Vicky Cristina Barselona filminden Guilia y Los Tellarini tarafından seslendirilen Barcelona şarkısının ilk dizeleri kulaklarımda; "Barselona'da ararsın, kaybolursun ama bir türlü karşılaşamazsın..." Dilerseniz gerçekten Barselona'nın sayısız güzellikleri içinde kaybolmak o kadar kolay ki.Yeni bir şehri gezerken damağınızda tat bırakacak ne ararsanız bu şehrin size sunacağına emin olabilirsiniz; iyi yemek, kaliteli müzik, muhteşem tarihi ve sanatsal eserler, İstanbul'da yaşayanların yeni bir şehire gittiğinde ilk özlemini hissettiği sahil şeridi, alışveriş ve eğlencesi de cabası. Havası suyu itibariyle bize benzeyen karekteristik şehre iş sehayatlerim dolayısı ile her mevsim gitme fırsatım oldu. Şehri açık havada bir güzel gezeyim tarihini, kültürünü tanıyayım, görmediğim yer kalmasın diyorsanız ilkbahar veya snbaharda gitmekde fayda var. Kışları bizdeki kadar sert olmadığı için kışın da outdoor gezi mümkün. Hatta Ocak ayında plajda piknik yapma imkanınız olduğunu söylersem abartmış olmam. (Tabii güneşli bir günde.) Ancak Barselona'ya kadar gitmişken ünlü plajından denizine girmeden dönmem diyorsanız Mayıs ile Ekim arası ideal bir tarihtir diyebiliriz. Düz yapısı ve hasretini çektiğimiz bisiklet yollarının uzunluğu itibariyle, şehri rehber eşliğinde bisikletle dolaşması inanılmaz keyifli. Ancak benim gibi kısa süreli gidip heryeri görmek isteyenlere Piazza Catalunya önünden hareket ile Barselona'da görülmesi gereken tüm ana mekanları dolaştıran turist otobüslerini tavsiye ederim. Turda sizi neler mi bekliyor? Öncelikle Gaudi'nin baş yapıtı, şarkılara konu olmuş
La Sagrada Familia. Rehberden öğrendiğim kadarı ile Gaudi'ye Barselona'nın simgesi haline gelecek bir başyapıt yapması için teklif gider. Eskizleri tamamlayan Gaudi, Barselona'nın neresinden bakılırsa görülebilecek La Sagrada Familia'yı sunar. Kurul bunun çok detaylı olduğunu ve insan ömrünün bunu bitirmeye yetmeyeceğini belirtir. Bunun Tanrıya ait kutsal biryer olduğunu vurgulamak isteyen Gaudi "Benim patronun zamanı sınırsız" diyerek geri adım atmayacağını hicivli bir şekilde belirtir. İnşaası hala belirli noktalarda devam etmekte olan yapıt, dışardan bakıldığında bile ihtişamını iliklerinize kadar hissedebileceğiniz etkileyicilikte, ancak içini görmek için sabır taşını çatlatan bir kuyruğa dayanmanız gerekiyor. Yine Gaudi'nin hayranlık bırakan mimarisine şahit olacağınız PARK GÜELL Barselona'yı kuş bakışı görebileceğiniz, doğasıyla da içinizi ısıtacak harika bir mekan.
KAÇIRILMAYACAK LEZZETLER
Barceloneta plajın barların ve eğlencenin hiç bitmediği sahil şeridi. Bayanların çok ilgisini çekmese de efsane futbolcuların tarihi gollerine defalarca şahit olmuş stadlardan Camp Nou da bu turda görebileceğiniz kaçırılmaması gereken yerlerden. Juan Miro'nun MontJuic'in tepesinde bulunan müzesi Miro hayranlarını doyuracak nitelikte. Picasso'nun müzesi de mesafe ve bulunması açısından sizi biraz zorlasa da Picasso'nun başka şehirlerde sergilenen eserlerinden ayrışan farklı yapıtları itibariyle gittiğinize kesinlikle değecek noktalardan. Yemek konusunda ne kadar seçisi olsanız da Barselona'da aç kalmayacağınıza hatta daha iddialı olarak mutlaka tadı damağınızda kalacak lezzetler keşfedeceğinize garanti verebilirim. Bana seyahatlerimde eşlik edenlerle gittiğim Cerveceria Catalana'dan şu ana kadar mutsuz çıkanı hiç görmedim. Akşam 20.00'de giderseniz tenhadır ama lokal halka uyup 21.30'da giderseniz ancak 23.00 gibi masaya oturabileceğiniz kadar uzun bir sıra olsa da gerek kokusu gerek tadı ile ruhunuza işlenyen tapasları beklemeye değiyor. Passatge de la Concepio son zamanlarda belki de şehrin en zor rezervasyon yapılabilen mekanı Boca Grande'ye ev sahipliği ediyor. Şansınız var da yer bulabilirseniz yemekleri ile olduğu kadar barı ile de ünlü bu mekanı deneyimle fırsatı gerçekten kaçmaz. Sevimli barların ve buram buram sanat kokan sokakların bulunduğu Barri Gotic'de yer alan Milk kahvaltı için ideal. Semt biraz bizim Cihangir'i andıran, minik pubları ve orijinalliğini korumayı başarmış daracık sokakları ile size saatlerce yorulmadan dolaşmayı vaadediyor. Barselona'ya gittim Paella yemeden olmaz derseniz Barceloneta'daki minik restoranlar güzeldir ama en iyisi için 7Portes doğru bir tercih olacaktır. Özellikle deniz ürünleri cenneti olan ülkede bol kerevit ve karidesli paellanın sizi kendinizden alacağına emin olabilirsiniz. Veee Shopping. Sokak alışverişinin daha yoğunlukta olduğu Barselona'da Paseo de Gracia caddesini bir boydan bir boya arşınladığınızda sanıyorum gözünüze çarpmayan lüks marka kalmayacaktır. Bu alışveriş cümbüşünün içinde cadde yine Gaudi'nin eserleri olan ve pasta evleri andıran Casa Battlo ve Casa Mila dışardan bakmakla bile size sanatsal bir ziyafet sunmaya yetiyor. Sadece bu cadde üzerinde bile 4 tane olan Mango mağazalarından Barselona'da 29, İspanya'da ise toplam 348 adet bulunmakta.
ALIŞVERİŞ ADRESLERİ
Caddenin paralelinde bulunan Rambla Catalunya, mağazaları kadar cadde boyu size ahenkle eşlik eden ıhlamur ağaçları ile ünlü. Pasaeo de Gracia'dan yukarı yürürseniz Diagonal'e ulaşırsınız. Yine cadde boyunca çoğu lokal birçok marka bulunuyor. Biraz sonlara doğru La İlla adı alışveriş merkezi boyut itibariyle bizim AVM'lerin minyatürü ancak marka karması çok hoş. Paseo de Gracia'dan aşağı yürüdüğünüzde ise Plaza Catalunya'ya varıyorsunuz. Ortada devasa çeşmesi ile çok hoş bir meydan. El Corte Ingles'in içinde yok yok. Binlerce marka ve çeşidi ile elinde yeşil siyah logolu torbası olmada mağazadan çıkanı şu ana kadar hiç görmedim. Bayanların alışverişini bitirmesini bir kahve eşliğinde beklemeyi tercih eden beylerin vazgeçilmezi ise El Corte Ingles'in çaprazında yer alan tarihi Cafe Zurich'den başkası değildir. Aşağı doğru yürüdüğünüzde sol kolda sıra sıra mağazaların yer aldığı Portal de L' Angels, sağ tarafta La Rambla caddesini görebilirsiniz. La Rambla üzerindeki souvenir mağazaları Barselona'dan yanınızda götürebileceğiniz hediyelikleri bulacağınız ve pazarlık sonucunda etiket fiyatının yarısına alabileceğiniz ideal mekanlar. Yine aynı cadde üzerinde yer alan ve 100 metreden bile taze meyvelerinin kokusunu duyabileceğiniz La Boqueria Barselona'da klasik pazar yeri deneyimleyebileceğiniz tarihi bir mekan. Tadıyla meyve suyunu andıran ancak şekerinin etkisiyle sizi hiç beklemediğiniz bir anda çakır keyif yapabilecek Sangria'yı tatmadan Barselona'dan dönülmez ve La Boqueria'da lezzetli bir Sangria içmenin keyfi başkadır. La Rambla bitiminde eşim gibi yelken tutkunlarına bir göz ziyafeti sunan harika marinası ile Port Vell'e ulaşırsınız. Daha ismini sayamadığımız sayısız güzel mekana sahip bu şehir her ziyaretinizde sizi farklı bir renkle karşılayarak şaşırtmayı başarır. Bu yönüyle Barselona'dan sıkılmak imkansız.
NEŞE KOHEN