Real Madrid maça çok hızlı ve atak başladı. Oyunun kontrolünü çabuk ele alıp kısa sürede skor avantajı peşindeydiler.
Galatasaray da geride kapanıp alan daraltıyordu. İlk ileriye çıkışta önemli bir gol kaçtı, hemen devamında iki gol daha kaçtı. Bu beklenmeyen olumlu görüntü taraftarı da iyice ateşleyince Galatasaray hücumu düşünmeye başladı. İşte bence burada hata yaptı. Çünkü Galatasaray'ın ligdeki en büyük zaafı rakip alanda kaybedilen toplardan sonra geniş alanda yakalanıp pozisyonlar vermek.
Real Madrid her ne kadar takım halinde bu sezon düşüş yaşasa da başta Modric olmak üzere önemli eksikleri olsa da yine de bir Real Madrid. Zaten ilk yarıda attıkları gol ve kaçırdıkları ve de sonunu getiremedikleri pozisyon girişimlerinin hepsi Galatasaray'ın karşı alanda kaybettiği toplardan kaynaklandı.
İkinci yarıda Galatasaray yine atak başladı. Zaten mecburdu da. Skor dezavantajındaydı. Zaten beraberlik de ilk iki şansını mucizelere bırakacaktı.
Hücum girişimleri netice vermezken 60'tan sonra oyunu aşırı zorlamaktan beklenen yorgunluk gündeme gelince Real Madrid'in pozisyon zenginliği ortaya çıktı. Ama yine Muslera, bir pozisyonda da direk Real Madrid'in farkı artırmasına izin vermedi. Bu arada sahneye Zidane çıktı. Zaten takımı formsuz. 3 soğuk oyuncu birden değiştirdi. Bu G.Saray'ı rahatlattı ve de beraberlik şansı iki kere yüksek toplardan geldi ama Nzonzi ve Luyindama değerlendiremedi. Takım halinde Galatasaray elinden geleni yapmaya çalıştı. Eğer skorda denge varken kaçırdıkları 3 pozisyondan biri gol olsaydı o zaman kontrollü futbolla oyunu geride kabul edip, alan daraltıp, fizik gücü de ekonomik kullanıp bir önemli başarı elde edebilirdi. Ben en çok Nzonzi ile Andone'yi beğendim. Şimdi tek hedef kaldı, Brugge'ü İstanbul'da yenip grubu üçüncü bitirebilmek.