Gimbal olarak bilinen ve kameralarda video kaydı esnasında yaşanan titremenin önüne geçmeye yarayan aygıtı kendi imkanlarıyla üretmek için kafa kafaya veren üç kardeş, yaklaşık iki yıllık çalışmanın ardından hedeflerine ulaştı.
Ürettikleri aygıt için İstanbul Park pistinde üç spor otomobil ve bir motosikletle bir tanıtım videosu çeken Serdar, Mahmut ve Serhat Kılıçbay kardeşlerin şimdiki hedefi, yerli imkanlarla ürettikleri ürünü yurtdışında pazarlayabilmek.
Makine mühendisi Serdar Kılıçbay yaptığı açıklamada, 23 ay boyunca gece gündüz bu işi düşündüklerini ve yoğun çalışma temposunun ardından, ürünü ortaya çıkarmayı başardıklarını anlattı.
İkisi mühendis, biri de endüstri ürünleri tasarımcısı üç kardeş olduklarını dile getiren Kılıçbay, "En ufak kardeşimiz Serhat'ın bizden bir talebi oldu 'Bana bir Dolly yapar mısınız?' dedi. Benim ilk tepkim 'Dolly nedir?' şeklinde oldu. Ardından, Dolly'nin tekerlekli kriko üzerine sabitlenmiş kamera olduğunu öğrendik, onu yaptık. Sonrasında internet üzerinde yapılan bir canlı yayına katıldık. Orada çok güzel tepkiler aldık. Bu tepkiler üzerine yayını yapan Barkın Bey bize, 'Bu kameranın elle taşınanı var' dedi. Sonra kardeşim de bu cihazın elektroniğinin 3 yıldır dünyada üretildiğini söyledi. Ardından biz de 'Bunu nasıl yaparız?' diye düşünmeye başladık." diye konuştu.
Serdar Kılıçbay, ilk aşamada cihazı muadillerinden yüzde 30 daha ucuza üretmeyi hedeflediklerini belirterek, daha sonra aylar boyunca, yaptıkları şeyleri beğenene kadar cihazı baştan tasarladıklarını söyledi.
Çalışmalar sonunda kendilerinin de satın almak isteyeceği bir ürün ortaya çıkardıklarını kaydeden Kılıçbay, "Bunu Sabah 6'dan akşam 6'ya kadar çalışarak, onlarca kişinin yanına gidip işlerini öğrenerek yaptık." dedi.
Kılıçbay, cihazın ortaya çıkışı sırasında birçok kişiden karşılıksız destek gördüklerini aktararak, şöyle devam etti: "Aslında burada 3 kardeşin arkasında bir sürü bağlantı var, birçok insanın fedakarlığı var. bugün burada, bu pistte yaklaşık 30 kişiyiz. Birçok insan bizimle birlikte ve bu pist de dahil olmak üzere bizden bir bedel almadı. Biz yaptığımız işe inandık. 23 ay boyunca gece gündüz gerçekten bu işi düşündük ve sonuçta böyle bir şey ortaya çıkardık. Asıl hedefimiz yurtdışı. Türkiye'nin nitelikli ürünlere ihtiyacı var. Türk beyinlerinin, Türk insanının dünyadaki diğer rakiplerinden çok daha yetenekli ve üstün vasıflara sahip olduğunu dünyaya göstermemiz lazım."
İşin planlama ve üretim kısmını geride bırakıp artık pazarlama noktasında olduklarını belirten Kılıçbay, "Bizim 3 kardeş olarak yaptığımız şey, sadece Türkiye'de bulunan potansiyeli bir araya getirip bir ürüne nakşetmekti. Biz bunu geliştirdik, biz bunu yürüttük ve şu an buradayız. Umarım bundan sonraki gelişmeler de bizim istediğimiz yönde, dünyaya açılmamızı kolaylaştırır yönde olur." şeklinde konuştu.