Milli Takım için çok zor bir maçtı. Rakip sistemi oturmuş, güçlü bir takımdı. Bizim ilk 11'imize baktığımızda çok sayıda maç eksiği olan oyuncularımız vardı. Daha da önemlisi birbirlerinin özelliklerini tanımayan bir kadroyduk.
Bu olumsuz şartlarda başarılı bir ilk yarı sergiledik. 11'inci dakikaya kadar yüklendik, Emre'nin bir şutu ve Okay'ın kafası ile rakip kaleyi tehdit ettik. Bu dakikadan sonra da ilk Hırvat çıkışında yüzde yüz bir golden kurtulduk. Ardından kontrol rakibe geçti. Ama alanları yardımlaşmalı, iyi kapatarak, takım ruhunu sahaya yansıtarak Hırvatlar'a organize olma şansı vermedik. Atlattığımız iki tehlike tesadüfi oluşan pozisyonlardı. İşi iyi götürürken İsmail'in çok gereksiz sebep olduğu penaltı ile devre sonunda geriye düştük. Moral bozukluğu ile soyunma odasına gidecekken son saniyede Hakan Çalhanoğlu'nun frikiği ile beraberliği sağladık.
İkinci yarının tamamı tahminimden de iyi oyunumuzla geçti. Konsantrasyonumuz ve oyun disiplinimiz ön plandaydı. Üç kere de gole çok yaklaştık. Ancak Emre Mor'un ve Şener'in sıfıra inerek kestikleri toplarda Cenk pozisyon alamadı. Bir önemli pozisyonda da Cenk pas yerine şutu tercih etti. Futbolcularımız ise çok önemli puanı alabilmek için her şeylerini ortaya koydular. Sonuçta da bir puanla sahadan ayrıldık. Aslında eğer biraz dikkatli olsak ikinci yarının ilk 15 dakikasında bulduğumuz pozisyonda maçı da kazanabilirdik. Tüm futbolcular ellerinden geleni yaptılar. En beğendiğim oyuncular Mehmet Topal, Şener ve Okay'dı... Volkan Babacan biri uzatmada iki çok önemli kurtarışla maça damga vuran isimdi.
Benim Hırvatistan ile ilgili önemli bir tespitim vardı. Çok önemli yetenekleri ve oturmuş sistemleri de olsa hücum güçlerinin odak noktası bana göre dünyada en beğendiğim ofansif beklerden biri Srna'ydı... Ve Srna Euro 2016'dan sonra milli takıma veda etti. Dün de Hırvatlar onu çok aradı... Tekrardan dönme çağrısı yaparlar.