Konya'da temposu düşük, pozisyonu az bir 90 dakika izledik. İlk devrenin tamamını düşük tempo ile Galatasaray domine etti. Konyaspor takım halinde topun arkasına geçip alan daraltarak sahanın geri kalanını rakibine bırakıyordu.
Galatasaray'da ilk 20 dakika Onyekuru hareketliği, dripling yeteneği ve ikili oyunlarla hücum girişimlerinin odak noktası oldu. Devrenin kalanında Feghouli sahne aldı; iki şut ve etkili bir kaç kavisli orta. Ama pozisyon kısırlığı gündemdeydi.
İkinci yarı da aynı şekilde düşük tempoda oynanan bir maç vardı. Konyaspor yine sadece savunma yapıyordu. İlk yarıya göre değişen tek şey maçın son 25 dakikasında Konyaspor'un da hücumu hatırlamasıydı.
Tabi bunda oyunu sürekli zorlayan ve hafta arası da kupa maçı oynayan Galatasaray'ın yorgunluğunun da payı vardı.
Sonra Fatih Terim riskli değişikliklere başvurdu, driplingçi Onyekuru'yu çıkarıp çift santrfora döndü. Bu Konyaspor'a biraz nefes aldırdı. Ama Konyaspor'un gole gidecek bir aksiyonu olmadı.
Çünkü santrfor Yatabare ve yerine giren Jahovic'in yanısıra Fofana ile Ömer Ali son derece güçsüz ve formsuzdu. Onları ayakta tutan ve de önemli bir puan kazanmalarını sağlayan şey Aykut Kocaman'ın oturttuğu disiplinli takım savunmasıydı. Galatasaray sonuçta çok önemli 2 puan kaybetti.
Genelde hiç bir futbolcu kapasitesinin üstünde bir performans sergilemedi. Ben sadece olumlu olarak 1 numaraya Donk'u koyuyorum. Defanstaki başarısının yanısıra neredeyse son saniye kafa ile golü atıyordu.
Son olarak elim kazada hayatını kaybeden Josef Sural'ın ailesine sabır diliyorum. Alanyaspor camiasının da başı sağolsun.