Kayseri'de iki takımın futbolcularının da birbirlerini yakın temasla bozdukları bir ilk yarı izledik. Bu tabloda iki kalede de değil pozisyon oluşması, heyecan yaratacak aksiyonlar dahi gündeme gelmedi. Bu yarıda iki nokta dikkatimi çekti. Birincisi Hikmet Karaman'ın dersini iyi çalışıp başarıyla uyguladığı plandı. Fenerbahçe'nin ofansif girişimlerinin odak noktası sağ kanat bindirmeleriydi. Hikmet Karaman bu kulvarda Umut'u, Isla'yı kontrol etmekle görevlendirdi. Kucher'le de yardım getirerek F.Bahçe'nin hücum gücünü sıfırladı. Çünkü ofansif açıdan Soldado ve Ayew'de hiç hareket yoktu. İkincisi de fiziki yetersizlikten her maç kart görmek için uğraşan Soldado'nun harakirisiydi. Malatya maçında kırmızı kartlık hareketi hakemin hoşgörüsüyle geçiştirilmişti ama bu defa yakalandı.
Yanal, takım 10 kişi kalınca ikinci yarıda Mehmet Ekici'yi çıkarıp Moses'ı aldı. F.Bahçe bir 15 dakika kora kor mücadele etti. Jailson'la maçtaki en net pozisyonu yakaladı ama değerlendiremedi. Sonra maç tek kaleye döndü. Ersun Yanal, yorulup oyundan düşen takımda Eljif'i alacağına büyük bir hataya düşerek Frey'i aldı. Bu adeta intihar değişikliğiydi. Artık F.Bahçe nefes alamaz hale geldi. Ama Kayseri'nin hücum girişimlerinde organizasyon sıkıntısı açıkça görülüyordu. Son dakikalarda Kravets, çok güzel bir kafa golüyle takımını galibiyete taşıdı. Fenerbahçe, vasat futbolla evinde iki haftada altı puan kazanmıştı ancak Kayseri'den puansız döndü.
Dün gece, eşi benzeri görülmemiş hakem ve VAR skandalına şahit olduk. Alper Ulusoy her yönüyle çok kötü maç yönetti. Şamil ve Mensah'ın sarı kartlarını atladı. Faul gerekçesiyle VAR ile birlikte iptal ettiği Kayseri'nin golü dünyada eşine rastlanan bir olay değil. Eğer Şampiyonlar Ligi'ndeki VAR uygulamasında böyle bir gol iptal edilse, UEFA hem maçın hakeminin hem de VAR'ın başındaki hakemin kokartını o gece ebediyen söker...