Fatih Terim daha önce kadroya almadığı dört futbolcunun tümünü ilk 11'de sahaya sürdü. Beklendiği gibi de ofansif ağırlıklı bir kadroyla başladı. İlk 45 dakikanın tümünde oyunu karşı alana yıktık. Ancak alışılmış biçimde alan daraltan savunmalara karşı set oyununda yavaş hareket ediyoruz ve üretkenlik sıkıntısı yaşıyoruz. Kosova'nın geriden çıkışlarında hücum presi etkili olamayınca rakip savunmayı dengesiz yakalayamadık.
İlk yarıda hücumdaki en aktif isim Volkan Şen idi... Arda sol kulvarda ve oradan içe kat edişlerde beklenen işlerliği sağlayamadı. Burak da zaten yapısı itibarıyla geniş alanı seven santrfor tipi.. Bu yarıda Fatih Terim, Oğuzhan'dan beklediği ofansif katkıyı alamadı. Aslında Oğuzhan'ın ilk 11'de tercih edilmesi de doğru değildi. Çünkü Oğuzhan'ın ciddi bir fizik eksikliği vardı.
Devre arasında gereken değişiklik yapıldı. Oğuzhan'ın yerine giren Yunus Mallı'nın kısa sürede 18 içine yaptığı sızma girişimi Burak'la gole çevrildi. Hemen ardından da ikinci gol gelince iş orada bitti. Sonrasında oyun iki taraf için de rölantiye döndü... Sonuçta çok iyi oynamasak da önemli olan 3 puanı almış olduk. Ancak bu galibiyetten de çıkarılacak dersler var.
2-0'DAN SONRASI SIKINTILI...
Rakip zayıf olmasına rağmen ilk yarının son dakikasında az kalsın gol yiyorduk. Bence en çok üstünde durulması gereken de 2-0'dan sora kalan uzun bölümde rakip de savunma güvencesini elden bırakmışken pozisyon bulacak etkili ataklar geliştiremeyişimizdi.
Şimdi önümüzde Mart'a kadar uzun bir süre var. Ondan sonra da içeride Finlandiya, deplasmanda Kosova ile oynayacağız. Bu maçlara iyi hazırlanıp beklenmeyen puan kaybı yapmamamız lazım. İlk hedef 2017 baharında Finlandiya ve Kosova maçlarından altı puanı alıp ondan sonra da kendi sahamızda rakiplerimiz olan Hırvatistan ve İzlanda karşısında Dünya Kupası şansını değerlendirmemiz gerekiyor.
