Çin'in orta kısmındaki Hunan eyaletindesiniz... Kuzeybatısında... 1992 yılında Dünya Doğal Mirasları Listesi'ne katılan Wulingyuan'da... Burası 'Yeryüzünün en ilginç dağı' olarak anılıyor. Milyonlarca yıl önce geniş bir denizmiş. Doğal süreçte bugünkü Wulingyuan kumtaşı doruklarının bulunduğu kanyon manzarası oluşmuş. Zirve, kayalıklar, vadi, su kaynağı, mağaralar şeklindeki 'beşibiryerde' nefesini kesiyor insanların. Vadiler arasında bir günde dört mevsim birden yaşanabiliyor. Hipnotize eden şelaleler, sisli uçurumlar... 200'e yakın bitki türünden gelen yeşiller, çoğu 200 metreden yüksek, 3 binin üstünde kumtaşı sütunları... Göletler, akarsular... Muazzam bir manzara anlayacağınız. Ayağa düşmemiş doğa destinasyonu arayanlar, koysun aklının bir köşesine...
İstanbul ile Paris ilk sırada
Vay be! İstanbul, Paris ile aynı puanı alarak ilk sıraya yerleşmiş.
Hem de hangi konuda? Tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dünya genelinde en iyi deneyimi sunan şehir olarak...
HSBC Grubu'nun gerçekleştirdiği 'Expat Explorer' isimli bir anket var. 159 ülkeden 27 binin üzerinde yabancı çalışanın görüşü alınmış.
Şehirlerin sunduğu imkanlar; kültürel aktivitelerin çeşitliliği, tarihi zenginlikler ve yaşam tarzı açısından incelenmiş.
Sonuç: İstanbul ve Paris birinci sırada...
Oran, yüzde 62...
Bu iki şehirde yaşayan yabancı çalışanların yaklaşık üçte ikisi, şehrin mimari yapı, tarihi ve kültürel doku açısından zengin olduğunu düşünüyor. İstanbul'da yaşayan expat'ların yüzde 52'si keşfetmek ve seyahat etmek için mükemmel bir şehir diyor.
Yüzde 44'ü ise restoran ve yemek kalitesinin yüksek olduğu kanaatinde...
Listenin takipçilerine bakarsak: İki numarada Edinburgh var.
Üçüncü sırayı Barselona ile Kahire paylaşıyor. Berlin, Buenos Aires, Londra, New York ve Paris yabancı çalışanların kültür sanat aktivitelerinin zenginliğini en sevdiği şehirler.
Sydney ve Vancouver'daki expat'lar ise spor salonu, yüzme havuzu gibi tesisler bakımından çok elverişli olan bu şehirlerin insanı daha aktif hale getirip sağlıklı yaşama alıştırmasından memnun...
Güneşli günler, oh!
Türkiye Otelciler Birliği'nin (TÜROB) şubat buluşması geçtiğimiz günlerde Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel'de gerçekleşti. Otelin Genel Müdürü Mustafa Alparslan da hepimizin beğeneceği şeyler söylemiş: "Turizmde güneşli günlere dönüyoruz." Bu yılın turizm potansiyeli açısından yüzümüzü güldürecek bir sürecin başlangıcı olacağını söylüyor Alparslan: "2015 ve 2016 yıllarında turizm sektörünün geçirdiği kötü sezonlar yavaş yavaş kendini güneşli günlere bırakıyor. Rusya ile düzelen siyasi ilişkilerin yanında terör sorununa da çözüm bulunmuş olması, turistlerin Türkiye'ye bakış açısını değiştirdi. Hem şehir hem de kıyı otellerinde ciddi doluluk oranlarına ulaşıldı." Otelin Satış ve Pazarlama Direktörü Deniz Dikkaya da "2018 yılından itibaren yüzde 80'in üzerinde doluluklarla devam ediyoruz" demiş; şahane haber. Gerçekten de güneşli günler geliyor demek bu. Buyursunlar...