İstanbul'un Bizans dönemine ait tek kalesi Yoros'ta 2010'da başlatılan kazılar, alt kalenin bulunduğu askeri bölgeye kaydırılmak isteniyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen çalışmaları, Yoros Kalesi Arkeolojik Kazıları Başkanı Prof. Dr. Asnu
Bilban Yalçın'ın başkanlığındaki 30 kişilik ekip yürütüyor.Yalçın, yaptığı açıklamada, kalede 2010'da başlatılan kazıların bu yıl ki ayağının, 1 Temmuz itibariyle start aldığını belirtti.
UNESCO'nun kültürel mirası listesinde yer alan ve İstanbul'un kültürel mirasında da büyük önem taşıyan Yoros Kalesi sur içinde 2 ay alışacaklarını bildiren Yalçın, "Yoros Kalesi'nde buluntularımıza ve araştırmalarımıza devam edeceğiz. İşe, geniş bir çevre temizliğiyle başladık. Bu da epey zaman alıyor.Akabinde arkeolojik çalışmalara başlıyacağız" dedi.
''Çalışmaları vatandaşlar da izleyebiliyor"
Yoros Kalesi'nin tarihi hakkında bilgi veren Yalçın, buranın, bir kale ve savunma yeri olduğunu vurguladı. Yalçın, Yoros Kalesi'nin, Boğaz'ın girişini
savunan, hem gümrük hem de askeri bir üs olarak kullanıldığına dikkati çekerek, bölgenin, Osmanlı döneminde askerlerin yaşadığı mekanlara sahip olduğunu anlattı.
Kazılarda Osmanlı dönemine ait alt yapılar, askerlerin kullandığı objeler, lüleler, taş ve bronz gülleler, yemek için kullanılan kaplar bulduklarını, bunların o döneme ait günlük yaşamı belgeleyen buluntular olduğunu kaydeden Yalçın, Yoros'ta bu yıl başlayan kazılarda şu ana kadar bir-iki sikke bulunduğunu, bunları da her zamanki gibi İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne teslim ettik.
Asnu Bilban Yalçın, kazı çalışmalarını vatandaşların da izleyebildiğini dile getirerek, "Bizi ziyaret eden gruplar oluyor. Onlara kazı bölgemizi gezdiriyoruz. Okullardan talep geliyor. Çocukları da kazı çalışmalarımızı tanıtarak, onlara arkeolojiyi sevdirmeye çalışıyoruz" diye konuştu.
"Kale bütün olarak ele alınmalı"
Kazı çalışma alanının oldukça geniş olduğunu belirten Yalçın, şu bilgileri verdi: "Yoros Kalesi bölgesi, Anadolu Kavağı Mahallesi'nde kazı çalışmaları yaptığımız yerden, karşıdaki Yuşa Tepesi'ne kadar geniş bir alanı kapsıyor. Burada üst kalenin dışında, bir de aşağıya kadar geniş bir alt kale var. Kale, üst ve alt kısımdan oluşuyor, bir bütün olarak alınıyor. Kalenin alt kısmı, askeri bölgeye dahil ve askeri lojmanlar bulunmakta. Biz bu kazıyı Bakanlar Kurulu kararıyla yapıyoruz. Ancak askeriyenin de olduğu bölgede bir çalışma yapmak istiyoruz. Çünkü kalenin bütün olarak ele alınması lazım. Yani Yoros Kalesi, sadece bu bölge değil. Yoros Kalesi büyük bir kale. Tarihi açıdan da çok önemli. Kalenin diğer bölgelerinde de çok önemli buluntulara ulaşacağımıza ümit ediyorum. Önümüzdeki dönemlerde o izinlerin verilmesini talep ediyoruz."
"Kale cazibe merkezi olabilir"
İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, şu an kazı çalışması yapılan yerlerin sadece kale içi surları olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Bir de kalenin dışında surlar var, o surlarla buranın kazılması ve bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. İstanbul'un Karadeniz'e açılan bu kısmında, muhteşem bir tabiat ve kültürel miras var. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, bunu değerlendirmek istiyoruz. Kalenin bulunduğu gölge, İstanbul'un turizmi adına değerlendirilirse muhteşem bir turizm ve cazibe merkezi haline gelebilir. Yoros Kalesi, dış surlar ve Anadolu Kavağı ile turizm cazibe merkezi olabilir. Kavağa turistler geliyor. Bölgeyi çevre düzenlenmesiyle ciddi bir projeyle ören yeri haline getirebiliriz. Ören yeri haline getirmek de ciddi zaman alıyor. Bunların hepsini paralel şekilde yürütmek gerekiyor. Yoros Kalesi, İstanbul'un turizmi açısından büyük bir cazibe merkezi haline gelirse insanlar tarihi, doğayı ve kültürel mirası hep birlikte görebilir."
Çalışmalara İstanbul İl Özel İdaresi'nin de katkı sağladığını belirten Bilgili, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun da geçen yıl kazı çalışmalarını
yerinde gördüğünü ve bu sene de ciddi destek verdiğini aktardı.
Bilgili, "Bu destekle kazı güçlü bir şekilde yapılıyor. İstanbul'un kültürel mirası çok zengin. Bu zenginliği görünebilir ve kullanılabilir hale getirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde yer altında, keşfedilmemiş bir maden gibi oluyor" dedi. Arkeolojik kazı çalışmalarının bölge turizmine etkilerinden bahseden Bilgili, doğal güzelliklerin, kültürel mirasla birleştirilmesi halinde kaleye turistlerin ilgisinin daha fazla olacağını vurguladı.
İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, "Arkeolojik kalıntılar, yer altında büyük bir miras. Bugün ise arkeoloji müzemiz depolarına
kadar dolmuş durumda. Bir taraftan da yeni arkeoloji müzesi hazırlıkları düşünülüyor. Hepsini paralel bir şekilde yürütmek gerekiyor" ifadelerini
kullandı.