Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği ve Biyomühendislik Bölümü öğretim üyelerinden oluşan bir ekip, yerli arı sütünün raf ömrünü uzatacak proje geliştirdi.
Yapılan çalışmalar sonucu arı sütü, söz konusu ekip tarafından kurutularak şeker kristali boyutunda kapsül haline getirildi. Böylece arı sütü üreticilerinin en büyük sorunu olan depolama ve soğuk zincir zorunluluğu ortadan kalktı ve arı sütünün raf ömrü uzadı.
Laboratuvar ortamında üretilen kapsüllerin, sanayi ölçeğinde de yapılabilmesi için patent başvurusunda bulunuldu.
Proje yürütücüsü BTÜ Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Aycan Cınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlık üzerine olumlu etkileri bilimsel çalışmalarla desteklenen arı sütünün, Sağlık Bakanlığı tarafından destekleyici ve tamamlayıcı tıp uygulamaları kapsamında onaylanmasıyla tekrar gündeme geldiğini söyledi.
Bursa ili ve çevresinin, yerli arı sütü üretiminin yüzde 85'ini oluşturduğunu belirten Cınar, bu kapsamda arı sütü üreticileriyle bir araya geldiklerini anlattı.
Üreticilerin birtakım sorunlar yaşadığını gözlemlediklerini ifade eden Cınar, "Gördük ki arı sütünün depolama sorunu ve soğuk zincir zorunluluğu var. Bundan yola çıkarak arı sütünü oda sıcaklığında depolayabileceğimiz stabil formda bir ürün geliştirmek istedik. Dolayısıyla biz arı sütünü mikroenkapsüle ederek oda sıcaklığında muhafaza edebileceğimiz bir ürün elde ettik." dedi.
Cınar, arı sütünün besleyici değeri çok yüksek bir ürün olduğunu vurgulayarak, "Arı sütü üretiminde, depolama sorunu ve eğer soğuk zinciri kırarsanız tüketiciye sağlıklı bir şekilde ulaştırma problemleri var. Eğer uzun dönem stoklayacaksanız arı sütünü -18 derecede depolamak durumundasınız ve 18 ay gibi bir süre var. Dolayısıyla sorunları bir nevi çözümlemeye çalıştık." diye konuştu.
"ÜRÜNÜN ARI SÜTÜ ÜRETİMİNİ ARTIRACAĞI KANISINDAYIM"
Projelerinin arı sütü üretimini artıracağını düşündüklerini aktaran Cınar, şöyle konuştu:
"Projemizin 3 ayağı var. Bir tanesi üniversite, diğeri arı sütü üreticisi bizi destekleyen firma ve Tarım ve Orman Bakanlığı. Tarım ve Orman Bakanlığı bu projemize yüzde 70 gibi bir hibe verdi ve 300'e yakın proje içerisinden seçildi. Bu da bizi gururlandırıyor. Arı sütü üretiminde yerli arı sütü üretimi az. Bunun sebebi de depolama sorunları. Dolayısıyla biz de bu alternatif yöntemle arı sütü üreticilerini bir nevi teşvik etmiş olacağız. Onları yüreklendirerek belki yerli arı sütü üretimini artıracağız. Ben bu ürünün arı sütü üretimini artıracağı kanısındayım."
Ürünü çok küçük boyutlarda ürettiklerini ifade eden Cınar, "Biz arı sütünü mikroenkapsüle ederek oda sıcaklığında uzun süre muhafaza edebileceğimiz stabil bir ürün elde ediyoruz. Yani çok küçük boyutlarda, kristal şeker tanesi kadar son derece küçük partiküller ürettik. Bunu daha küçük boyutlara da indirebiliriz bu bizim elimizde, her boyutta üretebiliriz." dedi.
"PATENT ALMAK ÜZEREYİZ"
Cınar, proje tamamlandığı zaman arı sütü üreticilerinin de bu üründen faydalanabileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Biz laboratuvar ortamında bunu başardık. Bunu sanayi ölçeğinde de yapabilirler. Formülasyonları var ve biz buna patent almak üzereyiz. Formülasyonlarıyla normal bir arı sütü üreticisi de bunu üretebilecek. Çok zor bir ürün değil. Tüm arı sütü üreticilerine her türlü desteği vermeye hazırız. Üretim bir enkapsülatörle gerçekleşiyor. Arı sütü de çok miktarda üretilen bir ürün olmadığı için çok büyük üretim maliyetleri yok. Biz bu projeyi sonlandırarak her türlü biyolojik aktivitesini, kimyasal ve fiziksel analizlerini bitirdiğimiz zaman arı sütü üreticilerine daha net bir şekilde yardımcı olmaya çalışacağız."
Arı sütü kapsüllerine vitamin, mineral ve renk maddesi desteğiyle rengarenk kapsüller de yapabileceklerini anlatan Cınar, böylece ürünün tüketici için daha cazip hale getirilebileceğini anlattı.
Kapsüllerin direkt yutulabilir olduğunu dile getiren Cınar, "Yaptığımız bu mikroenkapsüller, direkt ağız ve mideden geçerek bağırsaklarda açılan bir kapsül. Dolayısıyla midede herhangi bir şekilde zararlanma görmeden bağırsakta açılıyor ve aynı zamanda bağırsaktaki olumsuz florayı da etkileyebilecek fonksiyonellikte bir ürün." diye konuştu.