Hong Kong... Çin Halk Cumhuriyeti'nin güney kıyısında, Hong Kong Adası, Kowloon Yarımadası ve 235 kadar küçük adadan oluşan egzotik bir Uzakdoğu ülkesi. Çin'e bağlı özerk yönetimi ile Asya'nın en büyük serbest pazarı ve limanı, en işlek ticaret, endüstri ve turizm merkezi konumunda. 1104 kilometrekarelik yüzölçümü olan ve yaklaşık 7 milyonluk nüfusa sahip ülkenin büyük çoğunluğu Çin kökenli, Budist... Hong Kong kelimesi ülkedeki hoş kokulu ağaçlar nedeniyle 'güzel kokulu liman' anlamına geliyor. Hong Kong, aynı zamanda Çinli aktör ve dövüş sanatı ustası Bruce Lee ile meslektaşı Jackie Chan'ı buluşturan ülke. Lee 1973 yılında, henüz 32 yaşında iken, son filminin çekimleri sırasında burada hayata gözlerini yumdu; Chan ise 1954 yılında yoksul bir ailenin çocuğu olarak burada doğdu. Lee'nin heykeli bile dikildi. Hong Kong, bir döneme damgasını vuran,
Ejder Kalesi ve
Ejderin Dönüşü gibi dünyaca ünlü dövüş filmlerine de ev sahipliği yaptı. Adı, hep aksiyonla anıldı.
MİMARİ HARİKASI
Aras Kargo'nun kadın patronu Evrim Aras'ın Yılın İş Kadını ödülünü alması nedeniyle Hong Kong'da düzenlenen tören, bu ülkeyi tanımak için de iyi bir fırsat oldu. Uzakdoğu uzmanı, 'sempatik" rehberimiz Tolga Karadağ'ın engin bilgisinden faydalanarak ülkeyi dolaştık. 10 saatlik yolculuğun ardından daha uçaktan adımımızı atar atmaz bizi heyecanlandıran Hong Kong Uluslararası Havalimanı'nın mimari yapısı ve sistemli işleyişi oldu. Dünyaca ünlü mimar Norman Foster imzalı havalimanında adeta uzay teknolojisini hissettik. Yılda yaklaşık 50 milyon yolcunun gelip geçtiği havalimanında ferahlığın ön planda olması ve her şeyin bir düzen, ahenk içinde akması büyüleyiciydi. Pistleri de dahil tüm alanları dolgu çıkarak denizin üzerinde inşa edilen ve 1998'de hizmete açılan havalimanında neredeyse aprona kadar giren metronun keyfine vardık. Sadece havalimanı için tasarlanan ve iki dakikada bir yenisi gelen bu mini metrolarla çıkış kapısına kadar son derece rahat bir şekilde gelip işlemlerimizi yaptırdık. Sonrasında Hong Kong'un o tatlı karmaşasına karıştık.
GÖKDELENLER ARASINDA
Dört bir yanda yükselen sayısız gökdelen son derece şaşırtıcı bir manzara oluşturmuş. Kafanızı nereye çevirseniz gökdelen. Üstelik, yapılmışların yanında bir o kadarı da inşa halinde. Yüzölçümünün küçüklüğü, adaların dağlık ve ormanlık oluşu, tamamına yakını deniz doldurularak yapılan bu gökdelenleri zorunlu kılmış. 50'ye yakın ülkeye ait 500'den fazla banka ve finans kuruluşunun merkez açtığı, dünyanın en büyük 100 bankasından 85'inin yatırıma geldiği, borsada alınıp satılan kağıtların toplam değerinin 350 milyar doları aştığı ülkede beyaz yakalılar ve hizmet sektörü çalışanları bu gökdelenleri doldurmuş. Ülkenin yoksulları ise 'kafes evler' diye adlandırılan 25-30 metrekarelik evlerde yaşıyor. Biz de adeta gökdelen şantiyesini andıran Kowloon'da altımız Çin denizi, üstümüz mavi bir gökyüzü, otelimize ulaştık. Sonrasında, şıkır şıkır ve bol ışıklı Hong Kong sokaklarına aktık. Hong Kong'un özellikle turistik kısımlarında, kendinizi tüketim kültürünün esir aldığı bir toplumu gösteren açık hava müzesinde gibi hissedebilirsiniz. Dünyaca ünlü saat, çanta ve ayakkabı markaları ile güzel mankenlerin fotoğraflarının süslediği yüzlerce metrelik devasa reklam panolarına kayıtsız kalmak zor. Giriş katlarında genellikle kadın ve kozmetik ürünleri bulunan alışveriş merkezleri ise son derece şaşaalı.
PAZARLIK OLMAZSA OLMAZ
Ama fiyatlar hiç öyle beklendiği gibi Türkiye'den ucuz değil. Elektronik ve tekstilde hemen hemen Türkiye düzeyinde olan fiyatlar, kozmetik ve süs eşyalarında biraz daha düşük seyrediyor denilebilir. Ancak lüks alışveriş merkezlerinin ve tek fiyat uygulamasının olduğu yerler haricinde Hong Kong'da alışveriş yaparken dikkat edilmesi gereken temel unsur; pazarlık. Örneğin, 100 Hong Kong (HK) Doları olan renkli ışıklı eğlence gözlüğünü 1 dakikalık pazarlıklar sonucu 20 HK Doları'na, 220 HK Doları olan bir sırt çantasını 120 HK Dolar'a aldığımı söylemeliyim. Ayrıca, 3 Hong Kong Doları'nın yaklaşık 1 Türk Lirası, 1 Euro ve 1 Dolar'ın ise 8 Hong Kong Doları'na denk geldiğini belirtelim. Lockhart, Kai Chui, Granville ve Sai Yeung Choi caddeleri kozmetik alışveriş yapabileceğiniz yerler, terzilik Tayland'da olduğu gibi burada da Hintlilerin elinde, elektronik eşya için ise Apliu Street Flea Market'e uğramak gerekiyor. Ladies Market gece yarısına kadar hareketli, bir diğer alışveriş mekanı ise Temple Street Market. Tabii ki tüm bu şatafat ve alışveriş çılgınlığını en çok destekleyen unsur ise bol ışık. Işığın o dillere destan dansını her akşam saat 20.00'de izleyebilirsiniz. Gökdelenlerin birçoğunun katıldığı ışık gösterisi en güzel Sha Shui'deki Kowloon Public Pier'den gözüküyor.
HAREKETLİ GECELER
Hong Kong geceleri ise son derece hareketli. Barlar sokağı Lan Kwai Fong denilen bölgede bulunuyor. Soho diye adlandırılan bölge ise turistler ve eğlence arayanlar için son derece ideal. Soho'daki Hard Rock Cafe tüm dünyada olduğu gibi burada da kaliteden ödün vermiyor. Hintli olduğunu düşündüğümüz solistleri müthiş gırtlağı ve ses rengiyle büyüleyiciydi. Güvenlik sorununun bulunmadığı Hong Kong'da özellikle Avrupalı turistlerin sürüklediği sokak eğlencelerine de katılabilirsiniz. En ünlü mekanlarından Dragon Eye Gece Kulübü ise jet sosyete, işadamları ve zengin turistleri hedef kitle olarak belirlemiş. Bizim 'batakhane' diye adlandırdığımız türden eğlence mekanları ise Aşağı Soho bölgesinde bulunuyor. Ancak burada bile güvenlik sorunu yok. Ülkede turistler kesinlikle çok kıymetli. Ancak taksiciler konusunda biraz dikkat etmek gerekiyor. 100 HK Doları tutan ücreti, küçük taksimetre numarası ve "Paralı tünelden geçtik" yalanıyla iki katına çıkarmak isteyen taksiciler yok değil.
DÜNYANIN EN'LERİ ONLARDA
Dünyada kişi başına düşen en yüksek cep telefonu sayısı, en yüksek bilgisayar kullanım oranı ve dünyanın en yüksek binalarından dördüne ev sahipliği yapma gibi rekorlara sahip Hong Kong'da bir diğer 'en' ise dünyanın en uzun yürüyen merdiveni. 168 km'lik metro hattına ilaveten 36 km'lik hafif tren hattı ile 2 bin 86 km'lik karayolu bulunan ülkede belki de en dikkat çekici durum ise onca adanın birbirine örümcek ağı gibi bağlı olması. 16 tünelden deniz altından geçen üçü ve beş asma köprü bu adaları anakaraya ya da birbirlerine bağlama işlevi görüyor. Öyle ki karayolunda ilerlerken aniden normal bir tünel zannettiğiniz karanlığın içine dalıp çıkıyorsunuz ve artık diğer adadasınız. Ayrıca, denizden de 27 hattaki vapurlar ve özel teknelerle yolcu taşımacılığı yapılıyor.
ASYA'NIN EN UZUN TELEFERİĞİ
Hong Kong'un en turistik yeri 554 metre yükseklikteki Victoria Tepesi. İsmini kraliçe Victoria'dan alan yer, eski vali konağı başta olmak üzere, şehrin ileri gelenlerine ev sahipliği yapmış ve uzunca bir süre Çinlilere kapalıymış. Tüm adaları ayaklarınızın altında hissedeceğiniz Victoria Tepesi'nden çok daha etkileyici olanı ise Lantau Adası'nda bulunan Asya'nın en uzun teleferiği. Başlangıç noktası Ngong Ping kasabasında olan Hong Kong Skyrail teleferiği, kesinlikle nefes kesici. Dünyada suyun üzerinde kurulu nadir teleferiklerden olan bu araca kalp sorunu olanların binmemesini tavsiye ederim. Muhteşem manzara eşliğinde, 23 dakika süren 5 bin 700 metrelik yolculuk günlerce akıldan çıkmayacak nitelikte. Fotoğraf üstüne fotoğraf çekilen enfes anların ardından ulaşılan yer ise coşkuyu doruğa çıkaracak cinsten.
BUDA İSTEMEZSE YAPRAK DÜŞMEZMİŞ
Burası, Hong Kong hükümetinin, etkileyici doğal güzellikleri hiçbir şekilde bozmadan milyarlarca dolar harcayarak 1998 yılında tamamladığı bir turizm alanı. Po Lin Manastırı ve dünyanın en büyük Buda heykeli burada bulunuyor. Her yıl milyonlarca turist, teleferik, karayolu ve deniz yoluyla gelip bu manastır ile Buda heykelini geziyor. İnanışa göre, teleferiğin altındaki tahta parke döşeli keçi yolundan yürüyen bazı Budistler ise bölgeye ulaşınca hacı oluyor. Etrafı orkide, begonvil ve asırlık ağaçlarla kaplı yolu yokuş aşağı yürümek 3.5 saat sürüyor. Ancak, Buda'ya ulaşıldığında yorgunluktan eser kalmadığı söyleniyor. Ekip arkadaşlarımızdan birinin yaptığı "Buda istemezse yaprak düşmezmiş, Buda istemezse insan ölmezmiş" şeklindeki espri, Budistler için yaşanan durumu özetliyor.
DOĞU'NUN VENEDİK'İ
Lantao'nun güneyinde yer alan Taio Köyü ise bu adadaki görülmesi gereken en ilginç yerlerden biri. Yaklaşık 5 bin kişinin yaşadığı köy, tamamen suyun üzerine kurulu. Köyde geleneksel yaşantılarına devam eden Hong Konglular, genellikle balıkçılıkla geçimlerini sağlıyor. Turistler için minik rıhtıma kurulan tezgahlarda ise kurutulmuş kaplumbağadan köpekbalığı yüzgecine kadar her şeyi bulabilmek mümkün. Rıhtımın diğer ucunda ise 10 dakikalık tekne yolculuğunun ardından ormanlık bir yamaçta kurulu Heritage Otel'in üzeri camlı bir restoranında muhteşem yemekler ve üzümü Avustralya'dan getirilen Hong Kong şarabı içmek mümkün. Boğazı hafif yakan şarap, Fransız, İspanyol, İtalyan ve Portekiz şaraplarının kalite olarak hayli uzağında.
MUSON YAĞMURLARINA DİKKAT
Tropikal muson ikliminin hakim olduğu bu ülkeye uygun bir zamanda gitmek gerekiyor. Haziran-Eylül ayları arasının korkutucu derecede yağışlı geçtiği biliniyor. Ayrıca, soya yağı ile barışık değilseniz bunu masaya yatırmanız gerekiyor. Çünkü, yemeklerinin yanı sıra ülkenin çarşı, pazar her yanında yükselen bir soya yağı kokusu hakim. Tabii ki balık, tavuk, kırmızı et alternatifleri mevcut. Deniz mahsullerinin muhteşem olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.