Fethiye'de bir köy var; Yeşilüzümlü... Yolum ne zaman oralara düşse köyün yolunu tutarım. Geniş, iki tarafı çam ağaçlarıyla çevrili yoldan köye ulaşırsınız, sımsıcak insanlarının gülen yüzleriyle karşılaşırsınız. "Açsanız, buyrun eve gidelim, yemek yiyelim" diye konukseverliklerini gösterirler hemen. Köyün eski taş evleri gerçekten de kapılarını çalma, içine girme isteği uyandırır. Köy meydanındaki kafede oturup sohbetlere katılabilir, küçük restoranlarında karnınızı doyurabilir ya da kendi kahvelerini sunan kafede oturup vakit geçirebilirsiniz. Benim sessizliğiyle de sevdiğim Yeşilüzümlü'yü geçtiğimiz hafta sonu üç günde 100 bin kişi ziyaret etti. Nedeni ise Kuzugöbeği Mantarı ve Dastar Festivali... Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı açılışta yaptığı konuşmada Yeşilüzümlü'de sağlanan bu hareketi yılın 365 gününe yaymak amacında olduklarını ve çalışan kadının gücünü çok önemsediğini söyledi. Evet, festival konusunda kadınların katkıları büyük. Köy kadınları günler öncesinden hazırladıkları lezzetleri, el işi çalışmalarını kendi tezgahlarında ziyaretçilerle paylaştılar. Bu ekonomik hareketlilikten dolayı herkesin yüzü gülüyordu. Yeşilüzümlü'nün mantarı ve adını aldığı üzümleri kadar dastarı da çok meşhur. Köyün yaşlılarından hâlâ tezgah başında dastar dokuyanı var. Ama daha önceki gidişlerimde gençlerin dokuma işini öğrenemediklerini duymuştum. Bu konuda da belediye çok güzel bir çözüm üretmiş ve köyde yaşayanların ders aldığı bir dastarhane kurulmuş. Dastarhanenin başında Emel Asyalı var. Kumaş tasarım tecrübesiyle öğrenme mekanı birleşince ve yolu da Fethiye Belediye Başkanı'nın eşi Nesrin Saatçı ile kesişince Yeşilüzümlü'deki Dastarhane'nin oluşumu için adımlar atılmış. Buldan'a gidip tezgahları ve ipleri seçmişler. Orada tanıştıkları eğitimci Selahattin Kaçanoğlu'nun da yardımlarıyla iki ay içinde proje hayata geçmiş. Tezgahlar kurulduktan sonra Yeşilüzümlü kadınlarına tezgah eğitimi verilmiş. Şimdi 40 kişi iki aylık eğitimlerini sürdürüyor ve sonrasında üretim başlıyor. Amaçları üretilen kumaşlarla yurtiçi ve yurtdışı pazarında kendilerini göstermek. Türk modacılara şimdiden duyurulur... Tezgahlar çalıştıkça, üretim arttıkça, yeni pazarlara girildikçe köyün gelişimi kuşkusuz daha hızlı olacak... Tabii bozulmadan... Güzelliğini yitirmeden...
HERKES KAZANDI
Festival tezgahlarında yok yoktu... Yöreye özgü el dokuması halılar, elde örülmüş oyuncak bebekler, dastarla yapılan tasarımlar, tahta işçiliği, el örgüsü kıyafetler... Üç gün süren şenlikte en çok yabancılar eğlendi. Fethiye ve çevresinde yaşayan yabancılar, özellikle de İngilizler ve Almanların neşesi keyfi görülmeye değerdi. Halk oyunları ekibi, Üzümlü kadınlarının yaptıkları folklor gösterisi, ilkokul öğrencilerinin gösterileri, konserler derken Yeşilüzümlü kesintisiz günler ve geceler yaşadı