Londra için; "Eski dost, uzaktaki kardeş, özlenen akraba gibi bir şehirdir. Sadıktır, bildiğiniz sokaklar, sevdiğiniz dükkanlar ve mekanlar yok olmaz. Sizi bekler..." demişlerdi. İlk kez gittiğim halde ilginç bir şekilde bende de aynı hissi yarattı. Üstelik yıllık yağmurlu gün sayısı İstanbul'unkinin bir buçuk katı olmasına rağmen güneşin bol bol hissedildiği günlere denk gelmemiz de bu seyahate ayrı bir keyif kattı. Tabii yolculuk öncesi vize konusunda biraz stresli zaman geçirdim. Siz siz olun, en az 15 iş günü öncesinde Birleşik Krallık'a vize başvurusunda bulunun. İstanbul'dan aktarmasız uçuşlarla Londra'ya gidebilirsiniz. Dünyanın en kalabalık hava trafiği Londra'da olduğu için şehirde beş havalimanı bulunuyor ama ülkemizden sadece Heathrow, Gatwick ve Stansted havaalanlarına direkt uçuşlar var. Biz, geçen hafta dört saatlik uçuşun sonunda Heathrow Havalimanı'na indik. Alandan çıkınca trafiğe dikkat etmekte fayda var ama trafiğin soldan akmasına kısa sürede alışılıyor. Londra, etnik olarak dünyanın en kozmopolit şehirlerinden biri olduğu için yaklaşık 300 farklı dil konuşulmakta. Londra gezilecek yerlerde bakımından zengin bir şehir; sanat galerilerine, tarihi zenginliğe, dünyaca ünlü meydan ve parklara sahip. Şehrin en popüler turistik yerleri arasında Buckingham Sarayı, Westminster Abbey, Parlamento Binası ve Big Ben Kulesi, London Eye, Hyde Park, Mayfair, Piccadilly Circus, Oxford Street, London Tower, Tower Bridge, British Museum, Soho, Regent Street, Trafalgar Square ve Greenwich sayılabilir. Bu yerler hakkında internette bolca bilgi bulunduğundan ben farklı keşif ve gözlemlerimden bahsetmek istiyorum.
TÜRK MUTFAĞINI TANITIYOR
İlk durağımız Londra'nın Manhattan'ı olarak tabir edilen, gökdelenleri ve modern yapısıyla dünyanın önde gelen finans şirketlerinin bulunduğu Canary Wharf oldu. Gastronomik açıdan dünyanın tüm lezzetlerini bulabilirsiniz ama arkadaşlarımla birlikte akşam yemeği için, bizi şehre davet eden, Türkiye'den tanıdık bir ismin mekanına gitme kararı verdik. Sekiz yıl önce Londra'ya dil eğitimi için giden girişimci ve akademisyen Ali Eren Balıkel'in, şehrin çeşitli bölgelerine Kilikya adını verdiği Türk restoranları açtığını duymuştum. Geçen yıl haziranda bu restoranlar zincirine Jazzgir adını verdiği yeni bir mekan daha dahil etti. Jazzgir, Canary Wharf'ın göbeğinde olup, dünya mutfağından lezzetler sunarken haftanın beş gecesi caz performanslarına yer veriyor. İngilizlere Türk mutfağını tanıtıp, sevdirmeye çalışan Balıkel'in restoranlarına son zamanlarda Londra'da yaşayan Türkler de ilgi göstermeye başlamış. Balıkel, 90 kişiye istihdam sağlayarak Londra'da kendi küçük krallığını da kurmuş. Şehri turlarken Bedford Street'te Milk Train isimli kafenin önünde uzunca bir kuyruk görünce biz de dayanamadık durduk. Meğer bu dükkanın kendine özel bir dondurması varmış. Pamuk şekeri ve dondurmanın bir araya getirildiği bu sanatsal tatlı; karamel, çikolata parçaları, bisküviler, mısır patlağı, kırmızı meyveler ve çeşit çeşit soslardan hazırlanabiliyor. Dilediğini seçebilirsiniz ama tüm turistler tadına bakmadan Instagram için fotoğraf çekmeyi ihmal etmiyor. Yeri gelmişken söylemekte fayda var; bazı restoran ve mağazaların kapılarında İngiliz Kraliyet Ailesi mensuplarının ayrı ayrı armalarını görebiliyorsunuz. Bu aileye hizmet vermelerinden dolayı referansları sayılıyor. Tabii ki bu armayı genelde köklü markalar hak edebilmiş.
DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
Seyahatimizin en büyük sürprizini ikinci gün yaşadık. Meğer o gün İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in 92. yaş günüymüş ve şehirde resmi törenle kutlamalar yapılacakmış. Biz de büyük keyifle kutlama gündemini takip ettik. Göz ameliyatından sonra sağlığına kavuşan Kraliçe II. Elizabeth, doğum günü için düzenlenen törene Prens Charles, Camilla Parker, Sussex Dükü Prens Harry ve Düşesi Meghan Markle, Cambridge Dükü Prens William ve Düşesi Kate Middleton ve Kraliyet Ailesi'nin diğer üyeleriyle birlikte katılarak Buckingham Sarayı'nın balkonunda töreni izledi. Kutlamalarda geçit töreninin yanı sıra uçak gösterileri de vardı. Kraliçe Elizabeth'in doğum günü aslında 21 Nisan. Peki, Kraliçe'nin neden iki doğum günü var ve bunları nasıl kutluyor? Geleneğe göre tahtta yer alan kral veya kraliçelerin doğum günleri yılda iki defa kutlanıyor. Çifte doğum günü geleneği 250 yıl önce Kral II. George tarafından başlatılmış. Kasım ayında doğan kralın açık havada büyük kutlamalar istemesi üzerine doğum günü etkinliği havanın daha sıcak olduğu bir aya alınmış. Yazın yıllık yapılan Trooping The Colour (Askeri Yürüyüş Töreni) ile eş zamanlı olarak kutlamalar gerçekleşiyor.
KADINLAR YÜRÜDÜ
Kraliçe için düzenlenen kutlamaların ertesi günü bir başka etkinliğe daha tanık olduk. İngiltere'de kadınların ilk kez oy kullanma hakkı elde etmesinin 100. yıldönümünde, on binlerce kadın Park Lane'den başlayıp Westminister'a ve Parlamento Binası'na kadar devam eden büyük bir yürüyüş düzenledi. Artichoke adlı grup tarafından organize edilen yürüyüş; Cardiff, Edinburgh ve Belfast'ta de eş zamanlı olarak gerçekleşti. Yürüyüşte süfrajet (oy hakkı) hareketini temsil eden yeşil, beyaz ve mor renkli örtüler taşıyan kadınlar, üç şerit halinde bir koreografi oluşturdu. Kadınlar 21. yüzyılda hâlâ süren sorunlarını gündeme getirdi.
HAYALET İSTASYONLAR
Londra Metrosu'nun geçmişi neredeyse 150 yıla dayandığı için yeraltında birkaç kullanılmayan istasyon buluyor. Bu istasyonlara da 'Hayalet İstasyon' deniyor. En ünlüsü, Tottenham Court Road ve Holborn arasında yer alan British Museum İstasyonu, bir diğeri ise Aldwych'miş. Hatta bu istasyon birçok filmde kullanılmış ve V For Vendetta'nın o meşhur sahnesi de tam olarak bu istasyonda çekilmiş.