Karadağ Türkiye'den vizesiz olarak gidebileceğiniz az sayıda ülkeden biri. Sıcak bir eylül günü Karadağ'ın başkenti Podgorica'ya uçuyoruz. Yolculuk yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Gitmeden internet üzerinden kiraladığımız araba havaalanında bizi bekliyor. Ardından ver elini Budva! Yaklaşık bir saatlik bir araba yolculuğunun ardından muhteşem manzaralarıyla Sveti Stefan bizi karşılıyor. Burada fotoğraf molası veriyoruz. Yakut renkli kırmızı çatılı evleri, dar sokakları ile Sveti Stefan, Budva'ya beş kilometre uzaklıkta.
HER GÜN FARKLI BİR PLAJ
Bu ada ana karaya ince bir yol ile bağlı olması nedeniyle eski zamanlarda savunma ve saklanma amaçlı olarak kullanılıyor. 20. yy'da balıkçı köyü haline geliyor. Montenegro hükümeti adaya eski popülerliğini kazandırmak için Aman Resorts grubuna 30 yıllığına kiraya veriyor. Ve şu an beş yıldızlı bir otel olarak hizmet veriliyor. Bir tarafındaki plaj herkese açık, diğer taraftaki ise özel mülk ve kapalı. Yüksek bir noktadan panoramik seyrine doyum olmuyor. Birkaç poz resim çekip Budva'ya doğru yolumuza devam ediyoruz. Şehir merkezi ve Sveti Stefan arasında Becici, Queen's, Przno ve Miloce kısa aralıklarla gezip denize girebileceğiniz güzel plajlardan. Küçük ama balık restoranları ve kafeleriyle capcanlı olan Przno özellikle görülmeye değer. Budva Dalmaçya kıyılarının sonunda yer alıyor. Ortalama 18 ayrı plajı olan bu yazlık bölgedeki, çoğu plaj mavi bayraklı. Ancak sıcak deniz sevenleri uyaralım çünkü hava sıcaklığı 30 ila 35 derece arasında değişmesine rağmen deniz suyu oldukça soğuk. Plajların çoğu taşlık olsa da Jaz plajı gibi kumluk plajlar da var. Birbirinin benzeri tesislerin yanyana dizili olduğu plaj bize biraz fazla kalabalık geldi. İki şezlong ve bir şemsiye için 10 euro ödüyorsunuz. Bizim gönlümüzü fetheden plaj ise Trsteno plajı oldu. Burası Jaz'dan daha sakin ve güzel. Denizin rengi o kadar mavi, su o kadar berrak ki burada neredeyse güneş batıncaya kadar vakit geçiriyoruz. Budva'da gittiğimiz bir başka plaj da Ploce. Buranın denizi diğer koylardan çok daha dalgalı. Plaj boyunca farklı havuzlar var. Ploce öğle saatlerinden başlayıp akşamın geç saatlerine kadar devam eden partileriyle ünlü bir plaj. Burada da şezlong ve şemsiye kullanımı için 10 euro ödüyorsunuz. Restoranın fiyatları da oldukça uygun.
DARACIK SOKAKLAR, TARİHİ EVLER
Adriyatik'in en eski yerleşim yerlerinden birisi ve aynı zamanda gözde bir tatil merkezi olan Budva'da yürüyerek yaptığımız şehir turunda Stari Grad (eski şehir merkezi) ve kaleyi geziyoruz. Burası yemek ve hediyelik eşya alışverişi için en ideal bölge. Oldukça yüksek ve korunaklı kale duvarların arkasında, labirent şeklinde uzayan dar sokaklar boyunca sıralanan tarihi binalar pek bir güzel. Kapılar, pencereler, balkonlar ve diğer birçok detay insanı bir masalın içinde hissettiriyor. Sanki Ortaçağ'da yürüyormuş gibi bir ruh haline bürünüyoruz. Şehrin tarihi bölgesi Stari Grad 1979 yılında yaşanılan depremden çok etkilenmiş ve sekiz yıl süren çalışmalar ile baştan sona restore edilerek 1987 yılında yeniden ziyarete açılmış.
DOYURUCU LEZZETLER UYGUN FİYATA
Sokaklar boyunca dizilmiş kafe ve restoranlar bir şeyler atıştırmak ve dinlenmek için çok uygun. Şehir merkezi akşam yemeği için deniz ürünlerinden İtalyan mutfağına kadar en çok seçeneği bulabileceğiniz yer. Budva "Denizden babam çıksa yerim" diyenlerin mutlu olacağı bir kent. Porsiyonlar büyük, yemekler lezzetli. Deniz kenarındaki Restoran Olimp ilk akşam yemeği için tercih ettiğimiz mekan oluyor. Burada ahtapot ızgara ve güveçte midye favori yemekler. Ancak restoran hep kalabalık olduğu için rezervasyon şart. Deniz ürünleri veya et konusunda çekinceniz varsa, İtalyan restoranlarını tercih edebilirsiniz. Biz Pizzeria Sambra'yı tercih ettik. Hem makarnaları hem de pizzaları oldukça doyurucuydu. Tabii Old Town dışında da seçenekler var ve üstelik yerel mekanlar bulabildiğinizde masadan çok daha uygun fiyatlara kalkabilirsiniz. Örneğin Mainski Put caddesindeki sadece ızgara yapan ve bol kepçe porsiyonlara sahip Parma Grill bunlardan biri. İki kişilik karışık ızgaranın fiyatı 13 euro. Özellikle kırmızı et sevenlerin memnun kalacağı mekan yerel halk tarafından tercih ediliyor.
KONAKLAMA SEÇENEĞİ ÇOK
Şehrin içinde bir otel ya da çok katlı bir villa... Budva'da uygun fiyata çok fazla sayıda konaklama seçeneği mevcut. Stari Grad içinde otel fiyatları iki kişi için ortalama 500 TL civarında. Tabii konforu düşmekle birlikte çok daha ucuz yerler de var. Ayrıca eğer kalabalıksanız ev de kiralayabilirsiniz. Biz kalabalık bir arkadaş grubuyla gittiğimiz için modern döşenmiş üç katlı bir villayı Airbnb üzerinden dört gece için 400 euro'ya (yaklaşık bin 600 TL) kiraladık. Çok da memnun kaldık.
ADALARA KARŞI DENİZ KEYFİ YAPIN
Budya'ya kadar gidip Kotor'u görmeden dönmek olmaz. Yaklaşık bir buçuk saatlik bir araba yolculuğuyla ulaştığımız Kotor'da dünyanın en büyük fiyortlarından biri var. Sahil boyunca ilerlerken veya denizden giderken inanılmaz manzaralar çıkıyor karşınıza. UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ndeki kente daha girerken etkileniyorsunuz. Burası Karadağ'ın Adriyatik kıyısındaki en güzel koylarından birinde yer alıyor. Manzaranın tadına en iyi varabileceğiniz yer Kotor Kalesi. Eğer kendinize güveniyorsanız mutlaka çıkın. Eğer tırmanış bana göre değil diyorsanız tıpkı Budva'daki gibi Old Town'u bulunan Kotor'da denize girebilir, kale içinde yemek yiyip alışveriş yapabilirsiniz. Ama merkeziyle sınırlı kalmayıp merkeze 10-15 dakika uzaklıktaki Perast'a uğramanızı da tavsiye ederiz. Burada iki adada kiliseler var. St. George ve Lady Gospa. Bu kiliselerin bulunduğu adalar Kotor'un simgesi. St. George Adası'nda St. George Benedictine Manastır'ı var. Bu manastır 12'nci yy'da yapılmış. Diğer adada ise 1452 yılında yapılmış bir Roman Katolik Kilisesi bulunuyor. Tekneler her gün adalara ziyaretçi taşıyor. Burada manastıra karşı denizin tadını çıkarabilir ya da dilerseniz teknelerle manastıra gidebilirsiniz.