Kötü bir sezon geçiren F.Bahçe ligin son maçını kazanmak istiyordu. Buna karşılık geçen haftaki çok kritik Malatya galibiyeti ile büyük moral bulan Rizespor da mucizevi bir matematiksel düşme şansını göz önüne alarak, bu maçta en az 1 puan istiyordu. Bu şartlarda temmuz sonunda beklenenden daha hareketli ve keyifli bir maç izledik. İlk yarının tamamında oyunu kontrol altında tutan misafir takımdı. Bunun da en önemli nedeni F.Bahçe'nin değişik kadrosu ile yaşadığı uyum sıkıntısı, Rizespor'un ise oyuncuların birbirlerini iyi tanımalarıydı. Ama yine futbolun ilginçliğine ilk yarıda şahit olduk. Bazı önemli atakları ve pozisyonları değerlendiremeyen Rizespor, hiç pozisyon bulamayan F.Bahçe'ydi. Ama rakibin geriden çıkıştaki büyük hatası ile F.Bahçe kazandığı penaltıdan Emre ile skor avantajı yakaladı. İkinci yarıda F.Bahçe'nin alışılmış stratejik hatalarından biri gündeme geldi. Skor avantajına sahipken kontratak golü yediler. Bu golden kısa süre sonra bu dakikada kadar hiç sahada görülmeyen Rodrigues güzel bir gol attı ve F.Bahçe son maçından 3 puanla ayrıldı. Genç oyunculara bir göz atalım… Ömer Faruk'un daha çok pişmesi gerekiyor. Ferdi, kopuk kopuk oynama alışkanlığını mutlaka bırakmalı. Allahyar ise değişik bir tip… Hareketli, topla rakip arasına iyi giriyor. Eğer direkt forma giyecek bir takıma gönderilip sürekli oynarsa ben bir ışık gördüm. Dün gece Emre Belözoğlu faal futbolculuk yaşamını noktaladı. Bir de gol atması güzel oldu. Emre Belözoğlu büyük başarılarla dolu bir kariyere sahip. Bunların içinden bana göre en önemli iki tanesi 2000'de G.Saray'ın kazandığı UEFA Kupası, 2002'deki dünya 3.'lüğü…Bundan sonraki yaşamında başarılar diliyorum.