Galatasaray maç başında Rizespor defans bloğunun çağdışı ofsayt taktiği sayesinde çok net bir pozisyon buldu. Ancak Olcan değerlendiremedi. Bu pozisyonun ardından devre sonuna kadar kopuk kopuk bir futbol izledik. Daha fazla Rizespor atakları gündemdeydi. Ama organize gelişen hücum girişimlerinde son pas seçimleri yanlış, yapılan ortalar isabetsizdi. Galatasaray da karşı kaleye her gidişinde tehlikeli oldu ama üretken olamadı.
İkinci yarıda bilhassa ilk 20 dakikada yoğun Galatasaray baskısı vardı. Ama yine de net pozisyon bulamadılar. Sonra oyun yine karşılıklı ataklara döndü. Bu arada Galatasaray Teknik Direktörü Riekerink biraz geç olsa da Podolski-Volkan değişikliğine gitti. Podolski üst düzey fiziki yetersizlikten, sahada ismi olan ama cismi olmayan bir yıldız futbolcu. Aynı Robin van Persie gibi... Bu değişiklikten sonra, Galatasaray'ın hücumları daha etkili olmaya başladı. Son dakikalarda Emre Çolak takımını kritik bir anda öne geçirdi. Ama futbol her zaman söylediğimiz gibi çok ilginç bir oyun. İşte cazibesi de burada yatıyor.
90 dakika boyunca en az 15 tane organize atak girişiminde bulunup, üçüncü bölgeyi zorlayan Rizespor, kaleci Muslera'ya tek şut dahi atamamıştı. Ama yenik duruma düştükten sonra maçın son saniyesinde bir duran toptan beraberlik golünü buldu.
Galatasaray'da beğendiğim oyuncular; Denayer ile Emre Çolak'tı. Genç santrfor Volkan'da da ısrar etmek lazım diye düşünüyorum. Dikkatimi çeken bir önemli olay da Galatasaray teknik direktörü Riekerink'in Koray'ı sağbekte oynatması.. Koray Günter'in hem sezon boyunca maç eksiği var hem de defans bloğunun sağ tarafı yapısına hiç uygun değil. Neden böyle bir tercih yapılır teknik açıdan mantıki bir cevap bulamıyorum.
Çaykur Rizespor rekor sayıda bu kulvarı etkili bir biçimde zorladı. Kweuke'nin Çaykur Rizespor için önemli ne kadar önemli bir santrfor olduğu da net bir biçimde ortaya çıktı.