G.Saray, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynadığı dönemde 2012-2013 sezonunda oynadığı Schalke maçından bu yana ön elemeler hariç ilk kez deplasmanda kazandı ve ilk kez grupta ilk üç maçında gol yemedi. Ve G.Saray bu sezon yeni bir seriye imza atıp üst üste 7'nci kez kaybetmedi. Marsilya'dan bir puanla dönen Terim'in öğrencileri Moskova'da soğuk bir havada doğum gününü kutlayan Kerem'in attığı golle hem üç puan aldı hem de 7 puana yükselip liderliğini korudu. Kerem de 2009'dan bu yana deplasmanda gol atan G.Saraylı oyuncu oldu. Ligde oyun anlamında standardı yakalayamayan G.Saray, Avrupa'daki akıllı, dengeli, disiplinli, kontrollü anlayışını Moskova'da da sahaya yansıttı. Terim'in Beşiktaş maçını da düşünerek Barış Alper ve Babel'e ilk 11'de yer vermesi G.Saray'ın saha içi dengelerini biraz dalgalandırdı. Alper iyi niyetli ve çalışkandı ama hücum anlamında hızını yeterince kanatlarda kullanamadı. Babel oynadığı süre içinde sorumluk aldı ve sadece hücuma katkı vermedi savunmaya da yardıma geldi. Taylan ile Berkan sadece koşarak ve mücadele ederek oynamamalı. Bu ikili etkili pas kullanmak ve gol için şut atmak konusunda kendilerini geliştirmeli. Marcao'nun dönüşüyle asıl yeri sağ stopere geçen Nelsson hatasız oynadı. Galibiyeti isteyen ve Moskova'nın kontrolsüz hücuma geçtiği anda Terim oyuna doğru zamanda müdahale etti. Barış'ın yerine Kerem girdikten sonra Galatasaray dikine hücum etmeye başladı ve pozisyonlar buldu. Kerem'le birlikte Galatasaray'ın hücumdaki taşları yerine oturdu. Moskova savunmasını resmen dağıtan Kerem'in attığı goldeki deparı ve topa vuruş becerisi mükemmeldi. Morotan'ın golde attığı pas da kaliteliydi.