İnanması güç belki ama şimdilerde özellikle gençler arasında en popüler trendlerden biri bu: bir eve kapanıp 1 saatte oradan çıkmaya çalışmak.
Sinema ve tiyatro gibi geleneksel eğlencelerden farkı, interaktif olması. Bilgisayar oyununun gerçek dünyaya uyarlaması gibi düşünebilirsiniz. Oyunun baş kahramanı sizsiniz ve dedektif gibi çalışarak önünüze çıkan ilk kapının kilidini açacak şifreyi arıyorsunuz, ta ki son kilidi açıp evden çıkana kadar. Tabii tek başınıza değil! Gizemi çözmek için en az 2 en fazla 5 kişi olmanız gerekiyor.
Bir insanı tanımak için ya alışveriş etmeli ya yola gitmeli atasözüne "ya da evden kaçış oyununa gitmeli" diye eklenebilir; zira o 1 saat içinde hem kendinizi hem yanınızdaki arkadaşlarınızı çok daha yakından tanıyorsunuz. Kime güvenip kime güvenmeyeceğinizi anlıyorsunuz.
İçinizdeki Sherlock Holmes'u ortaya çıkaracak bu oyunlardan biri de İstanbul Ortaköy'de 3 katlı korkunç ve gizemli binada oynanıyor. Kapıdan girer girmez "bilinmeyen korkusu" tüm ruhunuzu esir alıyor. Gizli geçitlerden geçiyor, tüyler ürperten atmosferde şifre arıyor, evden çıkıp ışığa kavuşmak için zamanla yarışıyorsunuz.
Diğer kaçış oyunlarından farkı ise sizi tamamen tek başınıza hissettirecek SMS'li ipucu sistemi. Oyun bitene kadar, oyunu yöneten ekiple sadece SMS'le iletişim kurabiliyorsunuz, bu da hem adrenalini artırıyor hem de oyunun gizemli havasına kendinizi iyice kaptırmanızı sağlıyor.
Kısacası, cesaret, analitik zeka, el becerisi ve tüm diğer yeteneklerinizi kullanıp sınırlarınızı zorluyorsunuz bu interaktif macerada.
Siz de bir dedektif romanının baş kahramanı ya da korku filminin baş aktörü olmak istiyorsanız bu haftasonu bir değişiklik yapın ve sinemaya gitmeyin! Evden kaçış oyunlarını deneyin!