Başakşehir takımının alışılmış garantili, zor pozisyon veren oyun anlayışını göz önünde tutan Galatasaray da kritik maçta kontrollü anlayışı benimseyince kalitesi ve temposu çok düşük bir ilk yarı izledik. Galatasaray tek net pozisyon buldu, Podolski değerlendiremedi. Buna karşılık Başakşehir'in 44. dakikaya kadar değil pozisyonu, 18 tehdidi dahi yoktu. Ama bu dakikada çok net bir pozisyon buldu. Onda da Mehmet Batdal, Muslera'yı geçemedi.
İlk yarıda ilgimi çeken bir konu vardı. O da Başakşehir'in kendi alanın ortasında zaman zaman alışılmışın dışında ofsayt taktiği uygulamasıydı. Bu Galatasaray için pozisyon üretmekte çok önemli bir şanstı. Ancak ofsayt tuzaklarının hepsine takıldılar.
İkinci yarı da dengede başladı. Ama kısa sürede Başakşehir, kontrolü ele aldı. Bu arada Hamza Hamzaoğlu, doğru bir hamle ile Umut-Sinan değişikliğine gitti. Maçın gidişatı Galatasaray için umut verici değildi. Bu sırada birden sahneye Abdullah Avcı çıktı. Bu kadar takımını tanıyan ve böylesine deneyimli bir hoca, inanılmaz bir teknik adam yanlışı yaptı. Hiç çıkmayacak iki futbolcuyu birden oyundan aldı. Mehmet Batdal ve Badji... Üstelik de skorda denge varken ve maçın kontrolü ellerindeyken. Bu dakikada yapılacak tek hamle vardı. O da hem sakatlık geçiren hem yorulan hem de sinirlenen Emre'nin yerine Mossoro'yu almaktı. Bu yanlıştan sonra Galatasaray, hakimiyeti eline geçirdi ve de önce Podolski ile skor avantajını yakaladı, sonra da aynı oyuncunun olgunlaştırdığı atak sonucu skoru garantiye aldı. Ve de sıkıntılı bir dönemde çok önemli bir deplasman galibiyeti elde etti.
Galatasaray'da ben yine en çok Hakan Balta'yı beğendim. Diğer oyuncular da iki kişi hariç vasatı aşmasalar da görevlerini yaptılar. Beklenenin çok altında olanlar da Yasin ve Sinan'dı. Hakem Serkan Tokat, takdir haklarını büyük takım lehine kullanan bir yönetim sergiledi. Podolski'nin attığı maçın neticesini değiştiren ilk golde de elle düzeltme vardı. Üç hakem birden bunu göremediler.