G.Saray'da yönetimler ve teknik adamlar artık Kuzey Afrika'dan oyuncu almayı bırakmalıdır. Belhanda, Feghouli gibi Kuzey Afrikalı oyuncuların disiplin ve öfke sorunları var. Bu iki oyuncu, kaliteli ayaklara sahip olsalar dahi saha içerisinde kendilerine yapılan sert hareketlerden sonra 'rövanş faul' mantığı ile hakemin kararını beklemeden rakibe cezayı kendileri kesiyorlar. Bu doğru bir profesyonellik değil. Feghouli oyundan atılıncaya kadar golcüsü olmamasına rağmen daha iyi top çeviren, Trabzonspor kalesine etkili paslarla gitmeye çalışan taraf G.Saray'dı. Özellikle Feghouli, ardından da Belhanda iki net gollük pozisyonu değerlendiremedi. Feghouli'nin Da Costa'ya attığı tekme aslında G.Saray'ın üçüncülük ve Avrupa hedefine atılan tekmeydi. Sosa, Sörloth, Ekuban gibi kaliteli ayaklara sahip Trabzon'a karşı bir kişi eksik oynamak kolay değildir. Nitekim eksik kalmanın zaaflarını G.Saray, rakibine verdiği pozisyonlarla yaşadı. Donk'un Sörloth'a yaptığı hareket bence penaltıydı. Sörloth topa vurmuş, top auta çıkmış, sonra Donk'un ayağı geliyormuş... Ben bu söylemlere katılmıyorum. Çünkü Donk'un hamlesi sonucu Sörloth'un ayak bileği bile kırılabilir. G.Saray'da yönetimin çatırdaması, kişilerin birbirleriyle konuşmaması, başkan Cengiz'in hastalığından dolayı kulüple haklı olarak fazla ilgilenememesi G.Saraylı oyunculara da olumsuz yansımış. Parası ödenmediği için Onyekuru'nun elini kolunu sallayıp gitmesi G.Saray yönetimindeki çaresizliği maalesef ortaya koyuyor. Onyekuru'suz G.Saray, Trabzon kalesine hızlı hücum yapamadı. Terim'in ikinci yarıya Sekidika- Linnes ikilisi ile başlaması G.Saray'ın gol isteğine çözüm olmadı. Trabzon, oyunu istediği gibi kontrol etti. Daha çok pozisyon üreten, skoru artırmaya çalışan Trabzonspor'du. Sahadan 3 gollü galibiyetle ayrılarak şampiyonluk umutlarını yeşertti. Tek golünü penaltıdan bulan G.Saray için kalan haftalar zulüm olacak gibi... Terim, 4 maçta çözüm üretemezse Galatasaray ligi ilk 5'in içinde bitiremez.