Kuzey İsveç veya Laponya bölgesinde, Kuzey Kutup Dairesi'nin 200 kilometre kuzeyinde yer alan Kiruna, insanların yaşadığı en kuzeydeki yerleşim birimi. Bilinen en büyük tek parça demir cevheri filizinin varlığı Kiruna'da madenciliğin gelişmesini sağlamış. Kiruna'da daha önceleri Laponlar yaşarken demirin bulunması ile 1800'lerde kasabaya yerleşim başlamış. Bugün artık Kiruna, ünlü Buzotel'i (Icehotel) görmeye ve kutup macerası yaşamaya gelen turistleri ağırlıyor.
GÜNEŞ DOĞMUYOR
İsveç'in başkenti Stockholm'den iki saatlik uçak yolculuğu ile vardığımız Kiruna'ya ayak basar basmaz karşılaştığımız bembeyaz manzara bizi büyülemeye yetti. Kiruna'da kar yağmıyor adeta kristaller halinde havada uçuşuyor. Kar taneleri erimediği için yağan kar yerde ışıl ışıl görünüyor. Altıgen buz kristallerini çıplak gözle görmek mümkün. Kutup dairesini geçince, uzun geceler olacak düşüncemiz, Kiruna'ya gidince değişti. Burada güneş doğmuyor yani ufuktan yukarı çıkmıyor. Şubat ayı sonunda gün saat 08.00'de aydınlanmış, akşam da saat 05.00'te kararmış oluyor. Bunda karın yarattığı aydınlığın da etkisi büyük. Kiruna'da sıcaklık gün içinde -10 ila -20 derece, gece ise -30 derece oluyor. Hissedilen ise daha fazla oluyor. Bu yüzden özel kar giysileri giyilmesi gerekiyor. Özellikle şehir dışındaki Buzotel'e yapılacak yolculuk için bu gerekli. Yolculuğumuzun ertesi günü bizim için hazırlanan kar kıyafetlerimizi giyerek Kiruna'daki maceramıza başladık. İlk durağımız demir cevheri filizinin bulunduğu Kiirunavaara Dağı'ndaki maden oldu. Madende ziyaretçilerin sadece 540 metreye kadar inmesine izin veriliyor. Çünkü 1045 metrede kazı çalışmaları sürüyor. Maden o kadar büyük ki, içinde 300 km'lik karayolu ile 11 km uzunluğunda demiryolu var.
UZAKTAN KUMANDA EDİLİYOR
LKAB Firması'nın işlettiği madende demirin çıkarılabilmesi için dağın içinde açılan damarlar patlatılıyor. Patlama işini genel müdürlüğün yedinci katındaki işçiler, kazma ve delme makinelerini uzaktan kumanda ederek yapıyor. Madenle ilgili en ilginç nokta, bir kilometre derinliğe kadar kazıldığı ve buradan tonlarca demir cevheri çıkarıldığı için kasabanın tabanının kaymaya ve yer değiştirmeye başlaması. Bu yüzden 2023 yılında kasabanın birkaç kilometre uzağa taşınması planlanıyor. Madenden sonra soluğu bizi Buzotel'e götürecek araçlarımızın, kar motorlarının yanında aldık. Kızak ve motosiklet karışımı bu araçlarla 30 km'lik bir mesafeyi aştık. Kiruna'da kar motoruna binerseniz dikkatli olun. Donmuş nehir üzerinde yolculuk yaptığınız için kızak yolundan çıkarsanız suyun donmadığı noktalara düşme, karlardan görünmeyen kayalara çarpma tehlikesi olabilir. Orman ve nehirden geçerek yaptığımız yolculuk sonucu vardığımız Buzotel, tek kelimeyle büyüledi. Kiruna'ya yarım saat mesafelik Jakkasjarvi'deki Buzotel bir sanat eseri. 1990 yılında bir sergi için davet edilen Fransız sanatçı Jannot Derit'in donmuş Torne Nehri'ni kullanarak yaptığı Artic Hall isimli 60 metrekare igloo (Eskimo evi) bölgeye birçok ziyaretçiyi çekmiş. Bir grup ziyaretçinin uyku tulumları içinde igloo'da bir gece konaklaması ile Icehotel doğmuş. Yataklarından masalarına kadar her şeyi buzdan olan otel, iki milyon dolara mal olmuş.
İLKBAHARDA ERİYOR
Her yıl Ekim ayının ortasında başlayan, sekiz haftalık çalışmayla aralık ayının ortasında açılan Buzotel, mart-nisan gibi eriyor. Bu yüzden aynı Buzotel'e bir daha gitmeniz mümkün değil. Her yıl ortalama 20 bin kişinin ziyaret ettiği bu otelde sıcaklık eksi 5 derece. Torne Nehri'nin yanı başındaki otel, bu nehirden çıkan buzlar ve kardan inşa ediliyor. Nehir yavaş aktığı için hava kabarcığı olmayan buzlar kristali andırıyor. O nedenle otel bu buzlardan yapılıyor. Her yıl yeniden yapılan otelin inşasında 10 bin ton kristal buz ile 30 bin ton saf kar kullanılıyor. Torne Nehri'nden çıkarılan buzlar özel depolarda saklanıyor. Bu buz küpleri ve özel makinelerle sudan üretilen yoğunluğu sabit kar ile yapı oluşturuluyor. Karlar sıkıştırıldığı ve sıcaklık asla sıfır derecenin üstüne çıkmadığı için betondan farkı olmuyor. Otel ve odalar her sene dünyanın dört bir yanından gelen değişik sanatçılar tarafından yeniden tasarlanarak inşa ediliyor. Standart odaların yanı sıra her biri farklı sanatçı tarafından farklı konseptte tasarlanmış Art Rooms (Sanat Odaları), buzdan heykellerin sergilendiği buz sanat sergisi, ve ünlü Absolut Icebar (Buz Bar) bulunuyor. Otelde konaklayanlar kapısız odalarda sadece bir gece uyku tulumlarının içinde yatabiliyorlar. Görevliler gece boyu dolaşıp konaklayanları kontrol ediyor. İkinci gece ise sıcak odalarda kalınıyor.
HASKİLERLE YOLCULUK
Icehotel'den dönüşümüzü kutuplara özgü en eski ulaşım aracı olan Haski köpeklerin çektiği kızakla yaptık. Orman ve nehirden geçerken soğuk kendisini daha da hissettiriyor. Haskiler bir yandan koşuyor bir yandan da susadıkça kar yiyorlar. Yorulunca da karlara yatarak dinleniyorlar. Kızak turunun ortasında nehir kenarında bir çadırda mola verdik. Rehberlerimizin odun ateşinde pişirdiği yemeklerimizi yedikten sonra dönüşe devam ettik. Bu macerayı fotoğraflamak isteyenlere bir uyarı: Likit kristal içeren cihazlar, dijital kameralar, dijital saat ve cep telefonları donuyor. Bu eşyalarınızı sıcak tutmanızda fayda var.
Muhteşem Kuzey Işıkları
Kiruna'da sadece kutup bölgelerinde yaşanan ve muhteşem bir doğa olayı olan Kuzey Işıkları'nı (Aurora Borealis) da görebilirsiniz. Havanın berrak, bulutsuz ve karanlık olduğu anlarda özellikle sabaha karşı görebileceğiniz bu yeşil, mavi, mor gibi muhtelif renklerdeki ışıklar güneşten gelen manyetik dalgaların dünya atmosferindeki iyonlara çarpması sonucunda oluşan bir parıltı.