediliyor. Ahlat, stratejik önemi ve sahip olduğu doğal güzellikleriyle tarihin her döneminde çeşitli uygarlıklara merkezlik yapmış. Şehir Bizanslılar döneminde Khlat, Süryaniler döneminde Khelath, Araplar döneminde Halt, İranlılar ve Türkler döneminde ise Ahlat olarak biliniyormuş. M.Ö. 4 binlerde Hurriler ile başlayıp Osmanlılara kadar çeşitli devletlerin idaresinde kalmış. 1071'den sonra Türklerin doğudan batıya geçişi esnasında Türklerin üssü olmuş. 12. yüzyılın başlarından itibaren de Ahlatşahlar adıyla anılan Selçukluların bir kolunun başkentiymiş. Ahlat yetiştirdiği ilim, din, kültür ve sanat adamları, mutasavvıf ve zahitleri ile de çok önemli bir yere sahip. Bu özelliğinden dolayı Buhara (Özbekistan) ve Belh (Afganistan) ile mukayese edilerek İslam dünyasında Kubbet-ül İslam diye anılmış.
EN ÜNLÜSÜ MEYDANLIK MEZARLIĞI
Bütün Ahlat mezarlıkları içerisinde en büyüğü Meydanlık Mezarlığı. En önemli mezar taşları ve en ünlü sanatkarların eserleri burada görülebiliyor. Bu mezarlıkta 12. yüzyıl başından 16. yüzyıla kadar tarihlenen mezarlar bulunmakta. Ahlat mezar taşları, Orhun Abideleri'nin Anadolu'da yaşatılan temsilcileri niteliği de taşıyor. Bu mezar taşlarının üzerindeki şalde ve sandukalarda, mezarda bulunan kişinin adı, mezar taşını yapan ustanın adı, Kuran-ı Kerim'den ayetler yer alıyor. Ayrıca Türklerin Orta Asya'dan getirdikleri ejder, palmet, kandil ve geometrik motifleri de göze çarpıyor. Mezar taşlarını ön ve arka yüzlerinde ve yan cephelerinde ise birbirlerinden farklı motifler bulunuyor.
Nemrut Krater Gölü
Bitlis'in Tatvan ilçesi sınırları içinde yer alan Nemrut Dağı'nın zirvesinde volkanik patlamalar sonucunda oluşan Türkiye'nin en büyük gölü yer alıyor. Nemrut Krater Gölü, büyüklüğü ile dünyadaki krater gölleri arasında da ikinci sırada. Yeri, genellikle Adıyaman'daki Nemrut Dağı ile karıştırılıyor. Kraterin içindeki buhar bacaları görülmeye değer. Patlamalar sonrasında yaklaşık olarak 30 km'lik alanda lav birikintileri oluşmuş. Nemrut Dağı kraterinde hem soğuk hem de sıcak göl bulunuyor. Büyük olan göl mavi renkte olup aynı zamanda Mavi Göl adıyla da anılmakta. Suyu sıcak olan yeşil göl ise kaplıca görevi görürken suyunun halk arasında astım, bronşit, romatizma gibi bazı hastalıklara iyi geldiği söyleniyor. Yol kenarlarındaki, güneş yansıdıkça parlayan siyah renkte cam taşlar dikkatimizi çekiyor. Araştırdığımızda bunların lavın hızlıca soğuması ve kristalleşmeye yetecek kadar zaman geçmeden donmasıyla oluşan volkan camı olduğunu öğreniyoruz. Yol boyunca belki de hiçbir yerde göremeyeceğimiz yabani kavak ağaçları arasından geçerek Nemrut Krater Gölü seyahatimizi tamamlıyoruz.
Dört saatte hazırlanıyor
Bitlis'in en ünlü yemeklerinden biri oğlak etinden yapılan Büryan kebabı. Avşor adı verilen çorba da kesinlikle tadılması gereken lezzetlerden biri. Avşor çorbası "uykusundan feragat edenlerin çorbası" olarak da adlandırılıyor. Sebebi ise gece geç saatlerde yapımına başlanması. Hazırlanması dört saat sürüyor ve dört saatte tüketilmesi gerekiyor. Uykusunu bölerek gelen misafirlere sabah 05.00'ten itibaren ikram edilmeye başlanıyor
Emir Bayındır Kümbeti
Meydanlık Mezarlığı'nın hemen yanında bulunan eser, 1481 yılında Akkoyunlu Rüstem Bey'in oğlu Emir Bayındır adına yaptırılmış. Tamamı kesme Ahlat taşıyla yapılmış olan kümbet, aynı isimle anılan mescidin iki metre kadar güneyine inşa edilmiş. Kuzey tarafında iki taraflı olarak beşer basamaklı merdivenler bulunmakta. Girişin her iki yanında da sütunlar yer almakta. Hem işlemeleri hem de diğerlerinden farklı olarak sütunlarla yapılmış olması Emir Bayındır Kümbeti'ni ilgi odağı haline getirmiş.
Bastonlarıyla ünlü
Ahlat'ın halıları, kök boyalı kilimleri, topraktan çömlekleri ve çeşitli desenlerle bezeli bastonları çok ünlü. Buradan Hizan fındığı, Adilcevaz cevizi, karakovan balı ve küp peyniri de alabilirsiniz.