Fenerbahçe kendisi için kritik deplasman maçına son derece durgun başladı. İlk 10 dakikada ne topa sahip olabildiler ne de savunma güvencesi oluştu. Kalesine arka arkaya kornerler atıldı, bir top direkten döndü ve deneyimli kaleci Volkan Demirel'in hediyesi ile penaltıdan skor dezavantajına düşüldü. Kısa bir şoktan sonra Fenerbahçe, kendine geldi ve oyunu karşı alana yıkarak yoğun baskı kurdu. İki kenar bekten İsmail ileriyi zorluyordu ama etkisizdi. Şener ise hiç ofansif destek veremiyordu. Sow zaten güçsüz... Bütün ofansif güç ilerde Volkan Şen ve Emenike ile koşan üç orta sahanın üçüncü bölgede presle kazanacağı toplara kalmıştı.
İkinci yarıya Dick Advocaat çok yanlış bir değişiklikle başladı. Orta sahadan koşan Ozan'ı çıkarıp Van Persie'yi sahaya sürdü. Hem yenik durumdasın, risk alacaksın ve Sow ile Van Persie'nin fizik kondisyonları zayıf. Son derece yanlış bir hamle idi. Ama bu yanlış hamleyi Osmanlıspor'un hocası Reşit Akçay değerlendiremedi. Çakılı santrforu çıkarıp, Ndiaye'yi gizli santrfor gibi oynatıp, bir orta saha oyuncusu sahaya sürseydi cezayı da keserdi.
Sonuçta Fenerbahçe sürpriz bir şekilde, rakip oyuncunun düşmesiyle oluşan pozisyon sonrası arka direkte Van Persie ile beraberliği yakaladı. Maç da bu skorla noktalandı.
F.Bahçe'nin kadro yapısı ve oynadığı futbolla bu ligde zirve yarışını ididalı biçimde sürdüreceğini ben hiç tahmin etmiyorum. Dün belki Osmanlıspor deplasmanında 1 puan başarısızlık sayılmayabilir ama göz ardı etmemek lazım ki rakip sezonu erken açtığı için bir form düşüklüğü yaşıyor. Hafta içinde de İsviçre 2. Lig takımına kaybettiler. Bir de üstelik oturmuş defans bloklarından üç kişi dün gece yoktu. Eğer "F.Bahçe Feyenoord ile oynadığı için yorgun" deniyorsa rakibi de aynı gün deplasmandaydı. Bu şartlarda pozisyon zenginliği yaşayamayıp, oyuna sürekli hükmedemeyip ancak beraberliği kurtarabiliyorsan takımın durumu hiç iyi değil demektir... Bana göre; Fenerbahçe'de yine en gayretli isimler Volkan Şen ve Mehmet'ti... Osmanlıspor'da da en çok Mehmet Güven'i beğendim.