Küçük büyük herkesin hayalinde bir gün Walt Disney Dünyası'nı ziyaret edip; çizgi filmlerini izleyerek büyüdüğümüz karakterlerle tanışmak vardır bence. Peki bu hayali gerçekleştirmek için nasıl yola çıkıyoruz derseniz, Orlando'ya şu anda Türkiye'den uçuş yok. New York, ya da Miami'ye uçup, araba kiralamak en güzeli.
Amerika'da araba kiralamak oldukça uygun.
Hem günlük kira fiyatları çok uygun, hem de benzin çok ucuz. Üstelik araba kiralarsanız sadece, Orlando'daki tema parkları değil, civardaki bir çok farklı rotayı da keşfetmiş olursunuz.
HEM KÜÇÜKLER HEM BÜYÜKLERE EĞLENCE
Orlando'ya genelde çocuklu aileler tatile geldiği için, odalar küçük bir apart havasında. Dört yatak, ütü, mikrodalga gibi odada ailecek her şeyi halletmenize yetecek şekilde döşenmiş. Bu yüzden de fiyatlar aslında makul. Ayrıca tüm otellerden parklara ücretsiz transferler de var.
Bu eğlence şehri nasıl kurulmuş isterseniz önce buna bir göz atalım. 1964 yılında, orta Florida eyaletinden bazı araziler birileri tarafından satın alınmaya başlamış. Kimin satın aldığı bilinmediği için çeşitli söylentiler çıkmış. Kimilerine göre o dönemin en zengin kişisi arazi topluyor denilmiş; kimilerine göre ise Nasa uzay çalışmaları yapacakmış.
Ancak işin aslı 1965'te anlaşılmış ve Walt Disney arazileri kendisinin aldığını ve buraya devasa bir eğlence parkı yapacağını açıklamış.
1971'de 400 milyon maliyet ile ilk park Magic Kingdom ile açılmış. İki sene içinde 20 milyon ziyaretçi ağırlamış.
Buena Vista Gölü boyunca yer alan Walt Disney World'de, Magic Kingdom, Epcot, Animal Kingdom, Disney MGM Stüdyoları, Universal Stüdyoları, Sea World eğlence parkları, bir çok otel ve alışveriş merkezi yer alıyor.
Magic Kingdom, Disney kahramanları ile daha çok çocuklara hitap eder gibi gözükse de, aslında büyüklerin de hayallerini gerçekleştiriyor diyebilirim.
Minnie size el sallrken, siz Mickey Mouse ile fotoğraf çektirip, Sindirella'nın şatosunun önünden geçiveriyorsunuz. Öğle saatlerinde tüm kahramanların eğlenceli geçiti, özellikle fotoğraf çektirmek için ideal zaman.
TEKNOLOJİ SEVERLER İÇİN
Disney MGM Stüdyolarında yürüken kendinizi 1930'ların Hollywood sokaklarında yürüyor sanabilirsiniz.
Bildiğiniz bir çok film setinin olduğu bu bölüm de görülmeye değer.
1982'de açılan Walt Disney'in son rüyası Epcot, daha çok teknoloji severler için yapılmış ve büyüklere daha çok hitap eden bir park. Geleceğin dünyası, "Experimental Prototype Community of Tomorrow" yani Walt Disney'in gelecekte hayal ettiği utopik bir şehir kopyası. Parkın girişindeki 55 metrelik büyük beyaz kürenin içinde, binlerce yıl öncesinden bugüne kadar dünyayı izliyorsunuz.
Epcot'un ikinci bölümü ise, 17 ülkenin, kendilerine ayrılmış olan bölümde tanıtıldığı ve ülkelere özgü restoranların da, o ülkenin yemeklerini tadabileceğiniz bir yer. Diğer bir dikkat çekici aktivite ise, SOARIN. Aslında simülasyon ile yamaç paraşütüne binerek, tüm dünyayı havadan izliyorsunuz.
Ben binmedim ama binenlerden duyduğum gerçekten havadaymış gibi sizi ürperttiği...
Universal Stüdyoları ise, Disney dünyasının başka bir bölümü. üç bölümden oluşuyor:
Universal Studios Florida, Islands of Adventure ve City Walk. City Walk, ücretsiz olarak girip, parklara geçiş yapabileceğiniz, aynı zamanda yemek yiyip, alışveriş yapabileceğiniz adeta bir mahalle. Burada, dünyanın en büyük Hard Rock Café'sinde ya da NBA Cafe'de oturup bir şeyler atıştırabilir ya da Chocolate Emporium'da muhteşem çikolataları tadabilirsiniz. Ayrıca Bruce Willis, Sylvester Stallone ve Arnold Schwarzenegger'in ortak oldukları Planet Hollywood da City Walk içinde bulunuyor.
Universal Stüdyoları, Los Angeles film stüdyolarından bildiğimiz karakterleri bizlere getirmiş.
Shrek, Simpsons, E.T., Minions'ların evlerini ziyaret edebilir, onlarla simülasyon turlara katılabilirsiniz.
Ancak kalp ya da yüksek tansiyon hastası iseniz önermiyorum, çünkü gerçeğinden hiç bir farkı yok ve yüksek adrenalin içeriyor.
Hollywood Rip Ride Rockit gibi hızlı trenler, ya da çocuklar için daha masum eğlenceler de var. de mevcut. 2014 yılında son olarak eklenen Diagon Alley, yani Harry Potter'ın romanda yaşadığı mahalle ise son derece güzel ve kesinlikle görülmeye değer.
Universal Stüdyoları'ndaki ikinci park olan Islands Adventure (Macera Adası) ise daha çok arenalin severlerin tercihi. Diğer parklardan daha hızlı, daha yüksek ve daha kıvrık 'Rollercoasterlar' yani hız trenleri var.
ORLANDO'YA GİTMİŞKEN BUNLARI DA YAPIN
Özellikle 22:00 de gerçekleşen havai fişek gösterisini izlemeden Disney World'den çıkmayın.
Orlando'daki bir diğer park ise Sea World. Parkta balina ve yunus gösterilerini izleyin ve yunuslarla birlikte yüzün.
Gittiğiniz dönemde NBA sezonu devam ediyorsa Amway Arena'da Orlando Magic maçına gidin.
Orlando'dan yaklaşık bir saatlik araba yolculuğu ile Kennedy Space Center'a gidin. 1968'den beri NASA'nın tüm uzay uçuşlarında kullanılmış bu uzay istasyonu hala çalışıyor. 1969'da aya insan götüren Apollo 11 uzay aracı buradan fırlatılmış. Üs aynı zamanda NASA'ya da ev sahipliği yapıyor. İlk uzay mekiğinin fırlatıldığı ana tanıklık edip, aydan getirilmiş taşa dokunabilirsiniz.
Orlando outlet ve alışveriş cenneti. Premium Outlets ve Prime Outlets'de aradığınız tüm markaları bulmanız mümkün.
Hooters'da mutlaka tavuk ya da karides yiyin.
Cheesecake Factory'de envai çeşit cheesecake'lerden yemeden dönmeyin. Benim favorim klasik olan!
EĞLENCE PARKLARINA GİRİŞ ÜCRETİ NEDİR?
Her mevsim ziyaret aldığı için genelde kapılarda uzun sıralar var. Eğer sırada beklemek istemiyorsanız Unlimited Express bilet alarak, ekspress geçişten geçebilirsiniz. Express için gün seçmeniz gerekiyor ve ucuz da değil. Yaklaşık 90 dolar gibi ayrıca bir ücret ödemeniz gerekli. Bilet fiyatları da kaç parka ve kaç günlük giriş yapacağınıza göre değişiyor. Ancak en ucuz bir günlük ve tek park 150 dolar civarında.