BURGAZADA HAKKINDA BİLGİLER
Büyükada ve Heybeli'den sonra üçüncü en büyük ada olan Burgaz Adası; doğanın, temiz havanın, denizin ve sakinliğin keyfini sürmek isteyenler tarafından tercih edilir. 1846 yılında başlayan Adalar-İstanbul vapur seferleriyle birlikte yazlık evlerin yapılmaya başlanması sonrasında bölge tam bir sayfiye alanı olarak kullanılmış. O dönemlerde Adalar'a ilk yerleşenler sanatçılar ve yazarlar olmuş. Rumlar, Yahudiler ve Ermeniler evler yaptırmış ve aileleriyle burada yaşamaya başlamış. Ağaçlar dikilerek çevrenin güzelleşmesine katkı sağlanmış.
BURGAZADA GEZİLECEK YERLER
Burgaz Adası iskele meydanı çay bahçeleriyle bezelidir. Vapurdan inenler bir soluklanırken deniz nazır çayın ve sabah kahvaltısının tadını çıkarabilirler. Tarihi evlerle süslü sokaklarda yürüyüş yaparken sessizlik insanın içine işler. Nostaljik faytonlar eşliğinde yapılan ada turları arabanın olmadığı yerlerin insana ne kadar huzur verdiğinin de kanıtıdır. Küçük koyların bulunduğu ada denize girmek isteyenler için özel imkanlar sunar.
SAİT FAİK ABASIYANIK MÜZESİ
Hayatının bir bölümünü Burgaz'da geçiren Sait Faik, Ada ile bütünleşmiş Çağdaş Türk edebiyatının unutulmaz ismidir. 1906-1954 yılları boyunca yaşadığı köşk bugün müze haline getirilmiştir ve ziyarete açıktır. Özellikle ailelerin çocuklarıyla birlikte geldiği müzede usta şair ve yazarın özel eşyalarının yanı sıra, kütüphanesi ve yazdığı eserlerin orijinal metinleri de görülebilir.
AYA YANİ KİLİSESİ
11.yüzyılda Yahya Peygamber tarafından burada yaptırılan kilise, vapur iskeleye yaklaşırken dikkat çeker. 1894'te yaşanan büyük İstanbul depreminde büyük hasar gören bina, 1899 yılında onarılmış ve yeniden kullanıma açılmıştır. 1999 depreminde de ciddi şekilde zarar gören kilise, zengin ahşap işçiliğiyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakır.
BAYRAK TEPE
Bayrak Tepe ya da İsa Tepesi diğer adaların manzarasını seyretmek için yürüyerek ya da faytonlarla çıkılan Bayrak Tepe, muhteşem bir manzaraya sahiptir. Sakinlik, huzur, manzara keyfi ve İstanbul'a aşık olmak isteyenler için mutlaka görülmesi gereken bir nokta olarak gösterilen alan, aynı zamanda 19.yüzyılda kilise haline çevrilmiş bir manastıra da ev sahipliği yapar. Adanın tek tepesi olan bölgenin denizden yüksekliği 170 metredir.
KALPAZANKAYA
Kalpazankaya, gün batımını seyretmek için gidilen en doğru adres olarak bilinen kayalıklar, eski dönemlerde sahte para basımının yapıldığı bir bölge olması sebebiyle bu ismi almış. Manzarayı ve gün batımını seyrederken yemek yemek isteyenler için burada bir restoran da hizmet vermektedir.