Faruk
Pekin, son kitabı
Gezilerimin Fıkraları'yla bizleri seyahatlerin başka bir yüzüyle tanıştırıyor. Pekin kitabında 25 yıl boyunca yaklaşık 50 ülkeye gerçekleştirmiş olduğu gezilerde, bu gezilerin hazırlığı sırasında ofiste, yol boyunca otobüslerde, yemek molalarında, rötarlı uçakların bekleme salonlarında dinlediği fıkralardan, gezilerinin ayrılmaz parçası haline gelenlerini ve kendisi için ilginç olanlarını paylaşıyor. - Seyahat etmeyi, gezip görmeyi seven bir insan
Gezilerimin Fıkraları'nı neden okumalı? - Gezi boyunca her adımda keyif almak, kabus gibi ortaya çıkabilecek sorunları gülerek karşılayabilmek için yolun, yol araçlarının, yol arkadaşlarının gezi keyfini bozabilecek problemleri aşmak için böyle bir el aracı gerekebilir. - Fıkraların en önemli özelliği eğitici olmaları. Peki sizin yaptığınız bunca seyahat ve geziden sonra kendinizle ilgili öğrendiğiniz en önemli şey nedir? - En önemli şey, herhalde insanın kendi kendisiyle dalga geçebilmesi. Eğer kendinizi de belli bir noktada eleştirebilirseniz, masaya yatırabilirseniz, o zaman fıkraları kullanma yönteminiz çok etkili olacaktır.
EN ÖZEL YER HİNDİSTAN
- Sayısız yerler görmüş biri olarak, dünyada sizin için en özel yer neresi? - Benim için en özel yer; Hindistan. Oradaki renk, koku duygusunu, insanlar arası ilişkiyi, dinsel inançlar konusundaki hoşgörüyü ve birbirlerine müdahaleyi içermeyen ortamı çok öğretici buluyorum. Hindistan tarihini olumlu, olumsuz yönleri ile eleştirebiliriz belki. Ama özellikle geleneksel yaşam hakim olsa bile, kırsal kesimdeki doğaya taparcasına olan yaklaşım, hayvanlarla iç içe ve saygılı bir hayat, birbirlerine parmak göstermeme gibi davranışlar oldukça etkileyici. Ayrıca, mitolojiler, semboller, inançlar zenginliği, diller, dinler cümbüşü, bunlar son derece ilgi çekici. - Yeni yerler keşfetmek için nasıl bir yol izliyorsunuz? - Keşif duygusu, birlikte keşfetmek ve keşfettiğin bilgiyi paylaşmak son derece önemli. Tüm gezilerimizi bir sanatçı titizliği ile işledik ve hep yeniye, bilinmeyene, görünenin arkasındaki görünmeyene dokunmak istedik. Bu da yoğun bir araştırmayı, bilgi edinmeyi, sonra da bunları paylaşmayı getirdi. Bu sayede İstanbul'un, Anadolu'nun ve dünyanın sırlarına yolculuk yapabildik, ayrıntılarda yeni yeni anlamlar bulabildik. Örneğin, 81. enlemde bir kutup ayısını görebilmek için, buzları kıra kıra iki tam gün yol yaptık. Ya da Zeugma veya Kahramanmaraş mozaiklerinin ilk parçaları çıktığında hemen oraya koştuk. Yeni yerler, yeni tarihsel, arkeolojik, sanatsal noktalar bulabilmek ciddi bir çaba gerektiriyor. Ama bunu gezginlerle paylaşmak müthiş bir duygu...
PEKİN'İN RÜYA ROTASI
- Gezileriniz sırasında yanınızda mutlaka neler bulundurursunuz? - Kağıt, yürüyüş ayakkabıları, yağmura ya da soğuğa dayanıklı giysiler, haritalar ve varsa eski seyahatnameler. - Dünyada şimdiye kadar yediğiniz en güzel yemek neydi ve bu yemeği nerede yediniz? - Portekiz'de bir otelde yıllar once bir büyük açık büfe görmüştüm. Bu açık büfenin deniz ürünleri bölümü olağanüstüydü, beni çok şaşırtmıştı. 300'e yakın değişik deniz ürünü vardı. Sonra anladım ki, bu zenginlik Portekiz'in hem okyanusa, hem de Akdeniz'e ulaşılabilir olmasından geliyordu. Bir de, Ushuaia'da yediğim, kral yengeç diye adlandırılan ürün ile hazırlanan yemeği unutamıyorum. - Yine dünyada şimdiye kadar gördüğünüz en güzel otel hangisidir? - Bu soruyu dünyanın sayısız otellerinde kalan kişi olarak cevaplamam oldukça güç. Ama son yıllarda gittiğim Katmandu Vadisi'ndeki Dwarika's Resort gerek konsept, gerek odalar olarak beni çok şaşırtmıştı. - Dünyadan beş kişiye bir gezi turu düzenleyebilseydiniz, turda kimler olurdu ve gezinin rotasını nasıl belirlerdiniz? - Bunu cevaplamak çok zor, kimse alınsın istemem. Ama Orta Asya'dan Kamçatka'ya oradan Alaska'ya gitmek isterdim.
KİTAPTAN BİR FIKRA: AKILLI ŞOFÖR
Sherlock Holmes yazarı Conan Doyle, Londra'dan Paris'e gelmiş. İstasyona gitmek için bir taksi çağırmış. Otelin kapısının önünde inmiş ve şoföre parasını vermiş. Şoför: -Çok teşekkür ederim, Mösyö Conan Doyle, demiş. Yazar hayretle sormuş: -Benim Conan Doyle olduğumu nereden anladınız? -Efendim, giysilerinizden. Üzerinizdeki kostümün biçimi, lehçeniz Londralı olduğunuzu gösteriyor. Sonra gözlerinize bakınca büyük bir adam olduğunuzu anladım. Yazar: -Harika. Müthişsiniz. Peki ama elinizde başka bir delil yok muydu? -Haa, sahi, demiş şoför. Bir de valizinizin üzerindeki etikette adınızı okumuştum.
İNSAN KESİP YERDİK
- Gezilerinizde yaşananlar için ayrı bir 'anılar' konusu oluşur diyorsunuz. Bu anılardan bir tanesini anlatır mısınız? - Sumatra Adası'na giden ilk Türk grubu olarak orada gezerken bir tapınak önüne geldik. Rehberimiz oradaki bir taşı gösterdi ve şöyle dedi: "Dedem bana bu treni gösterip; 'biz burada bir insanı keser, sonra da yerdik' dedi." Epey bir irkilmiştik.