Hessen eyaletinin küçük ama zengin şehri Frankfurt'a, İstanbul'dan üç saatlik uçak yolculuğuyla ulaşmak mümkün. Avrupa'nın da sayılı havalimanlarından biri olan Frankfurt Havalimanı, şehrin gelişmesinde önemli paya sahip. Havalimanına yılda 60 milyondan fazla yolcu ayak basıyor. Burası Londra'daki Heathrow, Paris'teki Charles de Gaulle ve Amsterdam'daki Schiphol havalimanlarından sonra Avrupa'nın dördüncü büyük terminali. Frankfurt'ta insanı hayrete düşüren ilk şey gökdelenler oluyor. Gökdelenlerin soğuk yüzünün şehirleri çirkinleştirdikleri söylenir. Oysa Frankfurt'un iyi tasarlanmış gökdelenleri şehre ayrı bir güzellik katıyor. Gökdelenler şehrin merkezinde inşa edilmiş. Bankenviertel bölgesinde yüksekliği 200 metreyi aşan beş gökdelen var. En yükseği 331 metrelik Fernmeldeturm. Frankfurt'ta 40 bini aşkın şirket bulunuyor. Kentin finans merkezi olması burada yaşayanların hayat standartlarına da yansımış. Şehir yaşam kalitesi sıralamasında altıncı sırada. Frankfurt, Main Nehri'nin iki yakasında kurulmuş. İki yaka birbirinden bağımsız gelişmiş ama köprülerle bütünleşmiş. Frankfurt'un en etkileyici manzarası olan bu nehir şehrin hayat damarı. Yazın gelen turistler için vapur seferleri düzenleniyor. Restoran haline getirilmiş birçok eski vapur, akşamları Almanların eğlencelerine eşlik ediyor. Nehir üzerinde 10'dan fazla köprü var. Işıklandırılmış bu köprülerin gece görüntüsü insanı büyülüyor.
Hauptbahnhof (Tren Garı)
GEZMESİ ÇOK KOLAY
Sadece 249 kilometrekarelik bir alana kurulu Frankfurt'ta 600 bin kişi yaşıyor. Nüfusun dörtte biri yabancı. Şehirdeki yabancıların önemli kısmını Türkler oluşturuyor. Nereye giderseniz gidin, mutlaka Türkçe konuşan birilerine rastlıyorsunuz. Türkler burada da ağırlıklı olarak döner işiyle uğraşıyor. Şehirde binden fazla dönerci var. Dönerin bu kadar rağbet görmesinde fiyatının ucuz olması ve Türklerin sıcakkanlılığı önemli rol oynamış. Frankfurt, gezilmesi belki de en kolay şehirlerden biri. Yaygın otobanlar, şehri baştan sona dolaşan tren ve tramvayların yanı sıra konforlu taksiler rahat bir ulaşım imkanı sunuyor. Şehrin önemli cazibe merkezleri bir bölgede toplandığından tavsiyemiz şehri yürüyerek gezmeniz. Kentin en turistik bölgesi eski şehir olarak da anılan Römerberg Meydanı. Roma İmparatorluğu döneminde kralların taç giyme merasimlerinin yapıldığı bu gösterişli meydan bugün çok çeşitli festivallere ev sahipliği yapıyor. Römerberg Meydanı'na gelen ziyaretçileri, 1410 yılında yapılan tarihi belediye sarayı ile meydanı çevreleyen, bugün otel olarak kullanılan tarihi yapılar karşılıyor. Römerberg Meydanı, yeni yıl öncesi adeta panayır alanına dönüştürülüyor. Aynı dönemde alışveriş merkezleri de ışıl ışıl aydınlatılıyor. Hiç alışveriş yapmak istemeseniz bile ortam sizi öylesine etkiliyor ki, bir şeyler alma ihtiyacı duyup soluğu en yakın dükkanda alıyorsunuz.
Römerberg Meydanı
EN İLGİNÇ MÜZE
Frankfurt sadece bedeninize değil ruhunuza da hitap eden bir şehir. Bir kültür merkezi olan şehirde tam 37 müze, 109 sanat galerisi ile 33 tiyatro binası var. İnsan bu kadar müze içinde hangisini ziyaret edeceğini şaşırıyor. Eğer yolunuz bu şehre düşerse yılda 1 milyon 700 bin ziyaretçi ağırlayan Avrupa'nın en ilginç müzesi Senckenberg Müzesi'ni görmeden dönmeyin.
Goethe Müzesi
GOETHE'NİN ŞEHRİ
Frankfurt'ta görülecek birçok yer var. Römerberg Meydanı'nı gezerken farkında olmadan kendinizi kentin en görkemli yapısı olan Dom Kilisesi'nin önünde buluyorsunuz. Eski şehrin göbeğinde yükselen bu tarihi yapı, ister istemez sizi kendine çekiyor. Yine aynı bölgede ünlü Alman düşünür Goethe'nin doğup büyüdüğü ve bugün müze haline getirilen evi iyi bir gezi noktası olabilir. Şehrin bir diğer cazibe noktası Hitler döneminde yapılan Hauptbahnhof yani Tren Garı. Hauptbahnhof o kadar etkileyici bir yapı ki, insan sıkılmadan saatlerce bu garda zaman geçirebiliyor. Eğer yolunuz Frankfurt'ta bu ay düşerse Alman çiftçilerin Konstabler Wache'de senede iki defa kurdukları pazarı mutlaka ziyaret edin. Köy yaşamına özlem duyan binlerce kişi meydanı tıklım tıklım dolduruyor.