Kentin geçmiş uygarlıklar boyunca kullanılan isminin Dersim olduğu biliniyor. Dimili lehçesinde der (kapı), sim (gümüş) sözcüklerinden oluşan bir isim tamlaması. Türkçeye 'gümüş kapı' olarak çevrilen Dersim adı ile ilgili olarak MÖ. 4. yüzyıla ait bilgiler bulunuyor. Zira Yunan tarihi ve coğrafyacılarının Dersim bölgesine Daranis ve Derksene adını verdikleri söylenirken, Daranalis'in Pers imparatoru Darius'tan geldigi de söyleniyor. Yüzlerce yıl kullanılan kentin ismi, 1935'ten bu yana Tunceli olarak kullanılıyor.
MUNZUR VADİSİ MİLLİ PARKI
Doğu Anadolu'nun doğal güzelliklerinden 1971'de milli park olan Munzur Vadisi Milli Parkı, 42 bin hektarlık bir alanı kapsayan, akarsu kaynakları, endemik bitki türleri, hayvan türleri ve bitki örtüsü bakımından oldukça zengin. Kent merkezine 8 km uzaklıktan başlayıp, vadi boyunca Ovacık'a dek uzanan, kuzeyde 3300 m'ye kadar yükselen Munzur Dağları, Mercan ve Munzur Suyu Vadileri tarafından parçalanmış, başta akarsu kaynakları ve gözeler olmak üzere zengin doğal veriler, endemik bitki türleri ve yöreye özgü hayvan türleri ile zenginleşen bitki örtüsü ve yaban hayvan varlığı ile eşsiz bir bölge. 1518 bitki örtüsü 227 çeşit endemik bitkinin yanı sıra, yöreye özgü tüm yabanıl yaşam kolaylıkla izlenebiliyor.
PÜLÜMÜR VADİSİ
Avcı Dağlarının eteklerinden doğan ve kent merkezinde Munzur Suyuna katılan Pülümür Çayı, kar sularıyla ve çok sayıda dere ile beslenen Pülümür Vadisi, Zenginpınar (Zağge) Şelalesi, Ağlayan Kayalar, Kutudere Mesire Yeri, Papaz Dağı ve çevresi ile bitki örtüsü ve diğer doğal verilerin çok zengin olması piknik, kamping gibi etkinlikleri için oldukça uygun. Pülümür karayolunun 20 km kuzeyinden başlayarak Pülümür'e dek dar ve dik bir vadide akan çayın iki tarafı zengin orman örtüsünün yanı sıra şelaleler, kayalık yamaçlar ve kanyonlardan oluşan vadi doğal veriler bakımından oldukça zengin.
KIRK MERDİVEN ŞELALESİ
Munzur Dağlarının, Mercan Vadisine inen yamaçlarında yer alan Kırk Merdiven Şelaleleri, dar ve küçük bir vadide akan birkaç şelaleden oluşuyor. Suyun bolluğu, doğal çevre ve peyzaj özellikleriyle ilginç ve çekici görsel zenginlikler sunan Kırk Merdiven Şelaleleri, Ovacık kuzeyinde yaylalara çıkan güzergâh üzerinde ilk durak yerlerinden biri.
ZENGİNPINAR ŞELALESİ
Zenginpınar (Zağge) Şelalesi, Pülümür karayolu kenarında, merkeze 40 km uzaklıkta yer alan Zenginpınar Şelalesi, vadi yamaçlarından oldukça dik bir eğimde çok kuvvetli akarak yolun altından Pülümür Çayı'na ulaşıyor. Zenginpınar Şelalesi gerek bitki örtüsünün zenginliği gerekse vadinin çarpıcı derinliği ile çok etkileyici doğal verilere sahip. Pülümür Çayı ve vadinin karşı yamaçlarındaki sık orman örtüsü, doğal çevre ve manzara zenginlikleri nedeniyle yöre halkının mesire yerlerinin başında geliyor.
DEREOVA ŞELALESİ
Gelin Pınarı olarak da bilinen Dereova Şelalesi, Nazimiye ilçe merkezine 11 km uzaklıkta, Dereova Köyü'nde yer alıyor. 20 m yükseklikten 3 kaynaktan yaygın bir şekilde dökülen sular, Pülümür Çayı'nın kollarından biri olan ve çok derin bir vadide akan dereye karışıyor. Yaz ve kış aylarında çok etkileyici ve farklı bir manzara sunan şelalede, kışın şelale sularından oluşan sarkıt ve dikitler, bir buzul tabakası meydana getiriyor. Çevresi çok dik eğimli olup bodur meşe ormanları ile kaplı şelale ve çevresi doğal güzellikleri ile piknik, doğa yürüyüşü gibi günübirlik etkinlikler için önemli bir dinlenme yeri.