Yenilenebilir kaynakların dünyadaki konvansiyonel sistemin değişimi açısından önemli olduğuna dikkati çeken Albayrak, "Bugün yaşadığımız dünyada 1 milyardan fazla insanın enerjiden, elektrikten faydalanamadığını bildiğimiz bir gerçeklikten hareketle ve talep artışının daha fazla doğudan yoğun şekilde oluştuğunu gördüğümüzden hareketle, önümüzdeki süreçte çok daha büyük bir meydan okumayla karşı karşıyayız." dedi.
Bakan Albayrak, 2030'u bulmadan dünyadaki enerji ihtiyacı ve talebindeki artışın asgari üçte birinin Çin ve Hindistan'dan geleceğini söyledi.
Dünyada son dönemde çok hızlı bir değişim sürecinin yaşandığına dikkati çeken Albayrak, şu değerlendirmede bulundu:
"Üreticilerin tüketici, tüketicilerin de üretici olacağı bir döneme doğru hızla gidiyoruz. Burada hakikaten uygulanacak olan stratejik değişim, dönüşüm planları çok büyük önem arz ediyor. Çünkü dünyanın çok farklı sınamalarla karşı karşıya olduğu gerçekliğinden hareketle, teknoloji yeni döneme adaptasyon açısından çok büyük bir rekabet avantajı sunuyor."
Albayrak, 20 yıl öncesine göre günümüzde bugün sektörde yenilenebilir enerjinin rolünün çok farklı bir noktaya ulaştığını belirterek, "Yenilenebilirde maliyetler düştü, teknoloji çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Yenilenebilir enerji Türkiye ve Almanya gibi enerjide dışa bağımlı ülkelerin kaynak çeşitliliği açısından çok önemli. Yenilenebilir enerjiyi kaynak çeşitlendirilmesi ve arz güvenliği açısından çok önemli buluyoruz. Türkiye, yılda sadece enerji alanında son 10 yılın ortalaması 44 milyar dolarlık ithalat yapan bir ülke. Petrolün ve doğalgazın yüzde 90-95'ini ithal eden bir ülke. Düne kadar elektrik tüketiminin yüzde 60'ını 70'ini ithalata dayalı kaynaklardan sağlayan bir ülke olarak özellikle bu çerçevede yenilenebilir enerji konusunda önemli adımlar atmayı hedefe koyduk." ifadelerini kullandı.
"AVRUPA'NIN ÖNEMLİ PARTNERİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Albayrak, dünyanın son dönemde ekonomik ve siyasi bir dönüşüm sürecinden geçtiğine işaret ederek, şöyle dedi:
"Yeni ekosisteminin içinde doğu ve batı ekonomisinin, tüketimin, büyümenin ayrıştığı bir dönemde kazan-kazan modeline dayalı doğru bir sinerji oluşturacak rasyonel, akılcı bir stratejik planlama ortaya koyabilelim. Türkiye olarak biz, ekonomik büyümemizin altyapısını oluşturan dinamik enerji büyüme potansiyeliyle, özellikle bulunduğumuz istikrarsız ülke ve coğrafyalarda güvenli bir liman ve en önemlisi Avrupa'ya kaynak çeşitliliği ve enerji arz güvenliği noktasında önemli bir partner olmaya devam edeceğiz."
Geçen yıl Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) rüzgar ihalesinde kilovatsaat başına verilen 3,48 dolar/centlik fiyatın yenilenebilirdeki rekabetin göstergesi olduğuna dikkati çeken Albayrak, "Bu fiyatlar birçok konvansiyonel yakıtlara dayalı enerji talebi açısından, yenilenebilirin önünü açıyor. Biz bu çerçevede, YEKA noktasında 10 yıl boyunca rüzgar ve güneşte 10'ar bin megavatlık kapasite oluşturarak, devlet desteğimizle bu alanda dünyada öncü ülkelerden biri olmak için stratejimizi inşa etmeye devam edeceğiz. Şunu da görmemiz lazım ki, 86 bin megavatlık kurulu gücünün yaklaşık yüzde 50'sini yenilenebilir kaynaklardan sağlayan bir ülke olarak, enerji zengini bir coğrafyada kaynak ve altyapı çeşitliliğini sağlayacağız. Dünyada gelişen teknolojilerle yenilenebilir kaynakların artık rekabetçi ve sürdürülebilir bir modelle depolandığı bu süreçte, biz de bu amaca hizmet etmek durumundayız." ifadesini kullandı.