Avrupalı devletlerin ticaret ve sömürgecilikle dünyaya hükmettiği 16. ve 17. yüzyıllarda dünya ticaretinin az sayıdaki merkezinden biri olan Amsterdam, o yıllarda en zengin şehirler arasındaydı. Ticari bir merkez oluşu ve sömürge ve diğer devletlerle olan alışverişin odağında yer alması nedeniyle Amsterdam, farklı kültürlerin temsil edildiği bir dünya kentine dönüştü. Zenginliğin artmasıyla gelişen kültür-sanat hayatı, bugün milyonlarca kişinin ziyaret ettiği müzeleri yarattı. Kendine has rahat yaşamı, özgürlükleri savunan insanları, farklı kültürlere ve yeniliklere açık oluşu bu kenti cazibe merkezi yapıyor.
LEZZETLİ KAHVELER
Sömürge döneminin mirası olarak Afrika ve Latin Amerika'dan gelen leziz kahve çekirdekleri Amsterdam genelindeki butik kafelerde muhteşem lezzetlere dönüşüyor. Bilindik kahve zincirlerinin dışında sıradan görünen kafelere oturarak bugüne kadar içtiğiniz en leziz kahveyi çok uygun fiyata içebilirsiniz. Farklı milletlerden insanların şehirde yaşaması nedeniyle damak tadı farklılıkları kahve menülerine yansımış durumda.
DERLİ TOPLU ŞEHİR
Sınırlı bir alanda, büyük bir düzen ve uyum içerisinde kurulu olan Amsterdam'ı keşfetmek çok kolay. Merkezi birçok noktasının yürüyerek keşfedilebildiği şehirde tramvay ve bisikletle hemen hemen her yere çok kısa sürede ulaşabilirsiniz. Özellikle yürümeyi seven ve büyük şehirlerin karmaşasından çekinenler için Amsterdam ferahlığı ile tüm çekinceleri ortadan kaldırabilecek ferahlıkta.
YEREL PAZARLAR
Amsterdam'daki yerel pazarlar şehirdeki çok kültürlü yapıyı en iyi gözlemleyeceğiniz yerlerden. Şehrin en büyük pazarı olan Albert Cuypmarkt, cumartesi günleri kurulan Lindengracht, organik pazar Noordermarkt ve Nieuwmark'ı mutlaka görmelisiniz. Sadece yiyecek ve içecek değil, aklınıza gelebilecek her türlü ihtiyacınızı bulabileceğiniz bu pazarlarda hediyelik eşya, kumaş, tekstil ürünleri, zücaciye, sokak lezzetleri ve ikinci el ürünler başınızı döndürecek.