Glasgow Rangers en alt kümeye düşürüldükten sonra, senelerin rekabeti bitince, Celtic artık sıradan bir takım oldu. Kadıköy'e grup sonunculuğu garanti bir durumda geldiler. Her şeye rağmen en iyisini yapabilmek için mücadele edeceklerini tahmin ediyordum. Bunu düşünen F.Bahçeli futbolcular da maça atak başladılar. Mehmet Topal ile çok erken bir skor avantajı kaleci ile birlikte direğe takıldı.
İlerleyen bölümde, F.Bahçe'nin saha içi görüntüsü vasatı aşamadı. İlerideki üç forvetin katkılarının çok yetersiz oluşuydu. Üretkenlik sağlanamıyor, baskı da artıyordu. Bir önemli rakip pozisyonunda Abdoulaye Ba, penaltı ve kırmızı kart riskini göz önüne alarak engelledi. Devre sonu takımın en başarılı ismi Gökhan Gönül'ün mükemmel uzun pasında, o dakikaya kadar sahada görünmeyen Markoviç, klasik sprinter atma şansını buldu. Kalecinin de büyük hatası ile takımı rahatlatan gol geldi. İkinci yarı güllük gülistanlık başladı. Skor avantajı ile işi hemen hemen garantiye almış Fenerbahçe adeta karşı alanda yerleşti. Tempoyu fazla zorlamayıp, fizik gücünü ligi düşünerek ekonomik kullandı. Rakibin de tehdit edici hiçbir görüntüsü yoktu. Birden sahneye Diego çıktı. Hakemin önünde, bu tip maçta, böyle bir tekme nereden çıktı, yorum yapmak dahi mümkün değil. Bu dakikada, bu sefer Diego'dan sonra Pereira gündeme geldi. Kırmızıdan sonra hemen yapılacak tek hamle vardı; Ozan girecek, Markoviç çıkacak... Bunu yapmadı ve de beraberlik golü geldi. Üstelik de daha uzatmalarla birlikte yaklaşık 18 dakika varken.... Hala Ozan kulübede oturuyor, inanılır gibi değil. Bu arada Celtic'in de sonu gelmeyen 2 tehlikesi var. Son 10 dakika, Ozan-Markoviç değişikliği Pereira'nın aklına geldi. Sonuçta da 90 dakika ikinci turu getirmiş skorla bitmiş oldu.