İlk 10 dakikada Galatasaray'ın takım olarak bu maçı daha çok istediği belli oldu... Fenerbahçe'nin birçok saha içi rahatsızlığı vardı. Bu tip zorluk derecesi yüksek maçlarda defans bloğunun kuruluşu çok önemlidir. Bu blokta ciddi maç eksikleri olan Ba ve Şener'in birlikte görev almaları önemli bir handikaptı. Van Persie'nin alışlmış biçimde ayakta duracak hali dahi olmayınca bir kişi eksik oynuyorlardı. Galatasaray ise hırsı ve etkili gelişen ataklarına rağmen işi bitirmesi gereken ilk devrede golü duran toptan bulabildi.
İkinci yarıda Van Persie çıkınca Fernandao tam hazır olmasa da en azından maç Fenerbahçe lehine döndü. Fenerbahçe'nin yoğun baskısı 90'ıncı dakikaya kadar devam etti. Bir tane direkten dönen bir de Muslera'nın kurtardığı top var. Galatasaray geride kalabalık alan savunmasıyla sürekli rakibi karşılama düşüncesindeydi. Bir ara Galatasaray açısından sıkıntı büyümüştü ki teknik direktör Riekerink biraz geç kalmış da olsa yerinde bir hamleyle Sabri'yi oyuna alırken dün çok pasif olan Sinan'ı çıkardı. Bu değişiklik Galatasaray'a iyi geldi.
Savunma ağırlıklı oynayarak maçı istedikleri sonuçla bitirip hem kupayı kazandılar hem de Avrupa cezasını iki sene olmaktan kurtardılar. Galatasaray savunmada iyi oynarken en çok Hakan Balta'yı beğendim. Lukas Podolski de dün iyi bir oyun çıkardı.
Fenerbahçe cephesine sormak istediklerim var; Gökhan Gönül dün niye oynamadı? Üstelik de Şener ne fiziksel ne de zihinsel olarak hazır değilken... Sezon başında güçsüz olup uzun süre sakat olan Markovic'ten medet ummak hangi teknik adam mantığına uyar?..
Sezon başından beri yürüyecek hali dahi olmayan Van Persie için Pereira'ya 'oynatacaksın' talimatı üç kulvarda da takımı hüsrana uğrattı. Kafama takılan çok önemli bir konu daha var. Maç öncesi terör tehlikesi yüzünden üst düzeyde güvenlik önlemleri vardı. Bu önlemler varken stada rekor sayıda meşale nasıl girdi? Anlamak mümkün değil...