BEŞİKTAŞ, maça hızlı, atak, Denizlispor ise dağınık başladı. Kısa sürede önce Ljajic ile çok önemli bir pozisyon kaçtı, ardından Burak kaleciden dönen topta alışılmış fırsatçılığını konuşturarak skor avantajını erken getirdi. 20. dakikadan sonra Denizlispor oyunu dengeledi. Tempoyu yükselterek ofansif girişimlere başladılar. Beşiktaş ise kopuk kopuk tehlikeli ataklar geliştiriyordu. Denizlispor açısından en net pozisyonu Mustafa Yumlu kafayla kaçırdı. İkinci devre baştan sona oyunu domine eden taraf Beşiktaş oldu. Sürekli pozisyon üretmeye çalıştılar. Bir strateji hatasıyla kolay bir gol yediler. Bu bir sıkıntı yarattı ama Gökhan Gönül yine kornerde bir alışılmış, ön direk pozisyonuyla takımını öne geçirdi. Bundan sonra her şey Beşiktaş lehine gelişti. Arka arkaya gole yakın, hücum girişimleri vardı ve sonunda 5 gollü bir galibiyet gündeme geldi. N'Koudou'nun golü mükemmeldi. Beşiktaş karşı alanı geniş kullanarak organize futbol oynamaya çalışan bir takım ve bunu geliştirmeye çalışıyorlar. Ancak top rakipteyken ciddi rahatsızlıkları var. Bunun dışında Sergen Yalçın'ın üzerinde durması gereken bir durum var: Bir takım ikinci yarıda skor avantajına sahipken 50 metre genişlikte rakipten tek oyuncuya yakalanıp, kontratak golü yememeli. Günümüz futboluna ters düşen bir durum. Üstelik benzer gollük kontratağı 2-1'ken de yaşadılar ama rakip değerlendiremedi. Denizlispor elinden geldiğince mücadele etti ama N'Koudou'nun golü sonrası iştahlı Beşiktaş karşısında yapacakları bir şey kalmadı. Bülent Uygun'un en büyük sorunu takımın en önemli hücum silahı Rodallega'da olan fiziki tükeniş. Ayakta duracak hali bile yok.