Yedi kıta, 193 ülke ve milyonlarca yıllık insanlık tarihi... Ve bunlarla birlikte bir o kadar doğa marifeti. Ardımızda ne kadar çok eser bırakmışızdır bir sayı verebilir misiniz, çok güç! Ortalama insan ömrünün 80-85 yıl civarı olduğunu varsayalım. Sizce bu süre zarfında tüm izlerimizin ardına düşmek mümkün mü? Pek değil gibi. Peki, ne yapmalı, en iyisi listeyi biraz özelleştirip daraltmalı. Seyyahlık, seyahat etmek zor zanaat olsa gerek. Açıkçası ben pek bilmem, çünkü çok gezgin ruhlu sayılmam, ama tüm dünyayı keşfetme iddiasında olanlara, yeryüzünün tüm güzelliklerini görmeye niyetli kimselere karşı da saygım sonsuzdur. Onlar tüm insanlara ilham veren ve umut aşılayanlardır. Şimdi vakit o kimselerin gidip, gördüğü, görmekle yetinmeyip överek anlattığı ve ivedilikle gidilmesini tavsiye bulunduğu yerleri bir derleme vaktidir. İskandinav coğrafyasından, Kafkaslara, güzel yurdumuzdan, Afrika'ya, Avustralya'nın ortasından Güney Amerika'ya... O kadar çok yer sizleri bekliyor ki bu liste için buzdağının görünen kısmı gibisinden klişe bir söz öbeği kullanmak kaçınılmaz oluyor.
Kazbegi, Gürcistan
Tiflis'ten 150 km. uzaklıktaki komşu ülke Gürcistan'ın manzara bakımından hayli cömert alanı ile karşınızdayız; Kazbegi. Kazbegi başta Kazbek Dağı olmak üzere kiliseleri, birçok tepesi ile özellikle tatilinde soğuk esintiler arayanlar için yakınımızdaki uygun bir rota
Kapadokya, Türkiye
Dünya coğrafyasındaki mutlaka görülesi yerler listesi yapılır da oraya Türkiye'den bir yer girmez mi? Mümkün değil. Açıkçası bu listeye girebilecek onlarca alternatif olmasına karşın herhalde ilk akla gelenlerden biri Kapadokya olacaktır. Fazla söze gerek yok, Ihlara Vadisi, balon turu, Göreme, Soğanlı hatta Asmalı Konak yeni bir keşif turu için yine sizleri beklemekte.
Tuvalu
Tuvalu halkı darılmasın ama ülkelerinin ismini duyunca bir çizgi film karakterinin ismi sanmamız kaçınılmaz. Zaten ülke de adeta "Issız bir adaya düşseniz..." şeklinde başlayan soruların içindeki ıssız adanın can bulmuş hali gibi. Dokuz mercan adasından oluşan Tuvalu, dünyanın en küçük dördüncü, en az nüfusa sahip ikinci ülkesi. Avustralya ve Hawaii arasında kalmış bu ufak ülke kendini kaybedenlerin tekrar bulması veya daha da kaybolması için uygun bir ada.
Akra, Gana
Vakti zamanında Stephen Appiah'tan ötürü yüksek ölçüde sempati duyduğumuz ülke Gana'nın başkenti Akra, Oso Kalesi, Kwame Nkrumah Anıt Parkı, Kokrobite Sahili ve daha bir sürü lokasyonu ile Afrika kıtasının öne çıkan kentlerinden biri.
Lotofen Adaları, Norveç
Cefakâr Norveçli balıkçıları bildiniz mi? İşte Lotofen Adaları onların en hakikatli yurtlarından birisi. Kuzey coğrafyasının tüm karakteristik özelliklerini bünyesinde barındıran Lotofen Adaları sivri tepeleri, az nüfusu ve fiyortları ile Norveç'in en görülesi yerleri arasında. Turizmle birlikte bölgenin en önemli geçim kaynağı da başta belirttiğimiz üzere cefakar balıkçıların mahsulleri.
Semerkant, Özbekistan
Özbekistan'ın başkenti Taşkent'in 275 km. güneybatısında bulunan Semerkant yüzyıllardır biriktirdiği geniş tarih ve kültür yelpazesi ile ziyaretçilerini kucaklıyor. İslam mimarisinin de en kıymetli eserlerine sahip olan bu İpek Yolu'nun altın durağının sokaklarında kaybolmak yüzyıllar arasında seyahat etmekle eşdeğer.
Angkor Vat, Kamboçya
Yine UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ndeki bir başka yer Angkor Vat Tapınağı. Son derece mistik ve efsanevi bir hikayeye sahip olan tapınak Kamboçya'da yer alıyor. Dört yüz kilometrekarelik bir alana yayılan 1858'de Fransız doğa bilimci Henri Mouhot tarafından dört asır sonra yeniden keşfedilen tapınak son derece büyüleyici ve ilgi çekici. Öyle ki yılda Kamboçya'nın bu kadim durağına 2 milyondan fazla turist akın ediyor
Namibya
Bozkırın ortasında sürdürülen yolculuklar birbirine benzer, her tepenin ardında yeni ve farklı bir şey çıkacakmış duygusu, ama her zaman birbirine benzeyen, incelen, kaybolan veya kıvrılan tekdüze yollar... Zamanında Bir Zamanlar Anadolu'da filminin tanıtımı için kullanılmış bu cümleyi Namibya'nın sapsarı coğrafyasına uyarlamak mümkün görünüyor. O halde niye gidelim yahu ta Namibya'lara kadar diyebilirsiniz. Demeyin. Eloğlunun tabiri ile 'road trip' yapmak için kimi zamanlar tek düze ve yabancı istikametleri hiç mi arzulamadınız?
Rio Karnavalı, Brezilya
"Ooo müthiş yaratıcı, yapma ya Rio Karnavalı demek..." serzenişlerini duyar gibiyim. Ama lütfen yıllardır ekranlarda coşkusunu görmemize rağmen kaçımız o karenin içine girebildik, yılda bir kere yakılan eğlence fenerinin başında saf tutabildik? Bakınız bu bir hüzündür! Rio Karnavalı zannımca hepimizin mutlak suretle görmesi o heyecanı yaşaması gereken yerlerden birisidir.
Barceloneta, İspanya
"Bi Barselona bile yazamamışlar ehe ehe" demeyin! Ben dedim ve cehaletim yüzünden topluluklar içinde rencide oldum. Barceloneta aslında baktığınızda yine Barselona'nın güzel mi güzel, Las Ramblas'ya beş dakika mesafe uzaklıktaki plaj bölgesi. Barselona zaten hali hazırda fazlasıyla yazılıp çizildiğinden bu defalık biraz daha spesifikleşerek direkt bu plaj semtine yönlendiriyoruz sizleri. Plaj konusunda ise rivayetler dolu dolu; Dünyanın en güzel yeri diyen de var, bu denize kim nasıl giriyor yahu diyen de... En iyisi bir gidip görmek.
Lahor, Pakistan
İstanbul'un kardeş şehirlerinden birisi, Pakistan'ın ikinci büyük kenti: Lahor. Bin yılı aşkın tarihiyle her döneme esaslı bir biçimde ağırlığını koymuş Lahor'un öne çıkan gezi noktaları arasında şu yerler bulunuyor: Lahor Kalesi, Badshahi Camii, Vezirhan Camii, Lahor Müzesi, Shalimar Bahçeleri, Cihangir Türbesi ve Pakistan Minaresi. Açıkçası Avrupa ve Amerika kıtasının güzelliklerine odaklanmışken Asya'nın bu son derece değerli bölgesini gözden kaçırmak herhangi bir seyyaha yakışmayacaktır.