Galatasaray yüksek tempolu, etkili hücum presle rakibe nefes aldırmayan bir ilk 25 dakika sergiledi. Bu yoğun baskıda her iki kanat kullanılıyordu. Diğer varyasyonlar da deneniyor ama net pozisyon bulunamıyordu. Atılan gol de Feghouli'nin şutunda topun Doğukan'ın kafasına çarpıp yön değiştirmesinden geldi. Devrenin son 15 dakikasında Galatasaray'ın temposu ve presi düştü. Yorgunluk başlayınca orta sahada ciddi sıkıntı meydana geldi. Ndiaye'nin yapısı tek ön liberoya kesinlikle uygun değil. Belhanda ve Emre'nin de defansif yönleri yeterli olmadığından kontrol Antalyaspor'a geçti. Bu bölümde Muslera'dan çok kritik iki kurtarış geldi. Fatih Terim bu tabloyu görünce çok doğru bir değişikliğe gitti ve Emre'yi çıkarıp gerçek bir ön libero olan Donk'u sahaya sürdü. Ndiaye de istediği gibi daha öne oynama özgürlüğüne kavuşmuş oldu. İkinci yarı da kora kor başladı ve bu arada maçın kırılma anı gündeme geldi. Bir korner atışında Antalyasporlu Hakan Özmert'in net kafa vuruşu direkten döndü, 18'e düşen topa bu sefer Diego mükemmel vurdu; ama Muslera aynı güzellikle bir kurtarışla golü önledi. Bir dakika sonra da Galatasaray ilk defa içe kat etmeyi düşünen Onyekuru ile kendisini rahatlatan golü attı. Kısa süre sonra da Ndiaye maçı kopardı.
Galatasaray takım olarak iyi oynayarak farklı bir galibiyet elde etti ama bunun 1 numaralı mimarı, tek farklı skor avantajı varken üç müthiş kurtarış yapan Muslera'dır. Emre'nin fizik olarak daha çok eksiği olduğu bu maçta görüldü. Diagne'de de attığı gole rağmen değişen olumlu bir şey göze çarpmadı. Antalyaspor kısıtlı kadrosu ile iyi mücadele etti ama Muslera'yı aşamayıp bir de ikinci golü yiyince çözüldüler. Bu sezon ilk defa büyük-küçük ayrımı yapmadan çok cesur ve çok objektif bir hakem izlemek gözümün pasını sildi. Tebrikler Arda Kardeşler.