Sonbaharın
güzelliğini hissedebilmek için hafta sonu sevdiklerimizle birlikte günübirlik yola düştük. Amacımız Bolu'ya doğru giderek Abant'ta güzel bir sonbahar günü yaşamaktı. İstanbul Ankara otoyolu üzerinden devam ettiğimiz yolculuğumuz cumartesi gününe denk geldiği için biraz daha rahat geçti. Yağmurlu ve sisli güne rağmen yolculuğumuz tenha ve rahat bir şekilde sürdü. Düzce sınırından girdikten sonra sıklaşan orman ve ağaçların sararan yaprakları sonbahar güzelliğini bizlere sunmaya başladı. Bolu Tüneli'ne girmeden Kaynaşlı gişelerinden çıkarak dağı tırmanmak istedik. Yoğun sis nedeniyle görüş mesafesi çok kısa olmasına rağmen dikkatli bir yolculukla keyifli seyahat edebiliyorsunuz. Okulların başlamış olmasından dolayı tatil bölgelerinin tenhalaşması da yolculuk boyunca seyrimizi daha da güzelleştirdi. Bolu Dağı'nı tırmanırken yolda hızınızı yavaşlatarak devam etmeniz gerekiyor. Bu sayede yolculuk yapan kişilerin huzuru da bozulmuyor. Dağın zirvesine yaklaştıkça azalan hava sıcaklığı, soğuk kış günlerini sizlere yaşatıyor. Bu yüzden mutlaka kışlık kıyafetlerinizi yanınıza alın. Abant tabelasını görünceye kadar devam eden yolculuk boyunca, Bolu Dağı'nın güzellikleri de size eşlik ediyor.
BOL OKSİJEN
Abant tabelasını gördükten sonra sağdan giriş yaparak göle doğru yolculuğumuz başladı. Zirvede yolculuk yapmamızdan dolayı, ağaçların arasında düz sayılabilecek bir güzergahta ilerlemeye devam ettik. Yaz aylarında yemyeşil ağaçlar, sonbaharla birlikte sarı, kahverengi, turuncu hatta sayamayacağımız renklere bürünmüş halde bizi karşıladı. Renk senfonisinin arasından geçerken aracın camlarını açıp bol oksijen aldık. Mis kokulu ağaçların içerisinde kendinizi özel hissediyorsunuz. Yavaş bir seyirle yarım saatte gittiğimiz yolun sonunda göle ulaştık. Ücret verip girdiğimiz Abant Gölü'nün çevresinde bir tur attıktan sonra uygun gördüğümüz bir yerde durduk. Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün denetimindeki Abant Gölü çevresinde mangal alanları, ahşap masalar, çeşme ve tuvaletler bulunuyor. Çeşmelerden Abant çevresindeki dağlardan gelen soğuk sular akıyor. Etrafta önceden yakılmış mangalların kalıntıları olsa da, sakin bir günde gittiyseniz adeta sizin için hazırlanmış bir tabiat köşesiyle buluşabilirsiniz. Yağmurların eksik olmadığı bir bölge olduğu için giderken yanınızda mangal malzemesi götürmenizde fayda var. Hatta özel olarak hazırlanan büyük mangallarda odun ateşiyle ısınıp çay yapabilirsiniz. Soğuk ve berrak suyla odun ateşinde demlenen çay enfes oluyor... Sonbahar aylarının en güzel yaşandığı Abant'tan ayrılırken hatıra fotoğrafı çekmek için gölün farklı yerlerinde durmak istedik. İnsanın bırakıp gitmeye razı olmadığı bir yolculuğun dönüşünde arkadaşlarımızla en kısa zamanda bir daha gelmek üzere sözleştik...
GİDİŞ VE DÖNÜŞ SAATİNE DİKKAT
Abant'a giderken varış saatinizi iyi belirlemelisiniz. Çok erken gitmek istemeyenler çok geç de kalmamalı... Havanın erken saatlerde sisle kaplandığını ve karanlık çökünce dağ yollarında yolculuğun zorlaşabileceğini de göz önünde bulundurmalısınız.