Toskana'nın kıvrımlı yollarından geçip her bir kasabaya varışınızda, neredeyse aynı manzara karşılar sizi: Bir kale, surlar ve yüzyıllardır beri sizi bekleyip kucak açan bir kapı... 11. yüzyıldan kalan San Giovanni kapısı da San Gimignano'ya "Hoşgeldin" der gibi karşılar sizi. Kapının ihtişamından henüz gözünüzü alamamışken, birden uçsuz bucaksız Toskana ovalarını fark edersiniz... Üzüm bağları, uzun selvi ağaçları, sevimli taş evleri ve yeşilin binbir tonu ile aşık oluverirsiniz bu tarihi kasabaya... Ana meydan Piazza Duomo ile minik meydan Piazza Della Cisterna arasında birkaç yüz metrelik bir yürüme mesafesi olsa da, Via San Giovanni'de tipik Toskana ürünleri satan, sağlı sollu mağazalar yürüyüşün saatler sürmesine sebep olabilir. İtiraf etmeliyim, el boyaması seramikler satanlar, en çok vakit harcadığın dükkanlar oldu. Tabak çanaktan, sandalye ve masaya kadar el boyaması ürünler, "Keşke burada bir evim olsa da, alıp bahçesine götürsem" dedirtti bana. Gerçi hem kendisi, hem de pahası oldukça ağır bu seramiklerin... Yine de hayalini kurmak güzeldi. Kapıdan içeri girer girmez sağ kolda sıralanmış son derece lezzetli, incecik pizzalar satan dükkanların diğer pencerelerinden sonsuz gibi duran Toskana vadilerini izleyebilirsiniz.
ÖDÜLLÜ DONDURMACI
Meydana vardığınızda ise, sizi dünyanın en meşhur dondurmacısı bekliyor olacak. 2006- 2007 ve 2008-2009 yıllarında Dünya Dondurma Şampiyonu ödüllerini almış. Gelateria Dondoli, organik süt ile yaptığı çeşit çeşit dondurmalarıyla kapıdaki kuyruğu hak ediyor. Kapıdaki kuyruk diyorum çünkü dondurma almak için kuyruğa girmiş bir kalabalık göreceksiniz. Belki bir dondurma için beklemeye değmez diye düşünebilirsiniz ama kesinlikle değer! Güler yüzlü ve sevimli sahibiyle tanışmak bile büyük keyif. Dondurmanızı aldıktan sonra hemen karşıdaki dilek kuyusuna para atıp, merdivenlerinde oturup, gelip geçeni ve dantel perdeli, rengarenk panjurlu evleriyle San Gimignano'yu seyredebilirsiniz. Birçok Avrupa bölgesinde olduğu gibi adını Duomo'dan yani katedralden alan ana meydan Piazza Duomo, Piazza Della Cisterna'nın hemen yanında. Ben, Santa Maria Assunta Basilikası'nda bir düğüne rastladım. Düğün arabası ve davetlilerin şıklığı İtalya'da olduğumu bana bir kere daha hatırlattı. Meydandaki belediye binası Palazzo Communale, 1311 yılında inşa edilmiş. 12. yüzyıldan beri ayakta olan ve 18. yüzyılda tiyatroya dönüştürülen Podesta Sarayı ve 52 metrelik Rognosa Kulesi ya da diğer adıyla Saat Kulesi de görülmeyi bekleyen diğer yapılar.
2176 METRE UZUNLUĞUNDA
Küçücük bir kasabanın bu kadar çok kuleyi ve tarihi eseri nasıl olup da barındırdığı gerçekten şaşırtıcı. Torre Grosso del Palazzo del Popolo, Rognoso ve Cugnanesi, Cortesi (ya da Şeytan kulesi) ve pek meşhur Ardinghelli ve Salvucci ikiz kuleleri San Gimignano'nun diğer kuleleri. Bu sevimli kasabayı gezmenin en keyifli yolu, elinizde dondurmanızla parke taşlı, dar sokaklarda kaybolmak. Manzaranın görüleceği en güzel yol ise 2176 metre uzunluğundaki yürüme yolu adı verilen şehir surlarının etrafı. Toskana'nın her kasabası gibi burası da tarih, sanat ve lezzet kokulu... Tavsiyem siz de benim yaptığım gibi, burada bir gün kalın ve özellikle gün batımı saatlerinde, en tepeye kurulmuş bu kasabadan Toskana'nın engin manzarasına bakarken tarihin içinde olmanın keyfini çıkarın.